MARDİN - HDP’nin Nusaybin Belediye Eşbaşkan Adayı Avukat Semire Nergiz, uzun yıllar hukuk, kadın ve çocuk hakları mücadelesinde yer aldı. Doğup büyüdüğü ilçenin yaralarını sarmak ve layık olduğu hizmeti vermek için aday olduğunu belirten Semire, “Kayyım uygulaması çoktan miadını doldurdu ve 31 Mart artık belediyeyi halka teslim etmenin tarihi olacak” dedi.

 

Mardin’in Nusaybin ilçesi hala 1992 Newrozu’ndaki direnişi ile anılan bir ilçe. Son olarak ilan edilen sokağa çıkma yasakları sürecinde ve sonrasında yaşam alanlarına sahip çıkarak terk etmeyen halkı, bir kez daha Nusaybin’in tarihi misyonu kararlılığını gösterdi. 

 

Demokratik Bölgeler Partili (DBP) diğer belediyeler gibi Nusaybin Belediyesi de kayyım atandıktan sonra adeta bir karakola dönüştürülürken, eşbaşkanlardan Sara Kaya tutuklanarak cezaevine gönderildi. Sara’nın tutsaklığı Van T Tipi Kadın Kapalı Cezaevi’nde devam ediyor. Nusaybin’in 31 Mart yerel seçimlerdeki adaylarından biri de HDP’den gösterilen Semire Nergiz ve Ferhat Kut. 

 

‘Kararımı verirken sadece Nusaybin’in özel durumunu göz önünde bulundurdum’

 

1969 yılında Nusaybin’de dünyaya gelen ve burada büyüyen Semire, ilk, orta ve lise öğrenimini de ilçede tamamladı. Daha sonra Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olan Semire, 25 yıldır mesleğini icra ediyor. Doğup büyüdüğü ilçenin son yıllarda yaşadığı travmalara karşı sürekli bir şey yapma isteği olan Semire, en iyi hizmet için aday oldu. Diyarbakır’da kaldığı süre boyunca sadece avukatlık yapmadığını kadın ve çocuk hakları ile ilgili kadın kurumları ve siyasi parti ile yıllarca çalıştığını belirten Semire, birçok kadın derneğinin çalışmalarında aktif rol aldığını söyledi.

 

Ulusal ve uluslararası birçok kuruluşun da çalışmalarında yer alan Semire, Nusaybin’in de birçok merkez gibi zor günlerden geçtiğini vurguladı. Semire, “Bu kararımı verirken Nusaybin’in tamamen özel durumunu düşündüm. Bu göreve talip olurken tamamen bir belediye başkanı görevini almaktan ziyade halkın önünü açacak, birlikte ‘Nusaybin’i nasıl daha ilerletebiliriz’ fikri vardı aklımda. Nusaybin’in bir ferdi olarak halkla beraber çalışmayı çok önemsediğim için geldim. Nüfusu kadar belediye başkanı var bu ilçede. Çünkü her bir ferdimiz örgütlülüğü ve bilinciyle bu görevi en iyi şekilde yapabilecek insanlar ile dolu. Bu süreçte her bir Nusaybinlinin birer belediye başkanı olarak görev yapması, çalışması ve yüreğini ortaya koyması gerekir” dedi. 

 

‘ Kayyımın yasal dayanağı ve meşruiyeti yok’

 

Yerel yönetimlerde kayyımların hukuki ve yasal bir dayanağının olmadığını, Nusaybin’e atanan kayyımın da hiçbir meşruiyetinin olmadığının altını çizen Semire, “Darbe girişiminden sonra bir torba yasa olarak Meclis’e geldi. Bu durduruldu daha sonra Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile hukuk yürütülmeye çalışıldı. Birçok belediyemize kayyım atandı. Bunların yasal bir dayanağı ve meşruiyeti yoktur. Çünkü demokrasi anlamında yerel yönetimler vazgeçilmezdir. Yerel yönetimler halkın iradesinin en temelde temsil edildiği yerlerdir” diye konuştu.

 

‘Halkın belediyeyi yeniden alma zamanı geldi’

 

31 Mart’ı Nusaybin halkının iradesini yeniden ele alacağı gün olarak değerlendiren Semire, “Dolayısıyla biz 31 Mart’tan sonra yerelin iradesinin tekrar halkın eline geçmesi ve bu hakkını kullanmasını çok önemli buluyoruz. Kayyım uygulaması çoktan miadını doldurdu ve 31 Mart artık halka teslim etmenin zamanın geldiği bir tarih. Nusaybin halkının potansiyelinin, bilgi birikiminin ve bakış açısının kayyım uygulamasını kabul etmeyeceğini biliyoruz” ifadelerini kullandı. 

 

‘Yapılan makyajlara halk kanmadı’

 

“Nusaybin halkı Mart ayını büyük bir coşku ve heyecan ile bekliyor” diyen Semire, halkın sadece yeniden oy kullanmayacağını, iradesini yeniden eline alacağını ve çalışmalarına devam edeceğini vurguladı. Semire, son olarak “Üç yıldır kayyım yaptığı makyajlarla bu kentteki insanları ne kadar kandırmak istese de bu halk bu tür göz boyamalara asla aldanmadı. Üç yıldır yapılanlara en iyi cevabı sandıkta verecektir” dedi.