‘Büyük Köln Yürüyüşü’nde hedef bir milyon katılım!

  • 09:05 15 Şubat 2024
  • Güncel
 
Marta Sömek
 
İSTANBUL - Tüm halkları Almanya’da 17 Şubat’ta PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması talebiyle gerçekleştirilecek olan “Büyük Köln Yürüyüşü”ne çağıran YJK-S üyesi ve Hamle Komitesi Sözcüsü Dilan Çetinkaya, “Kürt kadın hareketi olarak Önderliğimizin fiziki özgürlüğü sağlanana kadar bize susmak da durmak da yok. İmralı’daki ağır tecrit koşullarında paradigmasıyla, fikirleriyle yüz yılın Prometheus’u olan ve dünya siyasetine yön verebilen Önderliğimizin fiziken dışarıda olması yüz yıllardır yok edilmeye çalışılan Kürt halkının ve Kürt kadının yeniden doğuşu olacak” dedi.
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a, 15 Şubat 1999 tarihinde uygulanan uluslararası komplo 25’inci yılını geride bıraktı. 10 Ekim 2023 tarihinde, dünyanın 74 merkezinde “Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm” hamlesi başlatıldı. Küresel hamle kapsamında İsviçre'nin 11 merkezinde kurulan özgürlük komiteleri de o tarihten bu yana çok sayıda eylem ve etkinlik gerçekleştirdi. Basel kentinde 11 Şubat günü başlayan “8’inci Enternasyonal Yürüyüş”, dün 13 ülkeden 200 kişinin katılımıyla sona erdi. Yürüyüşçüler, “İmralı’ya 100 bin kartpostal” kampanyası dâhilinde, mesajlarını yazdıkları kartları postaneye verdi. Yürüyüşte, Abdullah Öcalan’a dair “Önder Apo’nun özgürlüğü özgürlüğümüzdür” mesajı verildi. Avrupa’da uluslararası komploya ilişkin yapılacak olan eylemlerden biri de, 17 Şubat’ta gerçekleştirilecek olan “Büyük Köln Yürüyüşü”. Tüm ülkelerden milyonlarca kişinin yürüyüşe katılması bekleniyor.
 
İsviçre Kürt Kadınlar Birliği (YJK-S) üyesi ve “Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm” Hamle Komitesi Sözcüsü Dilan Çetinkaya, komplo ve hamle kapsamındaki eylemlerine dair JINNEWS’in sorularını yanıtladı.
 
*PKK Lideri Abdullah Öcalan’a 15 Şubat 1999 tarihinde gerçekleştirilen uluslararası komployu nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce komplo ile amaçlanan, uluslararası güçlerin amacı neydi ve komplo amacına ulaşabildi mi?
 
15 Şubat 1999 biz Kürtler açısından ulusal düzeyde olan, “Roja Reş” diye adlandırdığımız bir kara gündür. 26’ncı yılına girecek olan uluslararası komployu, bu 26 yıllık süreç içerisinde ele aldığımızda 1999’dan bugüne Kürt halkının ortaya koyduğu kesintisiz eylem zinciri, uluslararası güçlerin bu komplo ile hedefledikleri Kürt halk kıyımını gerçekleştirememiştir. Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın yani Önderliğin İmralı’daki direnişi etrafında kenetlenerek tarih sahnesinde rol alacak bir konuma gelmiştir. Yani uluslararası komplo kesinlikle amacına ulaşamamıştır. Önderliğin bugün İmralı’da ortaya koyduğu iradeden güç alan Kürt halkı, Önderlikle beraber bu komployu boşa çıkarmıştır.
 
Önderlik bağlılığı olduğu sürece amacına ulaşamayacak!
 
