Ben û Sen'de Ramazan sofraları boş

  • 09:04 13 Nisan 2022
  • Güncel
 
Derya Ren - Medya Üren
DİYARBAKIR - Ekonomik krizin gölgesinde Ramazan ayını karşılayan Diyarbakırlı kadınlar zamlardan dolayı pazardan eve eli boş döndüklerini iftara misafir çağıramadıklarını hatta taziye için dahi yemek vermekte zorlandıklarını belirtiyor. 
 
Ekonomik krizden kaynaklı yoksulluk her geçen gün derinleşirken, