HDP’li Meral Danış Beştaş’tan açlık grevlerine ilişkin dilekçe

  • 12:53 9 Nisan 2019
  • Siyaset
ANKARA - HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, açlık grevlerine ilişkin Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na verdiği dilekçede, “Bu konuda ağır neticelerin gerçekleşmesinin vebalinin,  önlemini almayan mevcut iktidarda olacağı açıktır” dedi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin sonlandırılması için devam eden açlık grevlerine ilişkin Meclis insan Hakları İnceleme Komisyonu’na dilekçe verdi. Dilekçede, açlık grevlerinin Türkiye gündeminin en yakıcı meselelerinden biri olmasına rağmen hükümetin sessiz kaldığına dikkat çekildi. 
 
Dilekçede şunlara yer verildi: 
 
“Ancak bilinmelidir ki, yaşam hakkını korumak ve buna ilişkin önlemler almak devletin birincil sorumluluğudur. Barışçıl bir eylem türü olan ‘açlık grevi’, düşünceyi açıklama ve yaymanın meşru yollarından birisi olarak kabul görmektedir. Açlık grevi yapan kişi ya da kişiler düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim dışındaki bir yolla, tek başlarına veya toplu şekilde açıklamakta ve bu yöntemle yaymaktadırlar. Hâlihazırda açlık grevinde olanların tek bir talebi vardır, o da son derece meşru ve hukuki bir talep olan İmralı tecrit sisteminin kaldırılmasıdır.  Kuşkusuz Leyla Güven ile birlikte açlık grevinde olanların talebi de İmralı Cezaevi’ndeki olumsuz koşulların sonlandırılması amacını taşımaktadır. Açlık grevlerinde, devletin yaşatma sorumluluğu birinci planda olduğundan; açlık grevlerinde dile getirilen talepleri değerlendirmek ve buna göre koşulları iyileştirmek de devletin görev ve sorumluluk alanına girmektedir. Bu konuda devlet hiçbir adım atmadığı için yaşatma sorumluluğunu yerine getirmemektedir.
 
‘Mahpusların durumu kritik aşamada’
 
Diğer yandan açlık grevinde olan mahpuslarla ilgili tek bir adım dahi atılmazken cezaevlerinde artan hak ihlalleri mahpusların durumunu daha da kritik bir aşamaya sokmaktadır. Açlık grevinde olan mahpuslar için gerekli vitaminlerin verilmediği, uygun koşulların sağlanmadığı hatta kimi mahpusun hücre cezasına çarptırıldığı ifade edilmekte olup başlı başına bu durum dahi iktidarın açlık grevinde olan yurttaşların taleplerine olan bakış açısını gözler önüne sermektedir.
 
‘8 yurttaş yaşamını yitirdi’
 
Açlık grevlerinin başlangıcından itibaren iktidar sessizliğini korurken, cezaevlerinde ve dışında yüzlerce yurttaş yaşamın kıyısındadır. İktidar tarafından tercih edilen suskunluk politikası ise karşılığında ağır yaşam hakkı ve sağlık hakkı ihlalleri her geçen gün toplumsak kırılmayı da derinleştirmektedir. İmralı tecrit sisteminin devamındaki ısrar; açlık grevleri ile tam bir hukuki kaosu doğurmaktadır. Telafisi mümkün olmayacak hadiseler 8 yurttaşın yaşamını yitirmesi ile vücut bulmuş, devamı ise adım adım yaklaşmaktadır. Bu konuda ağır neticelerin gerçekleşmesinin vebalinin,  önlemini almayan mevcut iktidarda olacağı açıktır.”