Gever’de 8 yılın ardından: Direniş bugün de sürüyor

  • 09:03 13 Mart 2024
  • Güncel
 
Rabia Önver 
 
COLEMÊRG - Gever’de 8 yılını geride bırakan “özyönetim” ilanı ile birlikte 79 gün süren direnişe karşı başlatılan sokağa çıkma yasağı sürecinde her türlü baskıya karşı halklar, bugün de direnişini sürdürüyor. 
 
Kurdistan’da 2015-2016 yılları arasında farklı tarihlerde özyönetim direnişlerinin ilan edildiği yerler Amed’in  Sûr ilçesi, Mêrdîn’in Nisêbîn ilçesi, Şirnex’ın Cizîr, Silopiya ve Colemêrg’in Gever ilçesiydi. Gever’de 2015 ve 2016 süreci arasında birçok kez 3-5 gün aralıklı sokağa çıkma yasağı ilan edildi. İlçede ilan edilen son yasak ise 14 Mart 2016’da başlar ve 79 gün sürdü.  
Bu süre zarfında saldırılara karşı direnişin de hakim olduğu ilçede 8 yıl öncesinde yaşananları hatırlayalım. 
 
8 yıldır süren eylem etkinlik yasakları
 
 
İlçede Gever Demokratik Meclisi’nin 13 Ağustos 2015 tarihindeki “özyönetim” ilanının ardından 5 kez sokağa çıkma yasağı ilan edildi. İlk yasak 10 Eylül 2015’te 1 gün, 20 Kasım 2015’te 3 gün , 7 Aralık 2015’te 1 gün sürdü. Daha sonra Yekineyên Parastina Sivîl'in (YPS-Sivil Savunma Birlikleri) 1 Şubat 2016'da kuruluşunu deklare etmesiyle, günlük ilan edilen yasakların süresi uzatılmaya başlandı. İlçedeki en büyük ve en kapsamlı yasak 13 Mart-30 Mayıs 2016 tarihleri arasında olan yasaktı. 79 gün sonra kısmi olarak devam eden ve 31 Ekim’e kadar 06.00’dan, 22.00 ve 23.00 saatleri arasında uygulanan yasaklar da 151 gün sonra sona erdi.  Üzerinden 8 yıl geçen yasağın yerini “özel güvenlik bölgesi” ve “eylem ve etkinlik yasakları” devraldı.
 
Birçok mahallede çatışmaların izleri hala sürüyor
 
 
Yasak sürecinde ilçede Cumhuriyet, Güngör, Orman, Kışla, Mezarlık, Yeşildere ve Dize mahallelerinde şiddetli çatışmalar yaşandı. 79 gün boyunca ilçeye giriş ve çıkışların tamamen kapatılması nedeniyle Şemzînan (Şemdinli) ve Rûbarok (Derecik) ilçeleri ile Bajêrge (Esendere) beldesinin yolları geliş-gidişlere kapatıldı. İlçeye bağlı Vezirava, Mexsudava, Elver, Peylan, Darê, Pirzala, Sekran ve Navdiyan, Bajêrge ve Xalane köyleri ile Çimenli mezrası yasaklardan nasibini aldı. 8 yılını geride bırakan özyönetim direnişinin izleri hala birçok mahallede duruyor. 
 
Özel savaş politikaları arttı 
 
 
İktidarın yürüttüğü özel savaş politikaları yasak sürecinden sonra bu kez de özellikle kadın ve gençleri hedef alarak sürdürüldü. İlçede her sokağın mobeselerle izlenmesine rağmen 2016 yılından sonra fuhuşa sürüklenme ve uyuşturucu kullanımı da arttı. Öte yandan yıkımın yaşandığı mahallelerde, sürekli zırhlı araçlarla devriye gezen polislerin, ise uyuşturucu satışı yapanları da görmezden gelmesi söz konusu. 
 
Mezarlıklar tahrip edildi, kurşunlandı
 
İlçede yasak sonrası, mezarlıklara yönelik saldırılar da artmış durumda. Orman Mahallesi’nde farklı tarihlerde yaşamını yitirenlerin mezarları sık sık özel harekat polisleri tarafından tahrip edildi ve edilmeye devam ediyor. Yine mezarlığın duvarları da tahrip edilerek ilçe halkı hedef alınırken, mezar taşları ise keyfi bir biçimde ateşli silahla vuruluyor. İlçe sakinlerinin ise tepkisi, “Ölümüze de saygıları yok, onlardan da korkuyorlar” şeklinde oluyor. 
 
