Dilan Dirayet: Kimse bu noktadan sonra tepkisiz kalmamalı

  • 09:03 5 Nisan 2019
  • Siyaset
AĞRI - Tecride karşı yaşamlarına son veren tutsaklara dikkat çeken HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir, “Artık bu noktadan sonra kimsenin tepkisiz kalmaması gerekiyor. Daha fazla cenazenin çıkmaması için herkesin bu haklı talebi sahiplenmesi, iktidarın bu konuda adım atmasını zorlayan bir tutuma sahip olması gerekiyor” dedi.
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in başlattığı açlık grevleri dalga dalga yayıldı. Son olarak Mart’ta binlerce tutsak açlık grevine başlarken, tecridin kaldırılmasına yönelik herhangi bir adım atılmaması nedeniyle, Zülküf Gezen, Ayten Beçet, Zehra Sağlam, Medya Çınar, Yonca Akici ve Sıraç Yüksek, bulundukları cezaevlerinde yaşamlarına son verdi. Tutsakların cenazeleri ise kaçırılarak, abluka altında toprağa verildi. 
 
Tecride karşı İzmir’deki Aliağa Şakran T Tipi Kadın Kapalı Cezaevi’nde 1 Mart’ta açlık grevine başlayan Yonca Akici, 29 Mart günü yaşamına son verme girişiminde bulunması üzerine kaldırıldığı Çiğli Devlet Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. Cenaze, İzmir Adli Tıp Kurumu’nda yapılan otopsi işlemlerinden sonra polislerce ailesinden kaçırılarak Adnan Menderes Havalimanı’na götürüldü.  Yonca’nın cenazesi, daha sonra ailesine haber verilmeden Ankara’ya götürdü. Saatlerce havaalanında bekletilen cenaze uçakla Erzurum’a götürüldü. Amcası Selahattin Akici tarafından alınan cenaze, Ağrı’nın Tutak ilçesine bağlı Burnunulak köyünde defnedildi. 
 
'Cezaevlerinde sağlıklı bilgiye ulaşmada sıkıntı yaşıyoruz'
 
Açlık grevlerinin geldiği aşamaya, tutsakların yaşamlarına son vermesine dair değerlendirmede bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü ve Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir,  “Cezaevleri toplama kamplarına dönüşmüş durumda, sağlıklı bilgi alma, onlara ulaşma konusunda çok ciddi sıkıntılar yaşandığını söyleyebiliriz. Yine bu açlık grevlerine ve tecride yönelik cezaevlerinde tutsakların geliştirdiği eylemler var. Son 20 gün içerisinde açlık grevlerine yönelik tepkisizlik ve Sayın Öcalan üzerindeki tecridi kırılmasına yönelik eylemler gerçekleştirildi” dedi.
 
‘Aile ve avukatlara bilgi verilmiyor’ 
 
Yonca’nın 3 gün hastanede kaldığını belirten Dilan, “Cezaevlerinde nasıl kapalı noktalara getirildiğini, bilgi alınamadığını da biz yakından takip ettik. Yonca 3 gün hastanede kaldı. Ailesine, avukatlarına ve bize tüm girişimlerimize rağmen herhangi bir bilgi verilemedi. Bunun üzerine çok ciddi manipüle eden tutumlar sergilendi. Yonca'nın cenazesi de yaşamına son veren diğer tutuklular gibi gece saatlerinde defnedildi. Benzer tablo Tutak’ta da yaşandı. Cenaze İzmir'den getirildi, ailenin rızası dışında gece yarısı kaçırılarak getirilip defnedildi” diye konuştu. 
 
‘Faşist bir iktidarla yüz yüze kaldık’
 
İktidarın bir an önce adım atması gerektiğine işaret eden Dilan, “Artık bu sesi duyması gerekiyor. Toplumsal olarak da bu haksızlık karşısında daha ciddi itirazı yükseltmemiz gerekiyor. Bu sorumluluk hepimizin omuzlarında. Artık bu noktadan sonra tepkisiz kalmamamız gerekiyor. Daha fazla cenazelerin çıkmaması için herkesin bu haklı talebi sahiplenmesi, iktidarın bu konuda adım atmasını zorlayan bir tutuma sahip olması gerekiyor” dedi.