DKY’nin 2020 sloganı belirlendi: Özgürlük için direnelim, değişim için yürüyelim

  • 09:07 30 Kasım 2018
  • Siyaset
Hikmet Tunç
 
VAN - Bu yıl İspanya'da gerçekleşen Dünya Kadın Yürüyüşü toplantısına katılan Gülcihan Şimşek, 2020 DKY şiarının belirlendiğini aktararak, yeni şiarın "Özgürlük için direnelim, değişim için yürüyelim" olarak belirlendiğini söyledi.
 
Dünya Kadın Yürüyüşü (DKY), 2 yılda bir yaptığı buluşma toplantılarını bu yıl İspanya'nın Bilbao-Bask kentinin Baskanteri Üniversitesi'nde gerçekleştirdi. DKY'nin, 22-28 Ekim tarihleri arasında yaptığı 11'inci toplantısına, Latin Amerika, Asya, Avrupa, Afrika ve Ortadoğu başta olmak üzere toplam 37 ülkeden 100'ü aşkın delege ve gözlemci katıldı. Bir hafta süren toplantı sonrasında açıklanan sonuç bildirgesinde Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu'nda hayata geçirilen ve yeni bir sistem, model olan konfederal modelin önemli olduğuna vurgu yapıldı. Kürt Kadın Hareketi adına DKY'ye delege olarak katılan Gülcihan Şimşek yapılan toplantıya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 
 
'2020 yılının eylem planlaması çıktı'
 
Toplantıda birçok tartışma yürütüldüğünü ve kararlar alındığını aktaran Gülcihan, "Toplantıda kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin birçok karar alınıyor. Kadın mücadelesinin ne kadar büyüdüğünün, ne kadar direnişe dönüştüğünün göstergesi de bu toplantılarda konuşulup tartışılıyor" dedi. Daha sonra yapılan atölyelerdeki tartışma konularını da aktaran Gülcihan, 2020 yılının eylem ve etkinlik planlamasının çıktığını, önümüzdeki 2 yılın nasıl bir şiarla eyleme dönüştürüleceği, pratikleştirileceğinin tartışılmasının yürütüldüğünü, ayrıca 2 yılın değerlendirme raporunun sunulduğunu kaydetti. 
 
'Militarizmin kadın üzerindeki etkileri tartışıldı'
 
Toplantıda açığa çıkan kararların çok önemli olduğunu vurgulayan Gülcihan, "Hem dünya kadınları arasında hem bölgesel değerlendirmede; Ortadoğu, Afrika, Latin Amerika, Asya ve birçok kıtada kadına yönelik gelişen şiddet, militarizm ve şuan ki durum tartışıldı. Savaş tartışıldı. Özellikle militarizmin kadına yönelik geliştirdikleri; baskı, tecavüz kültürü üzerine tartışma yürütüldü. DAİŞ, El Nusra ve birçok radikal dinci örgütün kadınları metalaştırdığı, ganimete dönüştüren zihniyetleri tartışıldı" ifadelerini kullandı. 
 
'Kapitalizmin kadına yönelik şiddet politikaları ülkeden ülkeye değişiyor'
 
Kapitalizmin kadın üzerindeki baskı ve şiddet politikalarının, kapitalizmin hem yoksullaştıran hem köleleştiren yaklaşımı, kullandığı araçların neler olduğu üzerinde tartışıldığını söyleyen Gülcihan, "Kadının kendi bedeni üzerindeki tasarruf hakkı, kürtaj yasası gibi konular da konuşuldu. Kapitalizm ülkeden ülkeye, kıtadan kıtaya ayrı bir şiddet ve baskı politikası yürütüyor. Erkek egemen devlet sisteminin yasalarla kadını nasıl eve kapattığı, ekonomi üzerinde nasıl işi ucuza dönüştürdüğü, nasıl yoksullaştırdığı konuşuldu. Bunların ardından çıkış yolu ne olabilir, nasıl çözülebilir üzerine tartışmalar yürütüldü" dedi. 
 
