‘Özsavunmasını gerçekleştirmeyenler yok olur’

  • 09:03 5 Mart 2024
  • Güncel
 
 
Rozerin Gültekin
 
AMED - 8 Mart’a doğru giderken özsavunmasını gerçekleştirmeyen kadınların ve toplumların yok olacağını ifade eden Diyarbakır Kadın Akademisi üyesi Naşide Buluttekin, “Uygarlıkların inşasından beri kadınlar özsavunmasını gerçekleştiriyor” sözlerini kullandı. 
 
Yaşamın her alanında tahakküm altına alınmaya çalışılan kadınlar, bu yıl da baskılara karşı mücadele ederek 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü karşılıyor. 8 Mart’a doğru giderken kadınlar, tarihten bu yana varlığını, değerlerini korumak ve eril zihniyetin tekeline girmemek için özsavunma yöntemlerini yeniden tartışıyor.
 
Özsavunmayı fiziki boyutuyla özellikle şiddete uğrayan kadınların kendi yaşamlarını korumak için uyguladığını görmek mümkün. Kadınların birçok alanda verdiği mücadele özsavunmanın bir örneği olurken, 2023 yılında özellikle çok sayıda kadın katledilmemek için öldürmek zorunda kaldı. Şiddet faillerine karşı özsavunmasını kullanan kadınlardan bazıları şöyle:
 
* Havva Zor, kendisine ve çocuklarına sistematik şiddet uygulayıp, cinsel şiddette bulunan evli olduğu Mikail Zor’u özsavunmasını kullanarak öldürdü.
 
* Dilara Künili, annesine şiddet uygulayan babası Kemal Künili’yi özsavunmasını kullanarak öldürdü.
 
* Esma Y. kendisine cinsel saldırıda bulunan kayınpederi Ahmet Y.’yi özsavunma hakkını kullanarak öldürdü.
 
* Nuran Özdemir boşanma aşamasında olduğu Ahmet Özdemir’i ayrı yaşadığı eve gelip kendisine şiddet uygulaması üzerine özsavunma uygulayarak öldürdü.
 
* Öznur Gülten Efeoğulları, sistematik şiddet gördüğü Osman Efeoğullarını özsavunmada bulunarak öldürdü.
 
* Rümeysa Aydın, kendisine sistematik şiddet uygulayan, cinsel saldırıda bulunan ve ölümle tehdit eden evli olduğu Murat Aydın'ı öldürdü.
 
* Şerife Demir kendisine ve çocuklarına işkence uygulayan evli olduğu Vedat Demir'i öldürdü.
 
* Melek Hıdır kendisini sistematik tecavüze maruz bırakan eniştesi Suat Vural’ı özsavunmasını kullanarak öldürdü.
 
* Zozan Türk “cinci hoca” olarak bilinen Yusuf Evran’ı kendisine tecavüzde bulunduğu için özsavunmasını kullanarak öldürdü.
 
* Şerife Arıoğlu kendisine cinsel saldırıda bulunan Yaşar Kanık’ı öldürdü.
 
* Asya Dizlek iki çocuğuna sistematik olarak cinsel saldırıda bulunan Serkan Erdoğan’ı özsavunmada bulunarak yaraladı.  
 
* Hülya Balıkan, kendisine sistematik taciz ve şantajda bulunan eşinin kardeşi Ferdi Balıkan’ı özsavunmasını kullanarak öldürdü.
 
* Emel Ener kendisine saldıran boşanma aşamasında olduğu Barış Selahattin Ener'i öldürdü. 
 
* N.G. isimli kadın ve gelini L.K. sokakta yürüdüğü sırada R.D. tarafından sözlü tacize maruz kaldı. Bunun üzerine N.G. özsavunmasını kullanarak taciz faili R.D.’yi yaraladı.
 
* Fazilet Azimi, evli olduğu ve kendisine sistematik şiddet uygulayan Hasan Özbek’i özsavunmada bulunarak öldürdü.
 
* Buket Çelik, özsavunmasını kullanarak Hakkı Öz’ü öldürdü.
 
* Mevlüde Akgün, kendisine ve çocuğuna sistematik şiddet uygulayan evli olduğu Ahmet Akgün’ü özsavunmasını kullanarak öldürdü. 
 
