Dilan Dirayet Taşdemir: Açlık grevi karşısında hükümetin takındığı tutum ibretlik

  • 13:18 8 Nisan 2019
  • Siyaset
ANKARA - HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir, 31 Mart'ta seçimlerinde kadınların AKP-MHP ittifakına ağır cevap olduğunun altını çizdi. Dirayet, devam eden açlık grevlerine de işaret ederek, "Aylara varan bu açlık grevi karşısında hükümetin takındığı tutum ibretlik. O açıdan da bu hükümetin bir an önce tecridi kırması, açlık grevlerinde olan arkadaşlarımızın cezaevlerinden yükselttiği bu çığlığı duyması ve gereğini yerine getirmesi gerekmektedir" dedi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü ve Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, 31 Mart yerel seçimleri ve kadın gündemine dair partisinin Genel Merkez binasında basın toplantısı düzenledi.
 
'İran'daki halkımızla dayanışma içerisinde olacağız' 
 
İran'ın Loristan Bölgesi'nde meydana gelen sel felaketine dair konuşan Dirayet, resmi rakamlara göre 70'e yakın insanın yaşamını yitirdiğini ve 800'e yakın insanın ise yaralandığını belirtti. Dirayet, "Bu felakette yaşamını yitiren herkese rahmet diliyorum, yakınlarına sabır diliyorum. Bu insani felaket karşısında ne yazık ki  İran hükümeti gerekli duyarlılığı göstermedi. Başta İran Hükümeti ve tüm uluslar arası yardım kuruluşları bölgeye acilen odaklanmalıdır. HDP Kadın Meclisi olarak bu insani felaketten dolayı çok üzgün olduğumuzu bütün samimi duygularımızla oradaki halkımızla birlikte olduğumuzu, takipçisi olacağımızı belirtiyoruz" dedi.
 
'Stratejimiz bu tutumu deşifre etti'
 
31 Mart seçimlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Dirayet, seçimlerin ülke tarihinin en kritik  seçim süreci olduğunu vurguladı. Dirayet, AKP iktidarının seçim sürecince uyguladığı baskı ve düşmanlaştırıcı politikalarının hala devam ettiğini dile getirerek, "Partimizin ortaya koyduğu strateji ile AKP'nin hukuk tanımazlığı bir kez daha deşifre oldu. 7 yıl boyunca kendi politikasının meşruluğunu sandığa dayandıran AKP,  sandık sonuçlarını kabul etmiyor. Sandık sonuçlarını yalnızca kendisi kazanınca meşru gören bir anlayışla karşı karşıyayız. Hile ile baskı ile bir kez daha halkın meşru iradesini gasp etme yolunu seçti. İstanbul'da bir türlü sonuçlandırılmayan mesele de Muş'ta halkın iradesinin gaspı da aslında budur. Partimiz bu politika karşısında 3 yıldır ciddi bir mücadele yürüttü. Seçim stratejimiz bu tutumu deşifre etmiştir" diye belirtti. 
 
'Kadın mücadelesi krimalize edilmek istendi'
 
Seçim sonuçlarını Kadın Meclisi olarak ayrıntılı ele alacaklarını belirten Dirayet , 12 Nisan'da gerçekleşecek Kadın Meclisi toplantısı sonrası sonuçları kamuoyuna paylaşacaklarını dile getirdi. Dirayet ,konuşmasına  şöyle devam etti: "Aslında bu seçim AKP iktidarının ülke tarihinin en ırkçı, cinsiyetçi ötekileştirici söylemlere hakaret ve tehditlere sarıldığı bir seçim oldu. Bu politikanın kendisi mücadele eden herkesi etkilediği gibi kadınları da etkiledi diyebiliriz. Özelikle kullanılan bu şiddet ve tehdit dili, kadınlara baskı ve şiddet olarak geri döndü. Bu cinsiyetçi siyaset dili kadınların yaşadıklarını görünmez kıldı, kadınların taleplerinin de önüne geçti. Erkek adayların kadına yönelik şiddeti derinleştiren söylemlerle bir seçim stratejisi izlendiğini söyleyebiliriz. Dolayısıyla bu kadın düşmanı siyaset dili bir kez daha kadınların siyasetteki görünürlüğünü de etkilemiştir. Özellikle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan'ı hedef alan söylemleri de bu kadın iradesine yönelik söylemlerinin de çok bariz bir örneğidir. Kadın mücadelesi kriminalize edilmek istendi. Seçim çalışması yapan muhalif kadınlar, eş başkanlarımız, milletvekillerimiz doğrudan şiddete maruz kaldı."
 