'Ortadoğu da bir savaş var ama bir değişim de var'
 
Kadın özgün örgütlenmesine ilişkin de tartışmaların yürütüldüğünü dile getiren Gülcihan, bu tartışmalardan çıkan sonuçları şu şekilde özetledi: "Ortadoğu Atölyesi zaten kendi toplantılarını alıp tartışmalar yürüttü. Amerika, Latin Amerika, Afrika ve Ortadoğu kadınların ortak noktası vardı. Ortak noktalar konusunda bir araya gelerek tartışmalar yürütüldü. Burada şöyle bir değerlendirmede ortaya çıktı; 'Ortadoğu'da bir savaş süreci var ama bir değişim de var' denildi. Kürt kadınları olarak zihniyet değişimine ihtiyaç olduğu önerisini sunduk. Ortadoğu da kadın öncülüğünde gerçekleştirilen Rojava Devrimi'ni DKY'den kadınlar giderek yerinde gözlemlerde bulunmuş. Onlar da bize hak verdi. Çünkü kadın önce zihniyette değiştirilmeli. Rojava Devrimi buna örnek verildi."
 
'Kürt kadının öncülüğünü yaptığı model DKY'nin modeli olabilir'
 
Atölyelerde yürütülen tartışmaların her kıta üzerinden sunumlara dönüştüğünü kaydeden Gülcihan, "Sunumlarda özellikle Kürt Kadın Hareketi ve konfederal model değerlendirildi. Sunum öncesi yapılan Mozambik toplantısında Kürt Kadın Hareketi konfederal modeli öneri olarak sunuldu.  Bu gündem maddesi oldu. 'Konfederal model, DKY modeli olabilir. Bunun tartışmasını yürütebiliriz' sonucu ortaya çıktı. Bu Kürt Kadın Hareketi için çok önemli ve anlamlı bir değerlendirmeydi" diye konuştu. 
 
'Özgürlük için direnelim, değişim için yürüyelim'
 
"Eğer biz iddialı isek biz bir değişim yaratmak istiyorsak o zaman bu şiarın içerisinde değişim olmalı" denilerek 2020 şiarının belirlendiğini aktaran Gülcihan, yeni şiarın "Özgürlük için direnelim, değişim için yürüyelim" olarak belirlendiğini söyledi. 
 
'Önerilerimiz sonuç bildirgesinde yer aldı' 
 
Kürt Kadın Hareketi açısından DKY'nin sonuç bildirgesinde önerilerinin yer almasının önemine vurgu yapan Gülcihan, "Sonuç bildirgesinde bizler açısından vurgulanan noktalar 2020 yılı Dünya Kadın Yürüyüşü açısından ön açıcı bir şeyi sunuyor. Özelikle son yıllarda yaşanan savaşın kadın üzerindeki etkisi değerlendirildiğinde;  DAİŞ'in elinde hala 3 binin üzerinde Êzidî kadın bulunuyor. Binlerce kadın DAİŞ tarafından esir alınıp, köle pazarlarında satıldı. Kadın bedeni üzerinden yürütülen şiddet politikaları değerlendirildi. Yine sonuç bildirgesinde Filistinli kadınların ve Kürt kadınlarının verdiği mücadelenin çok değerli olduğu vurgulandı" dedi. 
 
'Her yıl dünya çapında 9 Ocak günü protesto edilecek'
 
Gülcihan, DKY'nin farklı farklı kesimlerden gelen kadınların ortak ağı olduğunu belirterek, "Devletsiz Kürt kadınlarının bir sesiydik orada. Bizim teslimiyetimiz orada sınırları olmayan bir halkın teslimiyetiydi. 2 yıl önce DKY'nin Mozambik toplantısında Sakine Cansız, Leyla Şaylemez ve Fidan Doğan'ın katledilmesinin siyasi olduğunu vurgulamıştık. Her yıl 9 Ocak'ın protesto edileceğini söylemiştik ve bizim bu önerimizden sonra her yıl dünya çapında 9 Ocak günü Paris katliamı protesto edilecek" diye konuştu. 
 
'Kürt Kadın Hareketinin felsefesi dünyaya yayıldı'
 
Kürt Kadın Hareketi'nin dünyaya yayılan felsefesinin tartışıldığını ve hem bir zihniyet değişimi hem de örgütlenme ile pratikleştirildiğinin vurgulandığını kaydeden Gülcihan, "Yani her ikisini bir arada götürme biçimi gerçekten çok dikkat çekti. Bir taraftan pratikleşen bir saha var, bir taraftan da ideolojik, politik anlamda açığa çıkan bir teorik bilincin nasıl buluştuğunun tartışmasını yürüttük. O yüzden Kürt kadın hareketinin açığa çıkarmış olduğu bu mücadele DKY açısından da önemli bir tespit olarak kayıtlara geçti" dedi.