Özgürleştirilen Şengal yeni yaşamı inşa ediyor

  • 09:02 12 Kasım 2024
  • Güncel
 
 
Medya Hawar
 
HABER MERKEZİ – 11 aylık direnişin ardından DAİŞ işgalinden kurtarılan Şengal, “Demokratik Ekolojik Kadın Özgürlükçü” paradigma temelinde yeni bir yaşam inşa ediyor. 
 
DAİŞ, 3 Ağustos 2014 tarihinde Şengal’e saldırarak Êzidî toplumunu hedef aldı. Êzidî toplumunun "ferman" olarak tanımladığı bu saldırılarda binlerce kadın, erkek, yaşlı ve genç kaçırıldı ya da katledildi. Yüz binlerce kişi de yerinden, yurdundan göç etmek zorunda kaldı. Başta Êzidî kadınlar olmak üzere, tüm toplum fermanda büyük acılar yaşadı. 13 Kasım 2015 tarihinde de Şengal, 11 ay süren büyük bir direnişin ardından özgürleştirildi.
 
Êzidî toplumuna yönelik gerçekleştirilen fermanın üzerinden 10 yıl geçti, Şengal’in özgürleştirilmesi ise 9 yılı geride bıraktı. Peki, neden Şengal hedef alındı? Şengal, stratejik ve önemli bir yerdir. Irak, Suriye ve Güney Kürdistan’ı birbirine bağlayan bir konumda bulunur. 2003 yılında ABD’nin Irak’a müdahalesiyle Saddam Hüseyin’in iktidarı ve Baas rejimi yıkıldı. Yönetim Şiilerin ve Kürtlerin eline geçti. Ancak Musul, Kerkük, Mexmûr, Şengal ve Xaneqîn “çelişkili bölgeler” olarak tanımlandı.
 
Amman toplantısı
 
1 Haziran 2014 tarihinde Ürdün’ün başkenti Amman’da ABD, Suudi Arabistan, Türkiye, İsrail, KDP ve DAİŞ’in de içinde olduğu bazı selefi gruplar, bölgenin yeniden dizayn edilmesi için bir toplantı gerçekleştirdi. Amman toplantısında, Arap Baharı olarak Tunus’ta başlayan ve Mısır, Libya ve Suriye’ye yayıldığında tıkanma yaşayan süreç gündeme alındı.
 
Kırım başladı
 
Toplantı sonrası KDP, Şengal, Kerkük ve Mexmûr’da bir mermi bile patlamadan buraları DAİŞ’e teslim etti. KDP, kendi ailesel ve partisel çıkarları doğrultusunda Şengal’i terk etti. Bunun sonucunda binlerce Êzidî katledildi.
 
Şengal’in özgürleştirilmesi
 
Bu süreçte, çok sınırlı imkânlarla DAİŞ’e karşı büyük bir savaş verildi. Diğer yandan da Êzidî gençler Şengal Direniş Birlikleri (YBŞ) ve Şengal Kadın Birlikleri (YJŞ) saflarında direnişe katıldı. Bu süreçte YBŞ ve YJŞ gibi öz savunma güçlerinin oluşturulması, Êzidîlerin tarihinde yeni bir aşama oldu. En sonunda, 13 Kasım 2015 tarihinde Şengal merkezinin DAİŞ çetelerinden kurtarılmasıyla bölgenin tamamı özgürleştirilmiş oldu.
 
Kurumsallaşma ve inşa süreci
 
Êzidî toplumu, DAİŞ’in yenilmesinin ardından PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın paradigması temelinde Demokratik Özerklik ilan etti. Şengal’in özgürleştirilmesinden sonra, bu temelde toplum örgütlenme ve kurumsallaşma süreçlerini inşa etmeye başladı.
 
Êzidî kadınların temsiliyeti
 
Şengal’de kadın meclisleri, Êzidî Kadın Özgürlük Hareketi (TAJÊ) çatısı altında özgün örgütlenmelerini oluşturdu. Bu meclisin her yerde örgütlülüğü var. Kadınlar bu toplumsal alanlarda eğitimlerini, örgütlülüklerini, eylem ve etkinliklerini, siyasi çalışmalarını gerçekleştirebiliyor. Êzidî kadınlar, buralarda ideolojik bilinçle toplumsal cinsiyete karşı daha güçlü bir şekilde mücadelelerini sürdürüyor. TAJÊ’nin esas amacı, Êzidî, Arap, Şii, Sünni ve tüm inançlardan kadınlara öncülük etmektir. Bu, Demokratik Ekolojik Kadın Özgürlükçü paradigma ekseninde yapılıyor; kadınlar bu temelde kendini eğitiyor ve örgütlüyor.
 
Gençlerin çabaları
 
Gençlerin alandaki rolleri stratejik bir öneme sahiptir. Öncülük konumunda olan gençlerin esas görevleri, başta Êzidî ve Arap gençler olmak üzere, gençleri özel savaşa karşı eğitmek, bilinçlendirmek ve örgütlemektir. Gençler bu temelde toplumsal, siyasi ve kültürel çalışmalarını geliştiriyor. Aynı zamanda kapitalist modernitenin etkilerine karşı kendilerini koruyorlar. Öz savunma bilinci ile ahlaki politik toplumun inşasında aktif bir role sahipler.
 
Toplumun korunması
 
Êzidîxan Asayişi de 2016 yılında örgütlendi. Bu kurum, iç güvenliğin sağlanmasından sorumlu olup her yerelde en az bir merkezi bulunuyor. Toplum içinde yaşanan siyasi ve adli sorunlarla ilgileniyor. Ayrıca yerleşim yerlerinin giriş-çıkışlarında günlük kontroller sağlıyor.
 