'Kadınlar AKP-MHP ittifakına ağır bir cevap verdi'
 
Dirayet, tüm saldırı ve şiddet politikaları karşısında kadınların direndiğinin altını çizerek, "Bu seçim sonuçlarında açığa çıkan durum aynı zamanda kadınların AKP-MHP iktidarına karşı verdiği güçlü bir cevap olarak okuyoruz. Yine bu seçim sürecinde kadınlar cephesinden tek adam rejimine güçlü bir yanıt olarak görüyoruz. Kadınların verdiği mesaj bir umdun yükseltilmesi mesajıdır. Kadınlar ve partimiz çok önemli bir rol oynadı. Türkiye'nin demokratikleşmesinin bir hamlesi gerçekleştirildi" şeklinde konuştu.
 
'Kadın eşit temsiliyeti sağladık' 
 
HDP'nin 319 adayından 149'unun eşbaşkan olduğu bilgisini paylaşan Dirayet, "Bu rakam tüm partilerin oranın toplamından katbekat fazla. Kadın eşbaşkan adaylarımız  çok ciddi bir performans gösterdiler. Eril aklı ve düşüncesinin geliştiği siyaset biçimi dışında kadınlar kent yönetimine siyaset yapma biçimine ciddi bir nitelik de kazandırdılar. Kazanılanbelediyelerimizin hemen hemen hepsinde kadın eş temsiliyetini sağladığımızı söyleyebiliriz. Kadın temsiliyetine ve siyasetine baktığımızda  diğer siyasi partilerin sınıfta kaldı. Bu seçimin kadınlar açısından  diğer bir özelliği de kadın muhtar oranında yaşanan değişimidir, bu bizi çok mutlu etti" dedi.
 
'Açlık grevi karşısında hükümetin takındığı tutum ibretlik'
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle 152 gündür açlık grevinde olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Hakkari  Milletvekili Leyla Güven'in eylemi ile cezaevlerinde süren açlık grevlerine ilişkin de konuşan Dirayet, şunları belirtti: "Leyla Güven öncülüğünde başlayan, Sayın Öcalan üzerinde yürütülen mutlak tecridi sonlandırmak amacıyla devam ediyor. Aylara varan bu açlık grevi karşısında hükümetin takındığı tutum ibretlik. Görmeyen, duymayan, sessiz kalan bir siyaset izlenmektedir maalesef. Cezaevlerinde bu sessizliğe, bu zulme karşı 7 genç yaşamına son verdi. Maalesef bu ölümler karşısında bu sessiz kalma politikası sürüyor. Bu haklı talebi görmek yerine, gereğini yerine getirmek yerine AKP bir kez daha zulüm politikasını yürütmüştür. Bu ölümleri engellemek yerine ölen insanların cenazesini gece yarısı operasyonlarla kaçırmış, ailelerin yas tutmalarını engellemiştir. Yas tutmalarını suç haline getirmiştir."
 
'Mutlak çözüm İmralı'da'
 
Bu politikalar ile Kürt sorunun demokratik çözümüne dair umutların kırılmasının amaçlandığını belirten Dirayet, "Haklı ve meşru olan bu talep karşısında artık sessiz kalmak mümkün değildir. Dolayısıyla bundan sonra kritik aşamaya gelen açlık grevleri karşısında  susmanın kendisi suçtur. Derin acılara yol açacak bir süreci yaşıyoruz. O açıdan da bu hükümetin bir an önce tecridi kırması, açlık grevlerinde olan arkadaşlarımızın cezaevlerinden yükselttiği bu çığlığı duyması ve gereğini yerine getirmesi gerekmektedir. HDP Kadın Meclisi olarak bu haklı talebin karşılanması ve mutlak çözümün İmralı ile görüşmelerin başlaması ile mümkün olduğunu söylüyoruz" diye konuştu.