HDP’li Muazzez Orhan: AKP kendi sistemini kurmak için tecridi ağırlaştırıyor

  • 09:04 22 Mart 2019
  • Siyaset
VAN - AKP’nin dikta rejimini sağlamlaştırmak için İmralı tecridini ağırlaştırdığını belirten HDP’li Muazzez Orhan, "Ancak AKP’nin bu baskıcı ve tekçi politikaları artık kaybediyor" dedi. 
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevine başlayan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkâri Milletvekili Leyla Güven’in eylemi 135’inci günü geride bıraktı. Leyla’nın ardından cezaevlerinde grup grup başlayan açlık grevleri, 1 Mart’tan itibaren ise tüm cezaevlerine yayıldı. Aynı taleple Federe Kürdistan Bölgesi'nin Hewlêr kentinde HDP üyesi Nasır Yağız'ın eylemi 122, Strasburg'da 14 kişi ve Galler'de İmam Şiş'in eylemi 96, Mexmur'da İştar Meclisi üyesi Fadile Tok'un eylemi 62, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ve HDP önceki dönem Hakkari Milletvekili Selma Irmak'ın eylemi 66 ve Kanada'nın Toronto kentinde Yusuf İba'nın eylemi 69’uncu gününe girdi. 
 
Tecridin devreye konulduğu günden bu yana Türkiye’nin yaşadığı kaosa dikkat çeken açlık grevi eylemcileri, talepler karşılanana kadar hiçbir şekilde geri adım atmayacaklarını vurguluyor. Tecridi protesto amaçlı Tekirdağ Cezaevi’nde yaşamına son veren Zülküf Gezen’in eyleminden sonra dahi yetkililer tarafından herhangi bir adım atılmadı. 
 
‘AKP kendi sistemini kurmak için tecridi ağırlaştırıyor’ 
 
HDP Van Milletvekili Muazez Orhan, açlık grevlerinin anlamının hala toplum tarafından tam olarak anlaşılmadığını belirtti. İmralı’da uygulanan tecridin Abdullah Öcalan şahsında tüm Türkiye halklarına, yaşama ve demokrasiye uygulandığını ifade eden Muazzez, üstelik de açlık grevinin talebinin zaten Türkiye’nin kendi yasalarında yer aldığına dikkat çekti. Eylemcilerin bu yasaların uygulanmasını talep ettiğini hatırlatan Muazzez, “Ancak tecridin sosyal ve politik yönleri var. Maalesef ki AKP iktidarı kendi sistemini oturtmaya yönelik olarak bu tecridi ağırlaştırılıyor. Çünkü tekçiliği dayatan, toplumu, hukuku ve demokrasiyi esas almayan bir diktatöryal rejimin oturtulması çabası var. AKP, tüm devlet ve iktidar gücünü toplayarak baskı, sindirme, gözaltı ve tutuklamalarla bu sistemi oturtmaya çalışıyor. Halklar bunun karşısında sessiz değil” dedi. 
 
‘Ülkeyi karanlığa sürüklüyorlar’ 
 
Tekelleşen medyanın halkın sesini duyurmadığını ama her şeye rağmen bu tecridin kırılacağını ifade eden Muazzez, “Çünkü ülke bir kaosa ve bir karanlık geleceğe sürükleniyor. Ekonomi batırılmış durumda ve dış siyasi ilişkiler çökmüş bir durumda. Türkiye üzerinde de dışardan da ciddi baskılar ve yaptırımlar söz konusu. Ancak bunların topluma yansıması maalesef ki kısıtlı. Dolayısıyla devletin, iktidarın tüm gücünü elinde tutan muktedirler, AKP iktidarı, daha çok baskı ve sindirme politikası yürüterek Türkiye’deki halkların taleplerini ve özellikle de Kürt halkının taleplerini görmezden geliyor. Zülküf Gezen, Tekirdağ Cezaevi’nde tecride ve karanlık siyasete karşı bir fedai eylem gerçekleştirdi. Biz cezaevlerinde başka ölümlerin olmasını istemiyoruz. Ölümler Türkiye’yi daha büyük kaos ve çıkmaza götürmektedir” ifadelerini kullandı. 
 