Diyarbakır Kadın Akademisi üyesi ve Jineoloji çalışmaları yürüten Naşide Buluttekin, özsavunmanın önemine dair değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Gülün dikeni, taşın sertliği öz savunmadır’
 
Doğadaki tüm canlıların özsavunması olduğunu söyleyen Naşide, “Gülün dikeni, taşın sertliği, tırtılın kendini korumak için yaptığı bütün hamleler öz savunmadır” ifadelerini kullandı. “Bir varlıktan diğer varlığa gelen saldırı karşısında varlığın kendini koruması ve korumaya yönelik gösterdiği refleksi” özsavunma olarak tanımlayan Naşide, canlıların varlıklarını sürdürebilmeleri için özsavunmanın hayati olduğunun altını çizdi. Naşide, “Doğadaki her unsurda var olan bir özsavunma mevcuttur. Özsavunma nedir? Sadece fiziksel bir savunma mıdır? Tekil bir savunma mıdır? Yoksa hayatın her alanını kapsayan bir savunma yöntemi midir? Özsavunma beyinde ve zihinde başlar. Kültürüne, siyasetine, tarihine yönelik saldırıya karşı geliştirilen her refleks bir özsavunmadır” dedi.
 
Uygarlıkların inşasından beri kadınlar özsavunmasını gerçekleştiriyor
 
Uygarlık tarihinin başlangıcına kadar kadın etrafında gelişen bir toplumsallığın olduğunu ancak uygarlık tarihi ile eril aklın bu toplumsallığı hedef aldığını dile getiren Naşide, hedef almaya karşı gelişen özsavunma örneklerini şu şekilde aktardı: “İlk buğdayı, ilk ilacı hayatla ilgili bütün yöntemleri kadınlar buldu. Uygarlıklar oluştuktan sonra kadının yarattığı değerler erkek şahsında kurnaz tanrı Enki tarafından tanrıça İnanna’nın elinden alınışı ve İnana’nın Enki ile savaşarak bu 104 Me’yi tekrar getirip kadına teslim etmesini özsavunma olarak değerlendirebiliriz. 21 Mart Newrozu’nun hikayesi de özsavunmaya dayanıyor. Zalim Dehak’ın zulmüne dayanamayan toplumların birlik oluşturup Demirci Kawa etrafında örgütlenerek Dehak’ın zulmüne son vermeleri de hala da günümüze kadar devam eden bir özsavunma yöntemidir. Tek tanrılı dinlerde kadına yönelik saldırı şekli farklılaşıyor. Yine tek tanrılı dinlerin çıkışıyla beraber karşımıza bir Lilith ve Adem hikayesi çıkıyor. Lilith Adem’le yaratılan ilk kadın ve Adem’in erkek olarak egemenliğini kabul etmediği için isyan ediyor. Fakat bu tersyüz edilerek şeytan veya canavarlaştırılarak karşımıza çıkıyor. Yani uygarlığın gelişmesiyle başlayan kadınlara, toplumlara karşı saldırı ve toplumların da buna yönelik geliştirdiği özsavunma tekniği ile karşılaşıyoruz.”
 
‘Özsavunmasını geliştirmeyenler yok olur’
 
Özsavunması elinden alınan toplumun aslında tüm değerlerinin elinden alındığına işaret eden -Naşide, “Özsavunmanın her alanda yapılması gerekiyor. Kadın, erkek fark etmeksizin herkes özsavunmasını yapmalı ve kendisini bu konuda geliştirmelidir. Bunu geliştirmeyen toplumlar ahlaki ve politik olarak yok olmaya mahkum toplumlardır ve tarihte de birçok toplum özsavunmasını geliştirmediği için yok olmuştur. Erkek egemen sistem kendini örgütlerken toplumları, kadını köleleştirme üzerinden kendini inşa ediyor. Buna karşı çıkan herkes cezalandırma sistemiyle karşılaşıyor. 21’inci yüzyılda bile günde onlarca kadın katlediliyor. Dünya genelinde Orta Doğu’da, bizim coğrafyamızda her gün onlarca kadın katlediliyor, tacize, tecavüze uğruyor. Buna karşılık kadın özsavunmasını geliştirdiğinde erkekten çok farklı bir cezalandırma sistemiyle yüz yüze kalıyor” şeklinde konuştu.
 
‘Kadınlar örgütlenerek, özerk ve özgün olarak özsavunmasını gerçekleştirmeli’
 
Özsavunmanın zihnin değişmesiyle bilince çıkabileceğine vurgu yapan Naşide, son olarak şu ifadeleri dile getirdi: “Kadın kendi olma yolunda, özünü bulma yolunda bir gelişim göstermezse erkek karşısında özsavunmasını da gerçekleştiremez. Jineoloji tartışmalarında tarihsel süreçle ele alıyoruz. Toplumun kadın etrafında şekillendiği dönemlerden ne oldu da bu kadar kadının katledildiği bir döneme geldik. Bu mesele, 9 bin yılda 9 katmanla ele aldığımız bir yolculuk. Kadınlar örgütlenerek, özerk ve özgün olarak tartışarak özsavunmasını gerçekleştirmelidir.”