Pakize Nayır’ın ardından…
- 09:04 4 Ocak 2025
- Güncel
Gülistan Gülmüş
ŞIRNEX - Katledilişinin üzerinden 9 yıl geçse de Pakize Nayır’ın mücadelesi yaşamaya devam ediyor. Annesi Behiye Nayır, “Ben Pakize’nin acısını çektim, başka anneler çocuklarının acısını çekmesin” diyerek barış ve birlik için her zaman hazır olduklarını vurguladı.
Şirnex’in (Şırnak) Cizîr (Cizre) ve Sîlopiya (Silopi) ilçelerinde 14 Aralık 2015’te başlayan ve 2 Mart 2016’da sona eren sokağa çıkma yasaklarının üzerinden tam dokuz yıl geçti. Halk arasında “Kıyamet günleri” olarak anılan bu süreç, yalnızca taş duvarlara değil, insanların hafızalarına ve yüreklerine derin acılarla kazındı. Büyük yıkımlar, kayıplar ve trajedilerin yaşandığı bu dönemde bir halkın direnişi ve mücadelesi tarihe yazıldı.
Bu direnişin sembollerinden biri olan Pakize Nayır, halkını korumak uğruna yaşamını feda ederek yalnızca direnişin değil, barış ve eşitlik mücadelesinin de unutulmaz bir simgesi haline geldi. Aradan geçen yıllar, kayıpların acısını dindiremedi; ancak bu acılar, mücadeleye olan inancı ve kararlılığı daha da büyüttü. Pakize Nayır’ın annesi Behiye Nayır, kızının ardından bu mücadeleyi devralarak barış ve eşitlik mücadelesini bir bayrak gibi taşımaya devam ediyor.
Pakize Nayır’ın katledilişinin 9’uncu yılında, annesi Behiye Nayır JINNEWS’e konuştu.
‘Hâlâ acısı taze’
Behiye Nayır, kızının nasıl katledildiğini anlatırken şunları söyledi: “Pakize’nin öldüğünü televizyondan öğrendim. Yılbaşı gecesinde beni aramış, ‘Yılbaşını kutluyoruz’ demişti. Yılbaşından kısa bir süre sonra bir gece beni aradı, ‘Savaş falan kalmadı, biz de milletvekillerinin yanındayız’ dedi. O zamanlar Ramazan ayındaydık. Sahurda kalktık, televizyonu açtık. Onun fotoğrafını gördüm, ‘Pakize, Seve ve Fatma’dan haber alınamıyor’ denildi. Gece şehadetlerini öğrendim. Seve yaralanmış, Pakize ambulansı aramış, herkesi aramış ama yardım edilmesine izin verilmemiş. Pakize’nin öldüğünü duyduğumda bayıldım, hâlâ acısı taze.”
‘Pakize ve arkadaşlarının silahı yoktu’
Pakize Nayır ile birlikte katledilen arkadaşlarından bahseden Behiye Nayır, “Pakize ve onun arkadaşlarını birbirinden ayıramayız” diyerek şöyle devam etti: “Çok güzel, yurtsever, duygusallardı. Halkını ve memleketini çok severlerdi. Örgütleme çalışmaları yapıyorlardı. Adalet, hukuk ve demokrasi için çalışıyorlardı. Pakize ve arkadaşlarının silahı yoktu. Çocuklarımızı terörist yapıyorlar, bizim çocuklarımız terörist değil. Bizim çocuklarımız topraklarının kavgasını, haklarının kavgasını yaptılar. Öldürme ve tutuklamaları çocuklarımıza reva görmüşler. Bunu kınıyor, lanetliyoruz, kabul etmiyoruz.
Bizim çocuklarımız kudretlidir. Herkes kendi dilinde sanatını, kültürünü yaşıyor. Bizim çocuklarımız da kendi dillerinde bir yaşam istedi. Bugün Suriye’deki çocuklar terörist mi? Kaç yıldır Suriye abluka altında, oradaki çocuklar rezillik çekiyor. Suriyeli çocuklar da terörist mi? Hiç mi vicdanları yok? Bugün Kürtler ve Türkler el ele vermezse Türkiye’nin de sonu gelir. Bir barış sağlanırsa huzur içinde beraber yaşayabiliriz. Ancak bizlere saldırmaya devam edip, ‘Onlar terörist,’ demeye devam ederlerse her şey kötüye gider.”
‘Anneler çocuklarının acısını çekmesin’
Uzun yıllardır Kürt halkının kimliğini koruma çabası nedeniyle zulme uğradığını belirten Behiye Nayır, Pakize Nayır’dan sonra mücadelesini devraldığını ifade etti. Kürt sorununun artık çözüme kavuşması gerektiğini dile getiren Behiye Nayır, çözümün PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın eliyle sağlanabileceğini vurgulayarak şöyle konuştu: “40 yıldır bizler bu zulmü çekiyoruz. Bir zamanlar köylerimizdeydik; askerler gelip köylüleri meydana toplayıp onlara hakaret ediyordu. Neden böyle yapıyorlardı? Bizler daha ne zamana kadar bu zulmün altında olacağız? Türkler ne bizi ne dilimizi ne de kültürümüzü kabul ediyorlar. Bizler barış elini uzattık; barış olsun istiyoruz. Bizim yüreğimiz yanmış, başkalarının da yüreği yansın istemiyoruz. Önderlik ile buluşsunlar ve bir masa oluştursunlar. Artık barış sağlansın. Bizler barış dedik, kentimizde her yere karakol inşa ettiler, köylerimizi yıktılar.
Neden bu ablukanın altındayız? Bizim çocuklarımız gitti, başkalarının da çocuğu gitmesin. Pakize’den sonra ben de çalışmalara katıldım. Barış Anneleri’nde yer alıyorum. Barış için, birlik için ne yapmamız gerekiyorsa biz her zaman hazırız. Ben Pakize’nin acısını çektim, başka anneler çocuklarının acısını çekmesin.”