Gülistan Kılıç Koçyiğit: YSK kararı meşru değildir

  • 10:22 11 Nisan 2019
  • Siyaset
ANKARA - YSK’nin KHK’li adaylara mazbata verilmemesi yönündeki kararını “sömürge hukuku” olarak nitelendiren HDP’li Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Adaylıkları kesinleştiren, onların isimlerini seçmen pusulalarına yazdıran aynı YSK’dir. YSK, kendi hukukunu kendi aldığı kararları hiçe saymaktadır. Usulsüzlüklere YSK’de imza attı” dedi. 
 
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), seçimleri kazanan ancak Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edildiği gerekçesiyle mazbatası verilmeyen belediye başkanlarına ilişkin kararını verdi. YSK, seçimlere girmelerinde yasal engel görmeyip, adaylıklarını kabul ettiği KHK’li isimlere mazbata verilmemesi yönünde karar verdi. Adayların seçimi kazandıkları merkezlerde, seçimi ikinci sırada bitiren isimlere mazbata verilecek. 
 
HDP’li 4 belediye eşbaşkanı KHK’li
 
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP), Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde seçimi yüksek oyla kazanan adayı Zeyyat Ceylan, öğretmen olarak görev yaparken çıkarılan KHK ile ihraç edilmişti. Yine Van Tuşba'da seçimi önde tamamlayan Yılmaz Berki, Edremit'te Gülcan Kaçmaz Sayyiğit ve Çaldıran'da Leyla Atsak KHK ile ihraç edilen isimlerden. 
 
 Kendisi de KHK ile ihraç edilen HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, YSK’nin kararına tepki gösterdi. 
 
‘YSK usulsüzlüklere imza attı’
 
Bu kararın AKP’nin birçok yerde seçim operasyonunu sürdürdüğünün kanıtı olduğunu belirten Gülistan, “Bir çok yerde seçmen taşıyarak, seçmen kaydı yaparak ve devletin bütün imkanlarını kullanarak usulsüz bir seçim kampanyası yürütüldü. Seçmen kaydırma ve seçmen taşıma üzerinde bazı yerler de alındı. Birçok yerde usulsüzlüklere YSK’de imza attı. Oy farkının az olduğu yerlerde oyların yeniden sayılması özellikle geçersiz oyların yeniden sayılmasını kabul etmedi. HDP’nin yaptığı hiçbir itirazı kabul etmedi. Tüm bunlar gerçek anlamda seçimin güvenirliği ve tarafsızlığına ciddi anlamda gölge düşüren uygulamalardır” dedi.
 
‘KHK’li adayların isimlerini pusulalara yazdıran YSK’dir’
 
AKP’nin sandıkta yapamadığını YSK kararı ile yaptığını vurgulayan Gülistan,  bu kararın gasp niteliği taşıdığını vurguladı. YSK’nin kararının hiçbir hukuki gerekçesinin olmadığının altını çizen Gülistan, “Bütün bu seçim ve adaylık sürecinde YSK tek yetkili mercidir. Bütün bu arkadaşlarımızın, eşbaşkanlarımızın ve belediye meclis üyesi arkadaşlarımızın adaylıklarını kesinleştiren, onların isimlerini seçmen pusulalarına yazdıran aynı YSK’dir. Eğer adınız seçmen pusulasına yazdırılıyorsa, bir yerde belediye başkanı olarak adınız geçiyorsa ve siz orada YSK’nin bütün kayıtlarında adaylık kriterlerinin her birini taşıyorsanız, sizin adınız halkın önüne seçilmek için konuluyorsa bundan sonra yapılması gereken şey bunun gereğini yapmaktır” diye konuştu. 
 
‘YSK, yasaları ihlal etmektedir’
 
Seçim süreçlerini onaylayan ve denetleyen tek karar merciinin YSK olduğunu dile getiren Gülistan, YSK’nin sonuçları beğenmeyen AKP lehine gayri ahlaki kararlar aldığını söyledi. Gülistan, devamında şöyle dedi: “Bunu kabul etmek mümkün değildir. Bu bir sömürge hukukudur. Kürt halkının iradesini tanımamak, Kürdistan’a kalıcı kayyım atamanın adımdır. Kürt halkının iradesine kayyım atamaktır. Bunun sonuçları herkes açısından yakıcı olur. Onun için YSK’nin bu kararını tanımıyoruz. Böyle bir uygulamanın hiçbir hukuki hiçbir Anayasal alt yapısı yoktur. KHK’li biri olarak seçildiysem milletvekili olduysam belediye başkanı arkadaşlarımız da KHK’li olarak seçildiler ve görev yapabilirler. Bunun için ikinci bir kuruldan onaya gerek yoktur. YSK, kendi hukukunu kendi aldığı kararları hiçe saymaktadır.   Anayasa ve yasaları ihlal etmektedir. Halkın iradesini gasp etmektedir. Meşru bulmuyoruz ve kararı asla kabul etmiyoruz.”
 
‘OHAL düzeni devam ettirilmeye çalışılıyor’
 
 Olağanüstü Hal (OHAL) boyunca ve ardından bugüne gelinen sürece değin,  Gülistan, KHK ile ihraç edilenler üzerinden yürütülen operasyonlara dikkat çekti. Gülistan, kararın iflas etmiş bir siyasetin dışa vurumu olduğunu vurguladı. Gülistan, “20 Temmuz sivil darbeyle halkın iradesine kayyım atayarak yolu açmışlardır. Kamu emeklerini bu ülkenin barış akademisyenlerini ihraç etmenin yollarını açmışlardır. OHAL kalkmış olmasına rağmen hala OHAL hukuku bu ülkede uygulanmaya devam ediyor. Kalıcı OHAL düzeni devam ettirilmeye çalışılıyor. Birileri iktidarda daha fazla kalmak içinde OHAL ‘e ve OHAL’in sonuçlarına yaslanarak kendisini meşrulaştırmaya ve kendi lehine kararlar çıkarmaya çalışıyor. Bunun kabul edilebilir bir yanı yoktur. Geçmişte de OHAL’e dönük nasıl mücadele ettiysek bugün de mücadele etmeye devam edeceğiz. Hiç kimsenin OHAL kararnameleri üzerine halkımızı terbiye etmesine izin vermeyeceğiz. OHAL süresi boyunca yapılanlar hepsi hükümsüz ve kanunsuzdur.  Gün gelecek AKP ve onun boyunduruğu altında olan YSK’de bütün yaptıkları bu kanunsuzluklarını karşı halka hesap verecekler” dedi.