Tülay Hatimoğulları’ndan ‘Kürdistan’ yanıtı: Samimiyseniz Ankara’da söyleyin

  • 09:04 17 Haziran 2019
  • Siyaset
Dilan Babat 
 
ANKARA - Ötekileştirmenin AKP ile derinleştiğini belirten HDP’li Tülay Hatimoğulları , İstanbul seçimleri öncesi AKP’li aday Binali Yıldırım’ın saf ettiği “Kürdistan” kelimesi ile ilgili olarak “Üç beş cümle ile kimseyi kandıramazlar. Bu sözü Ankara’nın göbeğinde söylesinler ki samimiyetlerine inanalım” dedi. 
 
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 31 Mart yerel seçimleri sürecinde Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli’ye hitaben “Irak’ın kuzeyinde Kürdistan var, defol oraya git” şeklindeki ayrımcı ve ırkçı sözleri uzun süre tartışılmıştı. Seçimlerin ardından iptal edilen ve 23 Haziran’da tekrar edilecek olan İstanbul seçimleri kapsamında Diyarbakır ve Urfa’yı ziyaret eden AKP’li aday Binali Yıldırım, "İstiklal mücadelesini başlatırken Ankara'da Büyük Millet Meclisi'ni toplayan Gazi Mustafa Atatürk'ün davet ettiği millet temsilcileri arasında Kürdistan mebusu da Lazistan mebusu da vardı. Kardeşliğimizi bozmak isteyenlere asla prim vermeyeceğiz" derken, rakibi olan Ekrem İmamoğlu’nun Trabzonlu olması nedeniyle “Pontuslu” diyerek yine ayrıştırıcı bir dil kullanılırken, Pontuslu olmak da bir hakaret sayıldı. 
 
‘Türkiye katliamlarıyla yüzleşmek yerine üzerine siyaset yapıyor’
 
AKP’nin kullandığı ayrıştırıcı dili değerlendiren HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, AKP’nin var oluş felsefesinden birinin de bu ülkede yaşayan vatandaşları etnik, dinsel ve mezhepsel olarak ayırmak olduğunu belirtti. Ötekileştirmenin AKP ile derinleştiğini kaydeden Tülay, “Osmanlı’nın yıkılışı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında geçekleşmiş olan çok sayıda soykırım var. Ermeni soykırımı, Pontus soykırımı ve Çerkes soykırımı.  Bununla yüzleşmek, özeleştiri vermek ve bu katliamları kabul etmek yerine Türkiye tam tersini yapıyor. Günümüz koşullarında da ötekileştirdiği kesimler üzerinden siyaset yapıyor. Ekrem İmamoğlu’nun Karadenizli oluşu karşısında kendisinin Pontus olduğuna dair iddiaları var.  Pontuslu olabilir, bugün Türkiye’de yaşayan bütün vatandaşlar hangi dilden, hangi ırktan bakılmaksızın her şeye aday olabilir. Bizim işimiz değil kimlik üzerinden değerlendirme yapmak” dedi.  
 
‘Aidiyetler küfür gibi kullanılıyor’ 
 
Ekrem İmamoğlu’nun başarısına gölge düşürmek gayretinde olunduğunu belirten Tülay, “Hukuksuzca tekrarlanan bir seçim var ve siyasi bir özneyi karalamak için yine etnik kökeni, dini ve mezhebi bir ‘küfür’ gibi kullanıyorlar. Bu kadar utanç verici bir şey olamaz. Bu tartışmayı asla doğru bulmuyoruz. Bu tartışmanın Topal Osman üzerinden yürütülmesini de doğru bulmuyoruz. Sonuçta Topal Osman katliamlar gerçekleştirmiş bir insandır.  Çerkesleri katletmiş, onun üzerinden rütbe almış ve Pontus halkının katledilmesine yetki vermiş biri” diye konuştu.    
 
‘Kürt halkı iktidarın çizgisine asla itibar etmez’
 
Her seçimde etnik köken üzerinde yapılan tartışmaların ikiyüzlü siyaseti gözler önüne serdiğini vurgulayan Tülay, “Şimdi seçimi kazanmak için Kürtlere yönelik dillerini toparlamaya çalışıyorlar.  Bugün ne Kürt halkı nede HDP’ye gönül vermiş halklar, hiçbir biçimde AKP’nin kendi çıkarı için kısa zamanda makas değiştirmesine itibar etmiyor. Daha dün Kürt halkına ‘Gidin Kürdistan’da yaşayın’ diyen bu sınırların dışında adres gösteren diğer bir deyimle onları kovan bir iktidar anlayışı, bir Cumhurbaşkanı. Şimdi de Kürt halkını öven sözler sarf ederek, oylarını almaya kalkışıyorlar.  Kürt halkı bu konuda oldukça örgütlü bir halktır.  Hiçbir biçimde ne Erdoğan’ın şimdiki ‘yumuşamış’ gibi görünen çizgisine ne de Binali Yıldırım’ın ‘Kürdistan’ sözlerine asla itibar etmez” ifadelerini kullandı.  
 
‘İktidar bütün kurgusunu anti Kürtçülük üzerine dizayn etti’
 
İktidar kanadı samimi ise İstanbul seçimlerinden sonra Kürt sorunun barışçıl ve demokratik yöntemlerle nasıl çözüleceğinin masaya yatırılması gerektiğini söyleyen Tülay, şöyle dedi: “Ama şuan ki iktidardan böyle bir beklenti içinde değiliz.  Çünkü bu iktidar bütün kurgusunu, bütün dış siyasetini ‘anti Kürtçülük’ üzerinden dizayn etti. Burada çok ciddi bir değişeme gitmeye karar vermediği sürece üç beş cümle ile kimseyi kandıramazlar.  Kürt sorunun halini demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözülmesi için elbette bir diyalog sürecine ihtiyaç var. Müzakere sürecinin başlaması ve Kürt sorunun çözülmesinin, ülkenin demokratikleşmesi için elzem olduğu kanaatindeyiz.  Bizim istediğimiz seçimlerden sonra Kürt sorununun çözülmesine dair müzakerelerin başlamasıdır.” 
 
‘Binali Yıldırım gelsin bu sözü Ankara’nın göbeğinde söylesin’
 
HDP’li vekiller “Kürdistan” kelimesini kullandığında haklarında fezlekeler hazırlandığını belirten Tülay, “Meclis’te Sevgili Osman Baydemir arkadaşımız Kürdistan sözünü kullandığı zaman Meclis Başkanı ‘Kürdistan neresidir?’ diye sordu.  Bizlerden biri kürsü dokunulmazlığı olmasına rağmen ‘Kürdistan’ dediğimiz zaman tepki gösterilirken, Binali Yıldırım kendi çıkarı için kullanıyor. Gelsin bu sözü Ankara’nın göbeğinde söylesinler ki samimiyetlerine inanalım” dedi.