Halkın, 1999’da herhangi bir çağrı yapılmadan çocuk yaşlı demeden kapılarını açık bırakarak sokaklara dökülmesi, nenemin oruç tutması, yemek yenilmemesi bizim için hala ‘Kara Günü’ korumakta. Avrupa’da milyonlarca Kürt’ün kesintisiz bir şekilde alanlarda olması, dünyanın dört bir yanında insanlar bedenini ateşe vermesi, Önderliğin İmralı’daki insanüstü direnişiyle birlikte birleşince ortaya çıkan tablo çok açık ve net. Önderlik şahsında yok edilmek istenen Kürt halkı her şeyiyle alandaydı ve uluslararası komploya duruşuyla cevap olmuş, komployu kesinlikle boşa çıkarmıştır. Asla da amacına ulaşamaz. Bu halkta Önderlik bağlılığı, bu mücadele olduğu sürece komplo asla amacına ulaşamayacaktır.
 
*Abdullah Öcalan’dan 35 aydır hiçbir haber alınamıyor. Kurdistan, Türkiye ve dünyanın dört bir yanında ağırlaştırılmış tecridin son bulması ve Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için bir hamle başlatıldı. Hamle kapsamında İsviçre’de yapılan eylemselliklerden bahsedebilir misiniz? Ülkede yurttaşların desteği nasıl?
 
10 Ekim 2023 tarihinde dostlar öncülüğünde dünyanın 74 noktasında fakat daha fazlasında başlatılan hamle kapsamında bugün Kürt halkının çok daha ötesinde bir sahiplenme var. Önderliği, yaşanılacak bir dünyanın Önderi noktasında isimlendirmenin daha doğru olduğunu düşünüyorum. Strazburg’a hamlenin başlatıldığı ilk eylemde dostların ortak olduğu cümle, ‘Biz Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için bir dayanışma içerisinde değiliz. Biz artık bu mücadelenin bir parçasıyız’dı. Dostlarımız artık bu mücadelenin bir öznesi. 11 Şubat’ta Basel’de enternasyonalist dostlarımız dört gün sürecek olan Strazburg’a uzun bir yürüyüş gerçekleştirmeye başladı. Dünyanın birçok noktasından gençler, Önderliğimiz için tek yürek, tek bir inanç ve tek bir iddia ile günlerce yol yürüdü. Çünkü bu artık bir dayanışma değil, mücadelenin parçası. Kendi kurtuluşlarını da bu mücadelede görüyorlar.
 
Ne mutlu ki böyle bir Önderliğe sahibiz…
 
 
Biz İsviçre’de uluslararası birçok organizasyona ev sahipliği yaptık. ‘Demokratik Modernite Konferansı’mız oldu birkaç ay önce. İsmini bile duymadığımız ülkelerden akademisyenler, bireyler, aktivistler gelip Önderliğin paradigması etrafında, ‘Katalanya, İtalya, Peru ve birçok ülkemiz için yaşanabilir tek bir paradigma var. O da bugün Sayın Abdullah Öcalan’ın ortaya koyduğu paradigmadır’ diyor. Uluslararası Berlin Kadın Konferansı’na Abayala’dan kadınlar gelerek, ‘Şükür olsun ki bugün Sayın Abdullah Öcalan bize özgürlük tanımını yaptı ve ortaya koydu. İyi ki Kürt kadını ona sarıldı. Ve biz Kürt kadının iyi ki özgürlük çığlığını duyduk ve bu çığlığın sesi olmak bizim için en büyük onurdur’ dedi. Bugün durduğumuz yerin çok daha ötesindeyiz. Bütün dünya için umut olmuşken hem Önderliğimizin ortaya koyduğu paradigma hem Kürt kadın hareketinin bulunduğu nokta Önderlikten asla bağımsız değil. Ne mutlu ki böyle bir Önderliğe sahibiz ve bize böyle bir yol açtı. Ve biz de ona yoldaş olabiliyorsak ne mutlu bize.
 
Özgürlük iddiasının özneleriyiz
 
Bugün Kürt kadını özelinde bütün dünya kadınlarının özgürlük iddiası, yaşanılabilir bir yaşamın yeniden yaşama iddiasını ortaya koyuyoruz. Ve biz bunun özneleriyiz. Bu tabii ki Önderliğimiz sayesinde. Bu kadar realitenin olduğu bir noktada 25 yıllık komplo ve tecrit tabii ki anlamsız, yersizdir ve asla amacına ulaşamamıştır.
 