‘Bu baskılar altında seçimler demokratik olmaz’ 
 
Böyle bir baskı ortamında yerel seçimlerin de demokratik ve şeffaf geçmeyeceğine işaret eden Muazzez, şöyle dedi: “Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik kriz halkı bezdirmiş ve özellikle Kürt toplumuna yönelik inkar, imha ve yok sayma politikaları son 3 yıllık süreçte artmıştır. AKP bugün inkar ettiği Kürt dili üzerinden seçim politikası yürütmektedir. AKP ‘bilinmeyen dil’ olarak tanımladığı Kürtçe üzerinden bir seçim propagandası yürütüyor. Bu da aslında halkı kandırma üzerinedir. Yine ‘Kürt yok, Kürdistan yok’ diyerek 40 milyonu aşkın Kürt halkının tümünü yok sayıyor ve bu ülkeden kovacak kadar üslubunu ileriye taşıyor. Biz bir kez daha söylüyoruz, baskı, yok sayma, inkar, ötekileştirme bir şey kazandırtmayacaktır. Bu politika Türkiye halkları için kötü sonuçlar doğurur. Birlikteliğe ve demokrasiye zarar verir.” 
 
‘AKP’ye kaybettireceğiz’
 
AKP’nin dikta rejimi sağlamlaştırmak için halk üzerinde büyük bir etki yaratmaya çalıştığının altını çizen Muazzez, “AKP zihniyeti kadını ötekileştiren ve toplumun değerlerini esas almayan bir zihniyetle siyasetini sürdürüyor. Hakkari, Şırnak gibi illere kitle taşıyarak ve oralarda mitingler yaparak tıkandığı ve gelemediği Kürt illerde böylesi bir siyaset yürütmektedir. Bu bir yanıltma politikasıdır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şehir şehir dolaşarak AKP’nin yerel seçim çalışmasını yürütmesi eşitlikçi ve tarafsız bir yaklaşım değil. Bir ülkenin Cumhurbaşkanı’nın bir partinin seçim çalışmasını adaylardan daha fazla meydanlarda yürütmesi ahlaki değil. Dikta rejimini sağlamlaştırmak ve bunun halk boyutuyla yapmak istiyor. Ama halkın bunu artık benimsemediğini yapılan anketler de gösteriyor. AKP’nin bu baskıcı ve tekçi politikaları kaybetti ve kaybediyor. Bir çöküş görünüyor bu yüzden de MHP-AKP ittifakı bir faşizan blok yaratarak ülkede şekillenmek istedi. Irkçı ve tekçi ruhu ve güruhu ayağa kaldırarak seçimde başarı elde edeceğini umuyor. Bu onlara kazandırmaz. Meydanlarda çay dağıtarak ve pazarlar kurarak ekonomik krizi öteleyemeyecektir. 17 yıldır iktidarına destek veren halk tabanında da ciddi anlamda bir tepki var. Gasp edilen belediyelerimiz başta olmak üzere Türkiye’nin büyük metropollerinde de AKP-MHP faşist bloğa kaybettireceğiz” dedi. 
 
‘Bu yüzden saldırıyorlar’ 
 
AKP’nin HDP’yi  terörize ederek kendini kurtarmaya çalıştığını ama her şeye rağmen HDP’nin halkların umudu olarak büyüdüğünü kaydeden Muazzez, “Bunu hem seçimlerde hem de halk tabanında görüyoruz. Hedefimiz bölgede gasp edilen ve kayyım atanan belediyelerin tümünü almak ve batıda AKP ve MHP faşist bloğuna kaybettirmektir. 31 Mart halkın tüm baskıları kırdığı ve tekrar demokrasiyi, adaleti ve hukuku getireceği bir seçim fırsatı olacaktır. Bu anlamda bütün halkımızı barışa, adalete ve demokrasiye oy vermesini çağırıyoruz” diye belirtti. 
 
AKP’nin artık halka savaş vaatlerinden başka verebileceği  bir şeyi olmadığına dikkat çeken Muazzez, “Kadınlar özgürlük istiyor, gençler iş istiyor, çocuklar gelecek istiyor. AKP’ye bugüne kadar oy verenler de ülkenin bu gidişatından tepkili ve rahatsızlar. İktidar da bunun farkındadır. Bu yüzden HDP’nin seçim çalışmalarını daraltıyor. Ama bu politikalar tutmayacaktır” dedi.