Kadınlar Aile Bakanlığının önünde: Aile dışında da hayat var

  • 13:39 12 Ağustos 2024
  • Güncel
 
ANKARA - Ankara Kadın Platformu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı önünde kadın katliamlarına dikkat çekerek aileye sıkıştırılan ve katledilen kadınlar için, “Aile dışında da hayat var, kutsal aile yoktur” diyerek bakanlık önüne ayakkabı bıraktı. 
 
Ankara Kadın Platformu’nun çağrısıyla Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı önünde toplanan kadınlar, bakanlığın “kutsal aile” adı altında kadın haklarını gasp ederek yürüttüğü politikaları protesto etti. Kadın katliamlarına dikkat çekmek isteyen kadınlar basın açıklaması öncesi bakanlık önüne ayakkabılar bıraktı. Kadınlar sık sık “jin jiyan azadi”, “kadın cinayetleri politiktir”, “Torba yasanı al başına çal” sloganları attı.
 
‘Ne ailelerinize mahkum olacağız ne de belirlediğiniz ‘makul kadın’’
 
Basın açıklamasını platform adına Buse Uçer yaptı. Buse, kadın karşıtı politikalara karşı kadın dayanışmasını örgütlediklerini söyleyerek, “İktidar, oluşturmak istediği yeni toplumsal yapıda kadına ‘kutsal aileyi’, ‘makbul kadınlığı’ ve şiddeti dayatıyor. Yeni sistemin kurucu öznesi olarak da ‘makbul kadınları’ görüyor. Bu nedenle en çok kadınlara, kadın mücadelesine ve feministlere saldırıyor. Biz kadınlar bir kez daha hatırlatıyoruz: Ne ailelerinize mahkûm olacağız ne de sınırlarını belirlediğiniz ‘makbul kadınlar’ olacağız. İktidar, kadın cinayetlerini ve erkek şiddetini önlemediği gibi sorunun derinleşmesine neden olan erkek egemen politikalara hız veriyor. Kadın mücadelesini bastırmak ve mücadelenin kazanımlarına el koymak için kadınların iradesine, yaşam alanlarına, bedenlerine ve emeklerine müdahale ederek onları kontrol altında tutmaya dönük kadın düşmanı uygulamalarına her gün bir yenisini ekliyor” sözlerini kullandı.
 
‘Nafaka bir tehdit olarak kullanılıyor’
 
Nafaka hakkına göz diken iktidarının çabalarının hala sürdüğünü söyleyen Buse, “‘Kadın erkek eşitliği fıtratımızda yoktur’, ‘Bir kereden bir şey olmaz’ sözleri toplumda erkek egemenliğini büyütüyor. Mecliste oluşturulan boşanmayı engelleme komisyonu üzerinden kadınların boşanmasının maddi koşullarını sağlayan haklarını ortadan kaldırmaya çalışıyor. Kadın örgütlerini yok sayarak, kamuoyunda nafaka alanlar lüks içinde yaşıyormuş algısı yaratarak nafaka hakkını ortadan kaldırmaya çalışıyor. Nafakayı bir tehdit olarak kullanarak kadınları erkek şiddetine boyun eğmek zorunda bırakmak istiyor. Bir süredir konuşulan 9. Yargı Paketi’nin meclis kapanmadan gündeme gelmesi bekleniyor. Henüz pakette yer aldığı söylenen madde değişikliği önerilerine dair kesin bir taslak bulunmasa da 23 farklı kanun, 3 kanun hükmünde kararnamede düzenleme yapılmak istendiği biliniyor. Beklenen yargı paketi 6284 Sayılı Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’dan Medeni Kanunda yer alan soyadı düzenlemesine, ‘etki ajanlığı’ suçundan mükerrer suç işleyenlere ‘af’ niteliğindeki infaz düzenlemesine kadar en başta kadınların yaşamını doğrudan etkileyen aleyhte değişiklikleri içeriyor” diye konuştu. 
 
