'İktidar vereceği hesaplardan korkarak HDP'ye yöneliyor'

  • 09:17 21 Şubat 2019
  • Siyaset
Melike Aydın 
 
İZMİR - AKP-MHP ittifakının HDP'li vekillere yönelik saldırılarının altında çaresizlik ve suçluluk yattığını belirten HDP’li Serpil Kemalbay, "En ufak geri adımda çökeceklerini, işledikleri suçlar nedeniyle biliyorlar. Çünkü halka yönelik suçların haddi hesabı yok. Bu kaygılarla birlikte devletin bütün imkanlarını HDP'yi etkisizleştirmek için yöneltmiş durumdalar" dedi.
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven ile cezaevlerinde ve dünyanın birçok ülkesinde başlatılan açlık grevleri sürüyor. Leyla Güven'in açlık grevi 106’ncı gününe girerken, HDP tarafından eş genel başkanlar ve milletvekillerinin katılımıyla mitingler düzenlendi. Leyla'nın eyleminin 100. gününde 15 noktadan Diyarbakır'a doğru yürüyüşler yapılırken, İstanbul ve İzmir'de de yürüyüşler yapıldı. Vekillerin yürüyüşlerine polis saldırıları gerçekleşirken, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da "Yürüten adam değildir" şeklinde cinsiyetçi tehditte bulundu. 
 
Özellikle kadın vekillere yönelik gerçekleşen polis saldırısının, AKP-MHP ittifakının sıkışmışlığının bir yansıması olduğunu dile getiren HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, HDP'nin kriminalize edildiğini vurguladı. 
 
'HDP'nin mücadelesi statükoda moral bozukluğu yaratıyor' 
 
Toplumsal dönüşümü destekleyen kesimle statükocu anlayışın uzun süredir bir restleşme içinde olduğunu ifade eden Serpil, baskı ve şiddeti yükselten statükoya karşılık HDP'nin Türkiye barışı ve demokrasisi için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini söyledi. HDP'nin mücadele azminin karşı tarafta bir moral bozukluğu yarattığı, bunun İçişleri Bakanı ve Cumhurbaşkanı'nın sözlerinde ortaya çıktığını dile getiren Serpil, iktidarın halklara verecek hiçbir şeyinin olmadığını vurguladı. 
 
'Ekonomik krizi barış taleplerini bastırarak manipüle ediyor'
 
Halkların, kadınların ve işçi sınıfının mücadelesini veren bir parti olarak HDP'nin politikalarına karşılık savaş politikalarının üretildiğini aktaran Serpil şöyle devam etti: "HDP'ye dönük politikaları, 'kapatmadan nasıl yok edebiliriz' üzerine kurulu. 3 yılı aşkın süredir HDP ayakta kalıyor. Her gün partili seçmenler tutuklanmalarına rağmen HDP yine de kendini üreten bir parti oldu. Bunun karşısında da çaresizliği yaşıyorlar. Hem ekonomik açıdan krize yönelik tepkileri başka başka yönlere çekerek manipüle etmeye çalışıyorlar hem de halkların yükselttiği barış talebini bastırmaya çalışıyorlar." 
 
'Şiddet açlık grevlerinden duyulan korkunun göstergesi'
 
Çaresizliğin ve sıkışmışlığın bir göstergesi olarak baskı ve zorbalığın HDP'li kadın parlamenterler üzerinden Meclis’e taşındığını, milletvekilleri Saliha Aydeniz ve Pero Dündar'a yönelik saldırıların da bunun göstergesi olduğunu belirten Serpil, "Bu demokrasi için neleri göze aldığımızı bilmemek anlamına geliyor. Bugün Leyla Güven açlık grevinde bir mevsimi arkada bırakmıştır. Bu eylemi kırmak,  etrafındaki dayanışmayı yok etmek için de büyük bir çaba gösteriyorlar. Aslında zaten vekillerimize müdahaleler Leyla Güven'in sesinin duyulmaması ve dayanışmanın büyümemesi için gösterilen çabalardır" dedi.
 
‘Halka yönelik suçların haddi hesabı yok’
 
İnsanların dayanışabileceği, mücadeleyi yayabilecekleri alanların bırakılmadığını dile getiren Serpil, demokratik siyasetin önü kapatıldığı için açlık grevlerinin yayıldığını aktardı. Serpil, "En ufak geri adımda çökeceklerini,  işledikleri suçlar nedeniyle biliyorlar. Seçimleri ölüm kalım meselesi gibi algılamaları çok büyük suçlar işlediklerinden. Cizre, Sur, Nusaybin'de sivil halkı öldürdüler, kentleri asimetrik güç kullanarak haritadan silmek istediler. Ekonomik olarak yolsuzluklar, hırsızlıklar, halka yönelik suçların haddi hesabı yok. Biliyorlar ki bütün bunların hesabı sorulacaktır. Bu kaygılarla birlikte devletin bütün imkanlarını, kurumlarını HDP'yi etkisizleştirmek için yöneltmiş durumdalar" ifadelerini kullandı.
 
'AKP-MHP ittifakı var olmak için düşman üretiyor'
 
AKP-MHP ittifakının savaş politikasının Efrin'de, Suriye'de ve bölgede duvara çarptığını ifade eden Serpil, şunları ekledi: "Hem bölge hem de dünya güçlerine karşı adım atacak güçte hissetmiyorlar. Her halde icazet alamadılar. 'O zaman 31 Mart'a girerken düşmanı nerede yaratalım o da içerde olsun ve HDP olsun' diye düşünüyorlar. Aslında çaresizlik çırpınışları olarak değerlendirebiliriz. Bunun karşısında HDP direnmeye devam edecek ve ediyor. Bizler bulunduğumuz her yerde açlık grevi direnişinde olan,  İmralı'daki tecride karşı bedenini açlığa yatıran hem zindan direnişçilerine hem de Türkiye'de ve dünyadaki diğer direnişteki arkadaşların sesine ses katmaya devam edeceğiz."