‘Patron adalet değil gerçek adalet istiyoruz’

  • 09:02 21 Nisan 2021
  • Emek/Ekonomi
İZMİR - SF Trade Tekstil fabrikasında çalışan ve maruz kaldıkları baskılara karşı sendikaya üye olduktan sonra işten çıkarılan 4 işçi kadından biri olan Sevcan Gülboy’un, işe iade talebiyle açtığı dava devam ediyor. Çalışma koşullarını ve sonraki süreci değerlendiren Sevcan, “Bu gidişata bir dur demek için sendikaya üye olduk. Patron adalet değil gerçek adalet istiyoruz” dedi.
 
İzmir’de Gaziemir Serbest Bölgesi’ndeki SF Trade Tekstil fabrikasında çalışan 4 işçi kadın, baskıya ve hakarete maruz kalmalarına karşı sendikaya üye olmuş, ardından ise tazminatsız şekilde işten çıkarılmışlardı. Deri Dokuma ve Tekstil İşçileri Sendikası (Deriteks) üyesi işçiler, pandemi dolayısıyla kısıtlı koşullar altında direnişlerine devam ediyor. Fabrikadaki işinden 10 Ocak 2020 tarihinde çıkarılan Sevcan Gülboy, yaşadığı süreci anlattı.
 
‘İşten çıkarırız’ tehdidi
 
2 yıldır sendikalı olduğunu, ancak 1 buçuk senedir de sendikalı olduğu için yargı süreciyle uğraştığını dile getiren Sevcan, “Performansım yüksekti. Bundan dolayı işten çıkarılmayacağımı düşünüyordum ama sendikaya üye olduğumu öğrendikleri zaman gerekçe bulamadıkları için yerimden 30 saniye kalkıp arkadaşımın yanına gitmemi bahane göstererek beni işten çıkardılar, tazminatsız bir şekilde” dedi. İşverenlerin kendilerine “İçeride örgütlenenleri işten çıkaracağız” tehdidinde bulunduğunu anımsatan Sevcan, sendikaya üye olduktan sonra 3 arkadaşı ile birlikte işçileri sendikalı yapmak istedikleri için işten çıkarıldıklarını kaydetti.
 
‘İnsani şartlarda çalışmak için sendikaya üye olduk’
 
İşyerinde sürekli hakarete ve zorunlu mesaiye kalmak istemediklerinde “Sen kim oluyorsun mesaiye kalmıyorsun” şeklinde baskıya maruz bırakıldıklarını söyleyen Sevcan, “Sürekli hakaret, baskı olduğu için artık dayanamıyorduk. İçeride bir emek veriyorduk ama dakika usulü çalıştığımız için baskı uyguluyorlardı, daha fazla çalıştırmaya çalışıyorlardı. İşveren bize maaş veriyor diye ya da biz orada çalışıyoruz diye hakaret ve baskı altında yaşamak zorunda değiliz. Bu gidişata bir dur demek için insani şartlarda çalışmak ve haklarımızı almak için sendikaya üye olduk ama maalesef ki patronlar bu yönetim şekliyle çalıştırmak istiyor. Sendikaya üye olan işçi olduğu anda işine son veriyor” şeklinde konuştu.
 
‘Otoriteleri sarsılacak diye kabul etmiyorlar’
 
Sendikalaşmanın işçinin özgürlüğü anlamına geldiği için işverenlerin hiçbir şekilde sendikalaşmayı kabul etmediğini belirten Sevcan, “Otoriteleri sarsılacak diye kabul etmiyorlar. Patron ‘Bizim yapamadığımızı sendika mı yapacak? Burayı biz işletiyoruz. Burada bizim sözümüz geçer’ gibi şeyler söylüyor. Patron parasına güveniyor, onun için böyle davranabiliyor. Bize sürekli davalar açıyor o davaları açmak masraflı işler. Yani diyor ki ben o parayı veririm, masraf ederim ama sendikayı buraya getirmem. Hepimize yüklü miktarda tazminat davaları açtı. Bir şekilde hepimizi susturmaya, ezmeye çalışıyorlar” dedi.
 
‘İşini kaybetme korkusu oluşturmaya çalışıyorlar’
 
Sevcan, işverenlerin işten çıkarmalarla işçilerinin üzerinde “işini kaybetme korkusu” oluşturmaya çalıştıklarının ve bu durumun işçilerin dayanışmasına zarar verdiğinin altını çizdi. “Bizim sendikalaştığımız için işten çıkarıldığımızı duyan bütün arkadaşlarımız işten çıkarılma korkusu yaşamaya başladı” diyen Sevcan, “Bizimle konuşmayı bile kestiler. Selam verdiğimiz arkadaşlarımız onlara selam vermemizi bile istemediklerini söylediler. Çünkü patron görürse işlerinden olurlar diye korktukları için. Zorlu bir süreç bizim için ama bugünleri de atlatacağız” ifadelerini kullandı.
 
'Pandemiden önce dışarıda sesimizi duyurabiliyorduk'
 
Pandemi şartlarından dolayı direnişlerine dışarıda devam edemediklerini söylerken, ancak haklarını kazanana kadar direnişe devam edeceklerini belirten Sevcan, “Pandemiden dolayı herkes evlerinde. Dışarı çıkamıyoruz. Onun için direnişimizi dışarda gerçekleştiremiyoruz. Pandemiden önce destekçilerimiz vardı, iyi gidiyorduk. Serbest Bölge’nin oradaydık. Bir şekilde sesimizi duyurmaya çalışıyorduk, eylemlerimizi yapıyorduk ama pandemi şu anda tüm dünyayı olduğu gibi direniş şeklimizi de değiştirdi. Taleplerimiz kabul edildiği zaman sendikalaşmış bir şekilde işimize geri dönmeyi amaçlıyoruz” dedi.
 
‘Adaletin işçiden yana olacağına inanmak istiyoruz’
 
İşten çıkarıldıktan sonra başlattığı hukuk mücadelesini 1 buçuk senedir sürdürdüğünü kaydeden Sevcan, davayı kazanmalarının sadece kendilerine değil birçok işçiye umut olacağını ifade etti. Sevcan sözlerini şöyle sürdürdü: “Davamız şahitlerin dinlenmesi aşamasında. Adaletin işçiden yana olacağına inanmak istiyoruz. Bu davaları kazanırsak bize ve sendikaya yeni üye olacak insanlara umut, ışık olacak. Davayı kazanmamızın, örgütlenmenin önünü açacağına inanıyoruz. Mahkeme sürecimiz bitse dahi biz bu yola baş koyan herkesin yanında olacağız ve kendi haklarına, emeklerine sahip çıkmalarına destek olacağız. İnanıyoruz ki bizi haklı bulacak mahkeme. Patron adalet değil gerçek adalet istiyoruz.”