‘Kadınlar hayallerini ertelemesin’

  • 09:06 24 Mayıs 2020
  • Emek/Ekonomi
Şehriban Aslan
 
DİYARBAKIR - Yenişehir’e bağlı Lise Caddesi’nde ev yemekleri lokantası açan Yeter Tapancı, çocukluk hayali olan lokantayı nasıl açtığını anlatarak, kadınların hiçbir şey için hayallerini ertelememesi ve çevrenin değil kendi düşüncelerine önem vermesi gerektiğini vurguluyor. 
 
Kadınlar yaşamları boyunca bir çok alanda mücadele verdi. bu mücadelelerinde sarf ettiği emeği ise görünmedi. Tüm bunlara rağmen mücadelesinden geri adım atmayan emekçilerden biri de Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesine bağlı Lise Caddesi’nde yemek lokantası açan Yeter Tapancı… Bize ev yemekleri lokantasını nasıl açtığını anlatan Yeter, lokantayı açtığı zaman nasıl tereddüt ettiğini de ekleyerek tüm kadınlara cesaret örneği teşkil ediyor. 15 yaşından itibaren içinde çalışma hevesi olduğunu söyleyen Yeter, bu isteğini ve hayalini 40 yaşından sonra hayata geçirdiğini belirterek başlıyor hikâyesini anlatmaya…
 
‘İlk olarak çok tereddütlüydüm’
 
Bu işe karar verme aşamasında çocuklarının kendisine destek olduğunu belirten Yeter, bir yandan da tereddüde girdiğini de kaydediyor. Yeter, “Önce korktum asla yapamam diye ama sonra bir yerden başlamak lazım diyerek koyuldum işime. Tabi burayı açarken ekonomik anlamda büyük zorluklar yaşadım. Fakat yavaş yavaş onu da atlattım. Sonrasında yaptığım yemeğin herkes tarafından beğenildiğini görünce daha da cesaretlendim ve pes etmeme kararı aldım” ifadelerini kullanıyor.
 
‘Tüm ev yemeklerini yapıyoruz’
 
Güne nasıl başladığını anlatan Yeter, “Saat 07.00 de buraya geliyorum. Yemeklerimi yapıyorum. Ayrıca her gün aynı yemeği yapmıyoruz. Yemekler taze kalsın diye günlük olarak yapıyoruz. Her gün farklı menü hazırlıyoruz. Yaptığım yemekler arasında İçli köfte, kibe mumbar, güveç, taze fasulye, bamya, keledoş, dolma ve aklınıza gelebilecek tüm ev yemekleri var” diyor.  
 
‘Amacım daha çok kadına ulaşmak’
 
Emeğinin karşılığını almaktan duyduğu sevinci dile getiren Yeter, bu sevincin kendisi için olan önemine işaret ediyor. Yeter, “Kendi paranı kazanmak, kimseye muhtaç olmadığını görmek çok büyük bir mutluluk veriyor. Bu mutluluğuma başka kadınları da ortak etmek istedim. Şimdiye dek tek çalışıyordum ama şimdi yanımda bir kadın arkadaş var. Birlikte çalışıyoruz. Ben kazanıyorsam ve bu mutluluğu tattıysam bir kadın daha da kazansın dedim. Amacım daha iyi yerlere gelip daha çok kadınla çalışmak. Zorlukları beraber aşmak istiyorum” diyerek daha çok kadına ulaşmak için daha çok çalışacağını söylüyor.  
 
Neden Piraye?
 
Yeter’in yemek lokantasının adının neden ‘Piraye’ olduğunu sorduğumuzda, “İlk olarak şunu demek istiyorum. Bir işi yapmak için illa okumana, diploma sahibi olmana gerek yok. Benim okuma imkânım olmadı fakat kendimi geliştirme imkânım oldu. Sürekli kitap okudum, kitap ayrımı yapmadım her türden okudum. Fakat bu kitaplar arasında bende çok Nazım Hikmet’in Piraye kitabı etki bıraktı. Bundan dolayı lokantanın adını Piraye koydum” cevabını veriyor.  
 
‘Kadınlar cesur olsun’
 
Yeter son olarak, “Kadınlar hiç korkmasın, ayakları üzerinde durabileceklerine inansınlar. Yapamazsın diyenler olacak ama aldırış etmesinler. Korkularını yensinler. Ben yendim sıra diğer kadınlarda. Kadınlar olarak sürekli acaba çevrem ne der diye düşünüyoruz ama kendimiz ne istiyoruz diye düşünmüyoruz. Kimseye bağlı kalmayalım, eşimiz var, çocuğumuz var diye hiçbir şey yapmıyoruz. Hâlbuki işe bir koyulsak devamı gelecektir” diyerek tüm kadınlara cesur olmaları konusunda çağrıda bulunuyor.