‘İktidar ve şirketler el ele insanlık suçu işliyor’

  • 19:24 14 Şubat 2024
  • Güncel
ANKARA - Erzîngan'ın Licik’te meydana gelen katliamı protesto eden Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri, ekoloji örgütleriyle ortak gerçekleştirdikleri açıklamada, “‘İktidar ve şirketler el ele insanlık suçu işliyor. Ülke genelindeki eylemlerimizle bu suçu unutturmayacağız” dedi.
 
Erzîngan'ın Licik (İliç) ilçesinde Anagold Madencilik tarafından işletilen Çöpler Altın Madeni’nde meydana gelen göçük sonrası doğa ve insan kırımına yönelik tepkiler gelmeye devam ediyor. Bugün Ankara’da Madenci Anıtı önünde bir araya gelen Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri,  ekoloji örgütleri  Licik’te yaşanan maden katliamına karşı basın açıklaması gerçekleştirdi. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri ve Ankara il Örgütü, Türkiye İşçi Partisi (TİP), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Devrimci Parti’de eyleme katıldı. Kitle “AKP’nin eseri işçi mezarı bir Türkiye”, “Kapitalizim çürümüştür”,“İşçi cinayetleri politiktir”, “Fırat suyu zehir akıyor”, “Sömürge madenciliği öldürdü”, “Kader planı değil rant ve talan planı, “İnsanlık toprak altında hesabını soracağız” pankartları taşırken; “Kaza değil cinayet kader değil katliam” , “Katil Anagold kapatılsın”, “Katil Anagold hesap verecek”, “Murat Kurum istifa”, “Katil AKP hesap verecek” sloganları atıldı.
 
Yapılan ortak açıklamayı İnsan Hakları Derneği’nden Tuğba Kahraman okudu.
 
‘Göstermelik para cezaları dışında yaptırım olmadı’
 
Bu madenin kapatılması için yıllardır siyasi iktidarı uyardıklarını söyleyen Tuğba, “Bilirkişiler, maden çalıştığı sürece bu felaketlerin kaçınılmaz olduğunu onlarca kez raporladı ama her seferinde iktidar rant işbirliği yaptığı Anagold’un ortakları olan Kanadalı SSR Mining ve yerli Çalık Holdingten  yana tutum sergiledi. Üst üste yaşanılan siyanür sızıntıları ve kazalarına rağmen geçici kapatma ve göstermelik para cezaları dışında ciddi bir yaptırımda bulunulmadı. Siyasi iktidar; ÇED olumlu kararları, kapasite artışının kabulü, milyonlarca dolar vergi indirimi ile üst üste gerçekleşen siyanür sızıntılarına rağmen SSR Mining ve ortağı yandaş şirket Çalık grubunun vahşi madenciliği sürdürmesine göz yumdu” dedi.
 
‘Sorumlusu Murat Kurum’
 
Avrupa’da kullanımı yasak olan siyanürün burada tonlarca kullanıldığını belirten Tuğba “Tonlarca sülfirik asit ve siyanür kullanımı ile yüzlerce futbol sahası büyüklüğünde açık atık havuzu, yığın liç alanı, milyonlarca tonluk zehirli kimyasal maddelerin yığılı olduğu pasa dağları ile bölgede ölümlere neden oldu. İliç'te ortaya çıkan kanserojen kimyasallar yüzünden siyanür zehirlenmesi ve  kanser sonucu ölümlerde artış her seferinde örtbas edildi! Dönemin Erzincan Savcısı İlhan Cihaner’in iddianamesinden bildiğimiz üzere, şirket bölgede bulunan  tüm bürokratları  rüşvetle susturdu. Madenin üç katı büyütülmesi için son kapasite artışı talebine, ekoloji hareketlerinin itirazlarına rağmen ÇED olumlu  kararı, dönemin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum döneminde verildi. İliçte’ki katliama yol açan kararın sorumlusu Murat Kurum ise İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı ile ödüllendirildi” sözlerini kullandı.
 
Açıklamanın devamında Tuğba, şunları kaydetti:
 
Açılan davalara, savurulan tüm tehditlere rağmen vazgeçilmeyen mücadele  bugün 9 işçiyi kurtarmaya yetmedi. Zehirli kimyasallar içeren milyonlarca ton atığın çökmesi sonucu işçi konteynerleri göçük altında kaldı. Kaç canın göçük altında olduğunu, ne kadar alanın zehirlendiğini bilmiyoruz. Siyanür ve toksik kimyasallarla koca bir Fırat havzası ve Fırat’ın ulaştığı tüm uluslararası sular tehdit altında. Ekokırıma yol açan facianın sonuçları, kamu yararı gözetmesi gereken kurum ve temsilcilerince ısrarla halktan gizleniyor. Sabırlı Deresi üzerindeki menfizleri kapatarak Fırat Nehri’ne bu zehirli atığın kayması durdurulmuş olacak mıdır? Yeraltı sularına karışması bu yolla engellenecek midir? Bu süreçte, buharlaşarak  havaya karışan hidrojen siyanür kitlesel ölümlere sebep olacak mıdır? Şimdiye kadar yalan beyanlarla ÇED raporları hazırlatan şirket ya da bu raporlara rant ortaklığı sebebiyle göz yuman siyasi iktidar bu sorulara doğru yanıtları verecek midir?
 
‘İnceleme heyetimiz suç mahallinde olacak’
 
Ekoloji hareketinin yanıtı açıktır: Yaşanılan tartışmasız ekokırım olup doğaya ve insana karşı işlenmiş kasti bir suçtur. Çöpler Altın Madeni ve Anagold şirketi acilen kapatılmalıdır. Suça ortak olan tüm kamu görevlileri ve şirket yetkilileri hakkında soruşturma açılmalı ve yurtdışına çıkış yasağı getirilmelidir. Siyanür liçli madencilik yasaklanmalıdır. Göçüğün bulunduğu ekokırım alanı, bağımsız gözlemcilerin denetimine açılmalı,  delillerin karartılmasının önüne geçilmeli,  süreç kamuoyuna açık biçimde yürütülmelidir.  İnceleme heyetlerimizle suç mahallinde olacak ve  bu süreci yakından takip ederek sorumlularının kanun önünde hesap vermelerini sağlayacağız. Ülke genelindeki eylemlerimizle bu suçu unutturmayacağız.”