*Avrupa’da birçok ülkede büyük yürüyüşler gerçekleştiriliyor. Komploya dair eylem ve etkinlikleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
 
10 Ekim’den bugüne kadar İsviçre’de aralıksız ve kesintisiz eylemlerimiz devam etmekte. Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E) olarak hem alanlarda hem yerellerde stantlar açarak, ‘Önderliğimizden haber alınamama hali ile uluslararası güçlerin bu konudaki körlüğü, sessizliğine karşı sözde demokrasi yanlısı ama 25 yıldır milyonlarca halkın iradesi olan Önderliğimizden ses alamıyoruz ve biz bu sessizliğinizi kabul etmiyoruz. Siz bizim sesimizi duyana kadar da bizim çığlığımız asla susmayacak’ minvalinde İsviçre’nin birçok yerinde stantlar kurduk. 11 Aralık 2023 tarihinde dostlarımızla beraber birçok dilde Önderliğin kitaplarında okuma günleri gerçekleştirdik.
 
Durmak yok!
 
 
Meclislerimizin olduğu yerlerde radyolara, televizyonlara, hukuk kurumlarına, basın organlarına, sivil toplum örgütlerine Önderliğin durumuna ilişkin dosyalar sunuldu. Farklı inanç gruplarından Süryaniler ile iletişimimiz var. Ulaşabildiğimiz, sesimize ses olabilecek, olmayacak bile olsak herkesin kapısına gidip dosyalarımızı sunduk. Kürt kadın hareketi olarak Önderliğimizin fiziki özgürlüğü sağlanana kadar bize susmak da durmak da yok. Kim bize kulağını kapatmışsa kulağını açana kadar, kim bize gözünü kapatmışsa gözünü açana kadar mücadelemiz devam edecek.
 
Köln yürüyüşünde hedef bir milyon
 
15 Şubat komplosuna karşı İsviçre’de esnaf ve aile ziyaretleri gerçekleştiriyoruz. 17 Şubat’ta merkezi Köln yürüyüşümüz var, bu kapsamda çalışmalar yürütüyoruz. Bütün Avrupa bu yürüyüşe akacak, bir milyon hedefimiz var. Bugün Önderliğe karşı, kimliğine, çocuklarına, doğaya karşı sorumluluğu olan herkesi ama fakat ve lakinsiz Köln yürüyüşüne taşımayı planlıyoruz. 17 Şubat’ta biz Kürt kadınlar olarak oradayız. 15 Şubat’a kadar Basel’den başlayıp Starzburg’a kadar devam edecek olan enternasyonalist dostlarımızın dört günlük uzun yürüyüşündeyiz.
 
*Komplonun 25’inci yılını geride bırakırken, Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün önemini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu noktada talep ve çağrılarınız nelerdir?
 
25 yılı geride bırakırken doğan umut, yaşam hakkını dahi söz konusu etmeyen güçler şunu çok çok iyi bilmeli, İmralı’daki ağır tecrit koşullarında paradigmasıyla, fikirleriyle yüz yılın Prometheus’u olan ve dünya siyasetine yön verebilen Önderliğimizin fiziken dışarıda olması yüz yıllardır yok edilmeye çalışılan Kürt halkının ve Kürt kadının yeniden doğuşu olacak. Orta Doğu’da yaşanan savaşlar Avrupa’ya da yayılmış durumda. Bu da mevcut dünya sisteminin çöküşüne işaret etmektedir. Bunun çözümü Öcalan’ın sunduğu ‘Demokratik Modernite’ sistemidir. Sistemin yaratıcısı Önderliğimizdir. Gerçekten yaşanabilir dünya için üçüncü bir yol şart. Bunun için de adres İmralı’dır, Sayın Abdullah Öcalan’dır. Çok nettir bu.