Kimsesizler mezarlığında birçok cenaze bulunuyor
 
İlçede, özyönetim direnişi sürecinde yaşanan çatışmalarda çoğu YPS üyesi olmak üzere aralarında sivillerin de bulunduğu 90’ı aşkın kişim yaşamını yitirdi. İnsan Hakları Derneği (İHD) şubesi tarafından yayınlanan Gever raporunda, yasak süresi boyunca 78 cenaze Erzurum'daki Adli Tıp Kurumu”na (ATK) götürüldü. Aynı yıl  içinde bu cenazelerden 25’i ailelere teslim edilirken, 53’ü Erzurum’da Kimsesizler Mezarlığı’na defnedildi. Yine aynı raporda otopsi işlemlerine avukatların girmesine izin verilmezken, bir süre sonra mezarlıkta defnedilenlerin kimliklerinin karıştırıldığı ortaya çıktı. Kimsesizler Mezarlığı’na defnedilen 3 cenaze, 6-7 yıl sonra ailelerin yaptığı başvuru üzerine teslim edildi. Kimsesizler Mezarlığı’nda halen kimliği ve sayısı tespit edilmeyen birçok cenaze bulunuyor. 
 
3 bin 637 ev kullanılmaz hale geldi
 
 
Yasak sonrası açılanan raporlarda yer alan verilere göre, kent merkezi ve bitişiğinde yer alan Mexsudava köyü dahil 5 binden fazla ev kullanılamaz hale getirildi. Aynı raporlarda yağmalanan ve yakılan birçok evin bölgeye yasak sürecinde getirilen iş makinaları ve işçiler tarafından kolonlarının kesildiğine yer verildi. İnşaat Mühendisleri Odası (İMO)  Colemêrg Şubesi’nin bu süreçte hazırladığı raporda, az hasarlı konut sayısı 3 bin 193, orta hasarlı 647, ağır hasarlı 787, yıkık 867, yanmış konut sayısı ise bin 336 olarak yer aldı. Çatışmaların yaşanmadığı ve  “Hendek, barikatların olmadığı mahallelerde asker ya da polis tarafından yakma ve yıkma yapıldığı gözlemlenmiştir” bilgisinin yer aldığı raporda, evlerin birçoğunun eşyalarla birlikte yakıldığı tespit edildi. Yıkılan ve yakılan evlerin yerine TOKİ konutları ailelere verilirken, bu konutların da eksik ve hasarlı olduğu ortaya çıktı. 
 
Fiili yasak sürüyor 
 
İlçede her ne kadar yasak bitti denilse de fiili yasak sürüyor. Özellikle köylerde sık sık ‘yasaklı bölgeler’ ilan edilerek köylülere baskı yapılıyor. köylere giriş çıkışlarda ise yurttaşlar, GBT’ye (Genel Bilgi Toplama) maruz kalıyor. Bununla birlikte askeri operasyonların da sık sık yapıldığı ilçeye bağlı köylerde, yurttaşlar evlerine kapanmak zorunda kalıyor ya da evleri basılarak işkenceye uğruyor. 
 
 
Keyfi baskılar had safhada 
 
Üzerinden 8 yıl geçti, ancak baskı, işkence ve asker kurşunuyla katledilenlerin sayısı da azalmadı. Yasaklar sadece köylerle de sınırlı kalmazken, mahalle ve ilçe merkezine de sirayet ediyor.  ilçede saat gece 22.00’yi geçtiğinde sokaktaki yurttaşların önleri kesiliyor ve GBT uygulamasından geçiyor, kimi yurttaş da hakarete maruz kalıyor veya şiddete uğruyor. 
 
Gever halkı özel savaşa geçit vermiyor
 
 
Bugün hala yaşanan direniş izlerinin olduğu ilçede, bir gazeteci olarak kapısını çaldığımız her aileden, “Sokaklarda hala o gülüşlerin sesini duyuyoruz, bugün üzerimizde büyük bir baskı olabilir, fakat biz de onlar gibi direniyoruz” cümlelerini sık sık duyuyoruz. Bölgede yürütülen bütün politikalara rağmen özel savaş politikalarına geçit vermeyen 7’den 70’e herkes mücadelesini sürdürüyor. 
.