‘Kürtler Ortadoğu’da belirleyicidir, kimse görmezden gelemez’

  • 09:05 24 Haziran 2019
  • Siyaset
Beritan Canözer
 
DİYARBAKIR - Ortadoğu’da Kürtlerin belirleyici olduğunu belirten HDP MYK üyesi Özlem Gündüz, hiçbir ülkenin Kürtleri görmezden gelemeyeceğini vurguladı. 
 
Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik sınır ötesi operasyonunu sürdüren Türkiye, askeri sevkiyatlarına devam ediyor. Operasyona birçok kesimden tepki gelirken, Halkların Demokratik Partisi (HDP) operasyonu “halkların birliğine saldırı” olarak değerlendirdi. HDP Meclis Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Özlem Gündüz, HDP’nin seçimden sonraki çalışmalarını ve sınır ötesi operasyonu değerlendirdi.
 
‘Biz seçim partisi değiliz’
 
HDP’nin kuruluşundan bu yana felsefesi ve paradigmasıyla Türkiye halklarına umut olan bir parti olduğunu belirten Özlem, “Seçimde de bunu bir kez daha çok net gördük. Stratejiyse kilit parti olduğunu gösterdi. HDP’nin stratejisi AKP-MHP ittifakına kaybettirmek, Kürdistan’da ise kayyım atanan belediyeleri geri almaktı. Genel olarak baktığımızda bu stratejisi sonuç elde etti ve başarıya ulaştı. Aynı şekilde bu stratejisiyle devam edecek. İstanbul seçimlerini de şuanda böyle ele alıyoruz ve böyle değerlendiriyoruz. Biz parti meclisi olarak yerellerde yürüttüğümüz seçim sonrası değerlendirmelerimizde birçok şeyi ele aldık. Tabi biz bir seçim partisi değiliz, aynı zamanda siyaseti toplumsallaştırma gibi bir rolümüz ve misyonumuz var. Ezilen ve ötekileştirilen tüm halkların aslında umudu olan bir partiyiz. Yaptığımız değerlendirmeler sonucunda bazı eksiklerimizin olduğunu da gördük” diye belirtti. 
 
‘Kurumsallaşan faşizme karşı örgütlü mücadele’
 
Toplumun her kesimine ulaşma ve örgütleme konusunda eksikliğe düştüklerinin altını çizen Özlem, bunların değerlendirmesini toplantılarında yaptıklarını dile getirdi. Bu eksikliklerin öz eleştirisi olarak halk toplantıları yapmaya başladıklarını aktaran Özlem, “Bölge ve merkezi konferans planlamalarını önümüze koyduk.  Seçim sonrasında ortaya çıkan bir tablo var. Bütün kesimlerin, bütün halkların demokrasiye ihtiyacı var. Demokrasi ve barış isteyen ciddi bir kesim var ve bu kesimi bir araya getirmek gerekir. Bu kesimi bir araya getirecek bir mücadele ağı örme noktasında da bir kararlaşma var. Bunun çalışmalarını yürütüyoruz” dedi. 
 
Bütün kesimlere yönelik büyük bir baskı ve saldırının gerçekleştiğini kaydeden Özlem, kurumsallaşan faşizm karşısında örgütlü mücadelenin zorunlu olduğuna işaret etti. 
 
‘Operasyon ulusal birliğe dönük bir saldırı’
 
Ülkede çok bariz bir Kürt sorunu olduğunu ifade eden Özlem, bu sorunun görmezden gelinecek bir sorun olmadığını belirtti. Bu sorunun çözümü için Meclis’in tatile girmek yerine, bütün siyasi partilerin dahil olduğu bir komisyon kurması gerektiğinin altını çizen Özlem, “Türkiye hem iç siyasetinde hem dış siyasetinde dipte maalesef. Siyaseti savaşla yürüten bir parti şu an. İran’a operasyon düzenleme planları yapması ve hazırlıklarını yapması kabul edilir değildir. Bu operasyonlarla ulusal Kürt ittifakına zarar vermeyi amaçlıyorlar. Ulusal birliğe dönük bir saldırıdır. Halkların birlikteliğine dönük bir saldırıdır. Halkları ayrıştırmak istiyorlar. Bu operasyon tüm emperyalist ülkelerin çıkarlarına uyan bir operasyon olacak. Sadece Türkiye ve İran hükümetinin değil, diğer ülkelerin de içinde olduğu ve göz yumduğu bir saldırıdır. Bu savaş siyasetinin ne Türkiye halklarına ne de Ortadoğu halklarına hiçbir kazanımı olmayacaktır” ifadelerini kullandı. 
 
‘Ortadoğu’da Kürtler belirleyicidir’
 
Bu operasyonun savaştan beslenen zihniyetlere rant sağladığını kaydeden Özlem, şöyle devam etti: “Bu operasyon elbette Türkiye’deki halkları da etkileyecektir ve karşı karşıya getirecektir. Bu tarz girişimler ile milliyetçi kesimi harekete geçiriyorlar ve Kürtlere yönelik antipropaganda aracı haline getiriyorlar. Kürtler Ortadoğu’da belirleyici halktır. Ortadoğu’nun yeniden dizaynında Kürtleri hiçbir ülke görmezden gelemez. Hiç kimse Kürtleri yok edemez, Kürtlerin varlığını inkar edemez, görmezden gelemez. İstanbul seçimlerinde Kürtler nasıl belirleyici olmuşsa, Ortadoğu’da da belirleyicidir. Kürtler üzerinde politika yapıp, iktidarlıklarını sürdürüyorlar. Kürtler ne İran’a yönelik operasyonu ne de Binalı Yıldırım’ın Diyarbakır’da Kürtçe konuşmasının ardından belediyelerde Kürtçe tabelaların indirilmesini görmeyecek bir halk değildir. Kürtler yaşananları birebir izleyen, yaşayan ve çözümleyebilen bir halktır.”