Kültür ve sanatın geliştirilmesi
 
Kültür ve sanat çalışmaları da toplumsal inşa süreciyle birlikte gelişti. Şengal TEV-ÇAND, başta müzik, tiyatro, folklor olmak üzere kültür sanat dallarında çalışmalarını geliştirme çabasında. Bu çalışmalar, dağda zorlu şartlarda bir çadırda başladı ve zamanla özgürleştirilen yerlerde kurumsallaşmasını geliştirdi. TEV-ÇAND’ın Şengal’deki her kurumu, tiyatro, müzik enstrümanları ve folklor kursları açarak faaliyet gösteriyor.
 
Belediye hizmetleri
 
Demokratik Özerklik ile birlikte tüm alanlarda hizmet yürüten temel kurum belediyelerdir. Belediyelerin esas görevi halkın yerleşim alanlarında su, yol ve elektrik gibi temel ihtiyaçlarını karşılamaktır. Savaş sürecinde harabeye çevrilen yerleri yeniden canlandırmış, günlük temizlikten yeşil alan inşasına kadar önemli görevler üstlenmiştir. Belediyeler, son 10 yıl içerisinde birçok yol, köprü, bahçe, su kaynakları ve yeşil alan oluşturdu.
 
Basın çalışmaları
 
Son yıllarda Şengal’de basın alanında önemli çalışmalar yapıldı. Eskiden yalnızca Dicle Dergisi varken, günümüzde televizyon ve radyo yayınları da devreye girdi. Birçok gazeteci ve muhabir yetişti. Bu kişiler, halkın haber alma konusunda bilgilendirilmesini sağlıyor. Genç gazeteciler, Nûjiyan Erhan’ın mirasına sahip çıktı.
 
Ortak proje gelişimi
 
Sağlık ve ekonomi, temel çalışmalardan olup geliştirilmesi için önemli çabalar gösteriliyor. Ferman sürecinden bu yana sağlık alanında aralıksız hizmet veriliyor. Ayrıca komünal ekonomi temelinde, tarım ve hayvancılıkta doğal kaynakları kullanarak projeler geliştiriliyor.
 
Direniş sürüyor
 
Şengal’de, Türkiye ve KDP’nin baskı ve saldırılarına karşı kamplarda yaşayan Êzidîler yönlerini kendi topraklarına çeviriyor. Êzidîler her türlü saldırıya karşı direnirken, yeni yaşamı inşa etme kararlılığını sürdürüyor.
 
‘Öz savunmanızı yapın’
 
Êzidî toplumu, şimdi PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın söylemlerini hayata geçiriyor. Êzidîler, Abdullah Öcalan’ın şu sözlerini esas alıyor: “Êzidîler kendi kararlarını versin. Nasıl isterlerse karar onların. Şengal halkının korunması için ne yapılması gerektiğini daha önce söylemiştim. Kendi öz savunmalarını geliştirmeliler. Onları peşmergelerin insafına bırakamayız…”
 
‘Önder Apo’nun düşünceleriyle özgürleşti’
 
TAJÊ Koordinasyon üyesi Zozan Simo, JINNEWS’e Şengal’in özgürleşmesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Zozan Simo, 3 Ağustos’ta DAİŞ’in Şengal’e saldırdığını belirterek, Şengal’in bir daha özgürleşeceğine inanmadıklarını söyledi. “Ancak Şengal Önder Apo’nun düşünceleri ile özgürleştirildi” diyen Zozan Simo, “Bundan dolayı çok mutluyuz. İnsanın yurdu kötülüklerden kurtulduğunda çok mutlu oluyor” dedi.
 
‘Güçlüyüz ve direniyoruz’
 
Başlangıçta Şengal’in özgürleşeceğine dair bir inançlarının olmadığını ifade eden Zozan Simo, “Ancak Şengal’in kurtarılmasından sonra bu duyguyu ifade etmek çok kolay değil. Fermandan önce düşman bizi ölüme terk edenlere yöneltti. Bizi sattılar. Ancak Şengal özgürleştikten sonra gerçeği gördük. Bizi kurtaranları, bizim için direnip şehit düşenleri asla unutmayacağız. Fermanda cesur Êzidîler yurtlarını bırakmadılar; her yerdeydiler ve çetelerin dağa ulaşmasını engellediler. Gerillalar geldikten sonra bizi eğittiler ve örgütlediler. Şengal özgürleştikten sonra da Êzidîlerin topraklarına dönmelerini sağladılar. Öncelikle Şengal’in Şemal köyü çetelerden kurtarıldı, ardından diğer köyler özgürleştirildi. Düşman ne kadar saldırsa da, üzerimize uçaklar gönderse de artık güçlüyüz ve direniyoruz” şeklinde konuştu.
 
‘Gençlerimiz saldırılara karşı duruyor’
 
Zozan Simo, "Fermandan önce gençlerimiz eğitimli olsaydı ve silah kullanmayı bilselerdi, 3 Ağustos 2014’te fermanı yaşamazdık" diyerek o dönemde gençlerin hazırlıksız olduğunu belirtti. Ancak bugün gençlerin, Önder Apo’nun düşünce ve felsefesi doğrultusunda eğitimli, bilinçli ve örgütlü hale geldiklerini vurgulayan Simo, “Gençlerimiz artık bu temel üzerinde kendilerini geliştirerek her türlü düşman saldırısına karşı durabiliyorlar” dedi.