Erkek-devlet şiddetine karşı alanlardalar: 8 Mart’ta sokağa!

  • 09:08 5 Mart 2024
  • Güncel
 
Marta Sömek
 
İSTANBUL - Yurtlardan sokaklara, erkek-devlet şiddetinin yoğun yaşandığı bir süreçte 8 Mart’a bir dizi etkinlik ile gittiklerini söyleyen ÖGK üyesi Hivda Selen, “Kadınların özgürlüğünü kazanabilmek için mücadelenin olduğunu hatırlatan bir şiar seçtik kendimize. ‘Yurtta, sokakta, kampüste, özgürlük için biz varız’ demek istedik. Devletin uyguladığı bütün erkek egemen politikalar da bizim mücadelemizle son bulacak. O yüzden özgürlük için biz varız, 8 Mart’ta sokağa” çağrısı yaptı.
 
Her yıl büyük bir öfke ve isyanla 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde alanları dolduran kadınlar, bu yıl da erkek-devlet şiddeti ve yoksulluğa karşı bir dizi eylem ve etkinlik gerçekleştirdi. 3 Mart Pazar günü 8 Mart Kadın Platformu’nun çağrısıyla Kadıköy’de bulunan Beşiktaş İskelesi’nde bir araya gelen kadınlar, “Yoksulluğa, şiddete, sömürüye, savaşa karşı mücadelemiz var” şiarıyla kadın buluşması gerçekleştirdi. Talepleri ve isyanları ile meydanı hınca hınç dolduran kadınlar, haklar ve özgürlükleri için mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini bir kez daha haykırdı. Öte yandan 22’nci Feminist Gece Yürüyüşü Platformu’nun çağrısıyla binlerce kadın, 8 Mart Cuma günü Beyoğlu’nda bulunan Taksim Meydanı’nda saat 19.30’da Feminist Gece Yürüyüşü’ne katılmaya hazırlanıyor.
 
Özgür Genç Kadın (ÖGK) üyesi Hivda Selen ile sayılı günler kalan 8 Mart’a giderken şiar ve çağrıları üzerine konuştuk.
 
Erkek-devlet şiddeti her yerde!
 
Erkek-devlet şiddetinin yıllara varan bir şiddet biçimi olduğunu aktaran Hivda, “Kadınlar üzerinde daha özel yaşadığımız bir devlet politikası. 90’lardan bugüne de devam eden bir politika. 90’larda devrimci kadınlara yönelik gözaltında taciz ve tecavüzün uygulandığı bir tablo vardı. Burada da bunun önünü kesen kadın özgürlük mücadelesiydi. Gözaltında Cinsel Tacize Hayır Kurultayları düzenleyerek erkek-devletin bu cinsel şiddetini teşhir eden bir çalışma yürütülmüştü, kadınların böyle bir mücadelesi olmuştu. Fakat erkek-devlet şiddeti hala devam ediyor. Hayatımızın bütün alanında görüyoruz bunu. Mücadele eden bütün kadınlar bunu yaşıyor. Sokakta bir eylemde Hanifi Zengin’in kadınları taciz etmesinden tutalım da, bir eylemde işkenceden gözaltıya, nezarethanede çıplak aramaya kadar sürüyor erkek-devlet şiddeti” değerlendirmesini yaptı.
 
Şiddete karşı mücadele ile 8 Mart’a gidiyorlar
 
Son süreçlerde de erkek-devletin şiddet politikasının yalnızca gözaltında değil, evlere kadar uzandığını dile getiren Hivda, “Geçtiğimiz günlerde MK üyemiz Sinem Çelebi’ye yönelik bir cinsel şiddet, erkek-devlet şiddeti gerçekleşti. Arkadaşımız duştayken bir baskın sırasında polis kameralarla duşa girdi ve arkadaşımızı öyle çekti. Polis gözetiminde giyinmeye zorlandı. Bütün bunlar kadınları özgürlük ve kurtuluş mücadelesinden vazgeçirmek üzerine yapılan politikalar. Çünkü kadın hareketinin çok büyük bir gücü var. Sokakta, meydanlarda, her alanda kendi isyanını ve öfkesini örgütleyen bir hareketten bahsediyoruz. Biz de kuşkusuz bu hareketin önemli bir parçasıyız. Dolayısıyla burada da hem gözdağı vermek hem sindirmek hem de bizi bedenlerimizle tehdit etmek istiyor. Çünkü kadınların bedeni tarih boyunca hep yasak görülen, utanılması gereken bir noktaya konuldu. Bizim söylediğimiz şey bedenlerimizden utanmamak. Bedenlerimizi teşhir etmekle tehdit ettiklerinde dahi teşhir edilmesi gerekenin erkek-devletin bu politikaları olduğunu söylemektir. Böyle bir süreçte 8 Mart’a gidiyoruz” sözlerini kullandı.
 
