ÖGK: Erkek-devlet şiddetine mücadelemizle yanıt olacağız!

  • 15:13 20 Şubat 2024
  • Güncel
 
İSTANBUL - ÖGK’nin, MK üyeleri Sinem Çelebi’nin maruz kaldığı polis tacizine ilişkin gerçekleştirdiği açıklamada, kadınların erkek-devlet şiddeti ve polislerin uyguladığı taciz ve tecavüz karşısında susmadığı belirtilerek, kadınların saldırılara mücadele ve dayanışma ile yanıt olacağı mesajı verildi.
 
Özgür Genç Kadın (ÖGK) Merkezi Koordinasyon (MK) üyelerii Sinem Çelebi’nin, 16 Şubat günü Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyesi Kalender Polat’ın İstanbul Ataşehir'de bulunan evine yapılan baskında gözaltına alındığı esnada maruz kaldığı polis tacizine ilişkin Beyoğlu’nda bulunan İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu ile DEM Parti Genç Kadın Meclisi, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar, 8 Mart Kadın Platformu ve çok sayıda kadın örgütü temsilcisi katıldı. Toplantının yapıldığı salona, "Tacizler, Saldırılar Nafile. Erkek Devlet Şiddetine Karşı Kadın Dayanışmamız Var!" pankartı asıldı.
 
Şiddete karşı çözüm kadın dayanışması!
 
Toplantıda ilk olarak maruz kaldığı polis tacizini anlatan ÖGK MK üyesi Sinem Çelebi, yaşadıklarını erkek-devlet şiddeti olarak değerlendirdi. Maruz kaldığı tacizi yalnızca kendisinin yaşamadığını dile getiren Sinem, “Birçok kadın, kadın özgürlük mücadelesi yürüttüğü için polis saldırısına maruz kalıyor” sözleriyle tüm kadınlar ile yan yana olmanın kendisine güç verdiğini belirtti. Sinem, “Kadın dayanışmasını buradan büyütüyor olmak güç veriyor ve hepimiz buradan güçleniyoruz. Bu durumun normalleşmemesi açısında da çok kıymetli. Bu şiddeti ancak kadın dayanışmasıyla yenebiliriz” vurgusunu yaptı.
 
Mücadeleye devam mesajı: Buradayız
 
8 Mart Kadın Platformu adına konuşan Atike Eski ise bu saldırıların sistematik olarak kadınlara yönelik olduğunu ifade ederek konuşmasına başladı. Defalarca erkek-devlet şiddeti ve tacize maruz kaldıklarını söyleyen Atike, “Bu saldırılar karşısında kadın özgürlük mücadelesinin geri çekileceğini düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Bizler buradayız” diyerek tüm kadınları 3 Mart'ta Kadıköy'de gerçekleştirilecek olan 8 Mart mitingine çağırdı.
 
‘Direnmeye devam edeceğiz’
 
Üniversiteli kadınlardan Yağmur Cansu Kotan da, Sinem’in yanında olduklarını vurgulayarak, “Bizler erkek-devlet şiddetini 8 Mart'lardan, 25 Kasım'lardan, Pride'lardan, kampüslerdeki tacizci akademisyenlerden biliyoruz. Erkek-devlet İstanbul Sözleşmesi'ni feshederek, 6284'ü uygulamayarak bizleri makbul bir kalıba sokmaya çalışıyor. Ama bizler direnmeye devam edeceğiz" mesajını verdi.
 
‘Biat politikasını kabul etmiyoruz’
 
DEM Parti İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu da, geçmişte de özellikle Kürt ve devrimci kadınların erkek-devlet şiddetiyle, polisin cinsel işkencesiyle defalarca karşılaştığını dile getirdi. Kadın dayanışmasının güçlü olduğunu aktaran Çiçek, “Polisin cinsel şiddetine karşı mücadeleyi örgütlü bir şekilde yürütmek gerekiyor. Kadın dayanışmasını daha güçlü kılmak gerekiyor. Sokakta mücadele eden, onların makbul kadını olmayanlara yönelik biat politikasını kabul etmediğimizi belirtiyoruz” dedi.
 
Banyo kapısını kırarak silahlarla girdiler!
 
Ardından ÖGK üyesi Berfin Polat basın metnini okudu. Berfin, 16 Şubat'ta yaşanan ev baskınında SGDF üyesi Kalender Polat’ın gözaltına alındığı esnasında Sinem’in olduğu banyo kapısının tüm ikazlara rağmen kırıldığını ifade etti. Polislerin silah ve kameralarla banyoya girdiğini söyleyen Berfin, evde bulunan diğer kadınların Sinem’in duşta olduğu uyarısını yaptığında polisler tarafından tehdit ve darp edildiğini aktardı. Yine polislerin banyo kapısını kırdıktan sonra da Sinem’e dönük tehdit ve tacizlerini devam ettirdiğini paylaşan Berfin, Sinem’in “polis gözetiminde” giyinmeye zorlandığının bilgisini verdi.
 
Dayanışmayla yanıt oluyorlar
 
Sinem’in erkek-devlet şiddetine maruz kaldığını vurgulayan Berfin, “Arkadaşımıza yaşatılanlar Türkiye’de işkence yoktur’ diyenlerin yalanlarına karşı somut bir işkence pratiği, polis tacizini teşhir eden kadınlara ‘proje kadın’ diyenlere karşı polis tacizinin ve erkek-devlet şiddetinin örneğidir. Bizler çıplak aramaya, gözaltında tacize ve işkenceye karşı mücadele ederken, polis saldırısı yaşam alanlarımıza, duş aldığımız banyoya kadar uzanmıştır. Erkek-devletin bu saldırısı yabancı olduğumuz bir gerçeklik değildir” dedi. Berfin, erkek-devletin yıllardır cins kırımı, taciz, tecavüz, tutuklama ve gözaltı saldırılarıyla engelleyemediği kadın özgürlük mücadelesini, tek tek kadınları kadın kimliğiyle hedefleştirerek geriletmeye çalıştığının altını çizdi. Kadınların erkek-devlet şiddeti ve polisler tarafından gerçekleştirilen taciz ve tecavüz karşısında susmadığını vurgulayan Berfin, kadın hareketinin mücadele tarihi boyunca bu saldırılara karşı dayanışmayı büyüterek yanıt olduğunu belirtti.
 
Mücadeleyi büyütme çağrısı
 
Berfin, “Erkek-devletin bu saldırılarla bizlere hissettirmek istediği, neyi, nerede, ne zaman yapabileceğimize dair her daim endişe ve korku ile yaklaşıp, bu endişe ve düşünce ile yaşamaktır. Bizler ise kadın özgürlük mücadelesi yürütürken de, hayatlarımızı yaşarken de erkek-devletten izin istemedik. Onun sınırları içinde kalmayı kabul etmedik. Aksine erkek egemen rejimin bize dayattığı sınırları elimizin tersiyle ittik. Bugünden sonra da aynısını yapmaya devam edeceğiz. Yürüttüğümüz politik mücadelenin de hangi saatte, nerede, ne yaptığımızın da hesabını vermeyeceğiz. Yaşamımızı saldırınızla sınırlandırmayacağız” şeklinde konuştu. Berfin, başta kadınlar olmak üzere herkesi artan erkek-devlet şiddetini teşhir etmeye ve mücadeleyi büyütmeye çağırdı.
 
Ardından toplantı sona erdi.