İktidarın tercihi ‘Ne olursa olsun aile dağılmasın’
 
Açıklamanın devamında Buse şunları söyledi: “Uzunca süredir kadınların yaşamını erkek şiddetinin, istismarın, emek sömürüsünün olduğu ailelere sıkıştırmayı politikasının odağına alan iktidar bu paket ile de kadınların hukuki kazanımlarına saldırmaya hazırlanıyor. 6284 Sayılı Kanun’da yer alan uzaklaştırma, iletişim araçlarıyla rahatsız etmeme ve benzeri sayılan tedbirleri ihlal eden erkeklere verilen zorlama hapsinin uygulanma koşullarının zorlaştırılmaya çalışıldığını görüyoruz. Tedbir kararlarının ihlali halinde üç günden on güne kadar verilen, mahkemelerce zaten güç bela uygulanan zorlama hapsine itiraz yolu genişletilerek, itirazın duruşmalı incelenmesi öngörülüyor. Koruma kararı vermek için delil zorunluluğu getirme, kısa süreli koruma kararları verme, başvuru koşullarını zorlaştırma bunlardan bazıları. Kamuoyunda neredeyse kadına şiddetin nedeni olarak yansıtılıyor bu yasalar. Oysa kadınların mücadele ile kazandığı bu düzenlemeler hakkıyla uygulansa, erkek şiddeti ciddi oranda azalabilir. Ama tercih “Ne olursa olsun aile dağılmasın, kadınlar katledilse de olur” üzerine kurulu.
 
Kayyım atamaları eş başkanlık sisteminin hayata geçirilmesi engellenmeye çalışılıyor
 
Erkek şiddetini cezasızlıkla ödüllendirme, şiddete uğrayan kadını sorgulama da yargı kararlarında sıkça rastladığımız bir durum. Haksız tahrik ve iyi hal adı altında konulan erkeklik indirimleri ile en alt sınırdan verilen cezalar da bu ödüllendirmenin diğer örnekleri. Kadınların hayatlarını savunmak için öldürmek zorunda kaldığı durumlarda ise kadınlar yıllara varan cezalarla mahkûm ediliyor. Kadınları erkek şiddetinden korumayan ve erkek şiddetini besleyen iktidar, kadınları bir kez daha yargı aracılığıyla cezalandırıyor. Kadın kazanımlarına saldırı dalgasının bir diğeri ise eş başkanlık sistemine yönelik kayyum darbesi oldu. Kayyım atamaları, tutuklamalar, görevden alma ile eş başkanlık sisteminin hayata geçirilmesi engellenmeye çalışılıyor. Kadınların siyasette söz ve karar sahibi olabilmesi için çok önemli bir aşama olan eş başkanlık sistemi aynı zamanda kadın siyaset tarzının yerleşmesinin bir aracı. Saldırılar sadece eş başkanlık sistemine yönelmekle kalmıyor kayyımlar aracılığıyla belediyeler tarafından oluşturulan tüm kadına yönelik çalışma alanları da kapatılıyor. Kadına yönelik şiddete karşı merkezler, kadın kurumları ya kapatılıyor ya da erkekler tarafından yönetilerek kadın merkezi olmaktan çıkarılıyorlar. Kısacası iktidar diyor ki ‘evlerinize dönün!’
 
Ne ailelerinize mahkûm olacağız ne de ‘makbul kadınlar’ olacağız
 
İktidar, oluşturmak istediği yeni toplumsal şekillenmede kadına “kutsal aileyi”, “makbul kadınlığı” ve şiddeti dayatıyor. Yeni sistemin kurucu öznesi olarak da “makbul kadınları” görüyor. Bu nedenle de en çok kadınlara, kadın mücadelesine ve feministlere  saldırıyor. Biz kadınlar ise bir kez daha hatırlatıyoruz: Ne ailelerinize mahkûm olacağız ne de “makbul kadınlar” olacağız. Özetle, 9. Yargı Paketi de kadınların yaşamlarını, haklarını hedef alan, erkekleri, aileyi güçlendirmek için önümüze getirilen sayısız paketten biri. Geçmişten bugüne “evin reisi kocadır” maddesini, kürtaj yasaklarını, çalışma hakkımızın erkeğin iznine bağlanmasını, tecavüzcülerin evlilik yoluyla salıverilmesini nasıl kabul etmediysek, nasıl tüm kazanımlarımızı mücadele ile kazandıysak bu yargı paketine de sessiz kalmayacağız.  Haklarımız, hayatlarımız için mücadeleye devam edeceğiz. Yaşasın Kadın Dayanışması!”