Ayşe Sürücü: Çözüm tecrit politikasının kırılmasıdır

  • 16:21 9 Mart 2019
  • Siyaset
MANİSA - 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinliğinde konuşan HDP'li  Ayşe Sürücü, barışın tecridin kalkmasıyla geleceğini söyleyerek HDP Diyarbakır il binasına yapılan saldırıyı kınadığını söyledi.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Manisa İl Örgütü Kadın Meclisi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinliği kapsamında Şehzadeler ilçe binası önünde etkinlik düzenledi. “Yaşamak, yaşatmak ve hayatlarımız için 8 Martta alanlardayız” pankartının asıldığı etkinlikte, HDP Urfa Milletvekili Ayşe Sürücü, HDP Parti Meclisi (PM) üyeleri, HDP Manisa Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan Adayı Hatice Aslan ve çok sayıda kadın katıldı. Etkinlikte sık sık “Leyla Güven onurumuzdur” ve “Bijî berxwedana Leyla” sloganları atıldı. 
 
‘Türkiye’nin temel konusu tecrittir’
 
Saygı duruşu ile başlayan etkinlikte ilk olarak konuşan Hatice yaşanılan tarihi süreçte kadınlara büyük görevler düştüğünü belirterek, kadınların birçok şeyi değiştirebileceğini ifade etti. Kadınların bu süreci alaşağı edeceğini vurgulayan Hatice, “Bizi yok sayan zihniyetleri sandığa gömenler kadınlar olacaktır. Bizleri tutuklatarak, tecrit ederek ve ötekileştirerek yok edemesiniz.  Bizler varız ve milyonlarız. Biliyorsunuz Leyla Güven ve Türkiye genelinde arkadaşlarımız açlık grevindedir. Bu hükümetin savaş politikalarına ve tecridine akıl sır erdiremiyoruz. Türkiye’nin temel sorunu Kürt sorunudur. Bu sorunun çözümü de tecrit politikasının kırılmasıdır. Bizler Seve’lerin, Taybet ananın, Ekin Van’ın, Leyla’nın Sakine’nin yoldaşlarıyız” dedi.
 
‘Kadınlar en büyük acıları AKP Hükümeti döneminde yaşadı’
 
Ayşe devamında şunları dile getirdi: “Bugün en büyük zorlukları ve acıları kadınlar ve anneler yaşıyor. En büyük acılar 17 yıldır AKP hükümeti tarafından yaşandı. 3 yıl boyunca Olağan Üstü Hal (OHAL) ve Kanun Hükmünde Kararname (KHK) adı altında kadınların işleri kendi ellerinden alınarak eve hapis edilmek istendi. OHAL ve KHK’ler ile binlerce kadın işinden ihraç edildi. İhraç edilen kadınların düzeni bozuldu. Kimisi İntihar etti, kimisi Avrupa’ya gitti. AKP hükümeti döneminde kadın katliamları arttı. Kadınlarımız katledildi. Taybet ana 4 gün boyunca çocuklarının gözü önünde sokak ortasında kaldı. Seve’ler katledildi. Halkımız üzerinde katlimalar yaşandı. Şehirlerimiz yıkıldı. Seçilmişlerimizi bir bir almak istediler. AKP hükümeti tarafından kayyımlar atandı. Belediyeler adı altında açılan kadın evleri kapatıldı ve mühürlendi."
 
‘Tecride inat 'kadın, yaşam, özgürlük' demeye devam edeceğiz’
 
Yaşanan zulmün hesabını kadın öncülüğünde sandıklarda soracaklarını dile getiren Ayşe, bütün baskılara rağmen her yerde “Kadın, yaşam, özgürlük” sloganı atmaya devam edeceklerini söyledi. 
 
Hükümetin kadınlardan korktuğunu, erkek egemen sistemi kadınların değiştireceğini ifade eden Ayşe, “Biz güçlüyüz ve dirençliyiz. Bugün Leyla Güven süresiz dönüşümsüz açlık grevindedir. Leyla Güven öncülüğünde bütün Türkiye cezaevlerinde yüzlerce kişi açlık grevine başladı. Leyla Güven’in tek isteği Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasıydı. 2013 yılında çözüm süreci başladı. Heyetler Sayın Öcalan ile görüştü. 3 yıl boyunca çözüm süreci sürdü. O süreçte kimse ölmedi ve anneler ağlamadı. Barış ülkeye gelmişti. Ne oldu gün geçtikçe HDP gürleşti. AKP hükümeti zayıfladı. AKP hükümeti savaş üzerinden varlığını var ediyor. 2015 yılında AKP hükümeti ve Başkanı Erdoğan tarafından çözüm süreci bozuldu. Çözüm sürecini ve Dolmabahçe mutabakatını tanımadılar. O günden bugün Sayın Öcalan üzerinde tecrit uygulanıyor. Bu tecrit sadece Sayın Öcalan üzerinde değil bütün kadınlar, gençler ve halk üzerinden başladı. Tecrit nasıl başladı. Savaş, kaos ve ölüm oldu, anneler çocuklarını toprağa gömdü “ diye belirtti.
 
'Amed’teki saldırıları kınıyoruz’
 
Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kalkmasıyla barışın geleceğini söyleyen Ayşe, “Bugün bütün tutuklular kendi avukat ve alileri ile görüşüyor ama sayın Öcalan’a izin verilmiyor. Çünkü üzerinde ağırlaştırılmış tecrit uygulanıyor. Biz buradan bir kez daha diyoruz, Adalet Bakanlığı bütün tutuklulara verilen hakları Sayın Öcalan içinde uygulasın. Leyla Güven ve diğer yoldaşlarımızın direnişi son bulsun. Kimse açlık grevinde ölmesin diye mücadelemiz devam edecektir. Leyla Güven’in talebi hepimizin talebidir. Tecrit kalkmalıdır ve insanlık suçudur. Bu tecridi kınıyoruz. Amed’te il binamızda arkadaşlarımız açlık grevindedir. İl binamız abluka altındadır, kapıları kırıldı. Oradaki arkadaşlarımızı gözaltına aldılar. Biz bunların bu saldırılarını kınıyoruz” dedi.