Yurtlardan sokaklara şiddet sarmalı
 
8 Mart Dünya Kadınlar Günü bakımından her sene yeni bir polis şiddetinin yaşandığını belirten Hivda, “Biz bütün mücadelemizi şiddetten ibaretmiş gibi de göstermek istemiyoruz. Biz bir şeyler yapıyoruz çünkü. Onlar bu yüzden bize saldırıyor. Biz ÖGK olarak bu dönem özellikle genç kadın yoksulluğunun bu kadar arttığı, genç kadınların şüpheli şekillerde ölü bulunduğu ve bunun ‘intihar’ olarak kamuoyuna sunulduğu, üzerinin örtüldüğü bir süreçteyiz. Aynı zamanda KYK yurtlarında yaşanan bir dizi sorun var. Orada da genç kadınların sürekli cansız bedenleri çıkıyor. Ya da kadın olmaktan dolayı yurtlarda çok ciddi sorunlar yaşıyorlar. Bu sorunlar nedir diye sormak gerekirse, ışıksız yurt yollarında tacize uğramaktan tutalım da yurt içerisinde yurt görevlilerinin, kadınların yaşam tarzına, giyimlerine müdahale etmesine kadar uzanıyor” dedi.
 
Şiarları ‘Özgürlük için biz varız’
 
Hivda, “Erkek egemen politika olarak genç kadınların özgürlüğünü elinden almak, birer makbul kadın yaratmak isteyen bir erkek egemen devlet gerçekliği ve politikalarıyla karşı karşıyayız. Dolayısıyla biz kadınların özgürlüğünü kazanabilmek için mücadelenin olduğunu hatırlatan bir şiar seçtik kendimize. ‘Yurtta, sokakta, kampüste, özgürlük için biz varız’ demek istedik. Bu dönem çalışmamızı böyle örgütlüyoruz. Çünkü özgürlüğün kendi ellerimizde, kadınların örgütlü mücadelesiyle ve her sokakta büyüttüğü isyanıyla kazanabileceğimizi düşünüyoruz. Burada da bir adres olarak kendimizi gösteriyoruz. Tek tek sokaktaki mücadelemiz çok kıymetli, bunun farkındayız. Ancak örgütlü olarak da yürüttüğümüz mücadele bir değiştirme gücü ve iddiası taşıyor. Dolayısıyla genç kadınları, kendi özgürlüğü için kolları sıvamaya çağırmak istedik” sözleriyle tüm kadınları mücadeleye çağırdı.
 
Atölyeden sergiye bir dizi etkinlik
 
ÖGK olarak 12 Şubat’ta İzmir, İstanbul ve Eskişehir’de şiarlarının yazılı olduğu pankartları asarak startlarını verdiklerini dile getiren Hivda, “Aynı zamanda 8 Mart Kadın Platformu’nun da aktif bir bileşeniyiz. Platform ile beraber de bir 8 Mart çalışmasının startını verdik. 3 Mart’ta Kadıköy Beşiktaş İskelesi’nde yan yana geldik. 8 Mart’ta da sokaklarda olacağız. Düzenli olarak sık sık yaptığımız etkinlikler. Ama 8 Mart süreci boyunca daha özel düzenlemeye çalıştığımız etkinliklerimiz var. Şiddet türleri atölyesi, özsavunma dersleri ya da 8 Mart’ın tarihini konuştuğumuz etkinliklerimiz oluyor. Aynı zamanda İzmir, Eskişehir, İstanbul ve Antalya’da bir dizi etkinlik daha yapacağız. Örneğin Antalya’da kadınların resimlerini gönderdiği bir sergi gerçekleşecek. Yine Eskişehir'de bir takas pazarı düzenliyoruz. Yoksulluk çok artmış durumda, genç kadın yoksulluğu da çok yaygın bir biçimde hayatlarımızda yerini koruyor. Dolayısıyla burada birbirimizle dayanıştığımız bir etkinlik olacak” diyerek çalışmalarından bahsetti.
 
‘8 Mart’ta sokağa’ çağrısı
 
Tüm kadınları 8 Mart’ta sokaklarda olmaya çağıran Hivda, “8 Mart’a giderken sözlerimizi, isyanımızı, öfkemizi yansıttığımız dövizlerimizi beraber hazırlayacağız. Süreci böyle örgütlüyoruz. Çok heyecanlı ve hareketli geçiyor bizim için. Çünkü 8 Mart süreçleri kadınların 11 ay boyunca beklediği süreçler oluyor. Biz de o 11 ayın heyecanını yaşamaya ve sokaklara yansıtmaya çalışacağız. Platformun düzenlediği bildiri dağıtımı çalışmalarına dahil oluyoruz. Birçok ilçede bugüne kadar bildiri dağıtımları düzenlendi. Kadınların kendi özgürlüğünü, haklarını ve hayatlarını savunması ancak kendilerinin yapabileceği bir şey. Dolayısıyla kendi yaşamlarımıza sahip çıkmak, erkek-devlet şiddetine, erkek egemenliğine, sokakta yaşadığımız şiddetten tutalım da evde abinin, babanın birer bekçi gibi başımızda dikilmesine kadar bizim mücadelemizle son bulacak bir şey. Devletin uyguladığı bütün erkek egemen politikalar da bizim mücadelemizle son bulacak. O yüzden özgürlük için biz varız, 8 Mart’ta sokağa” sözleriyle seslendi.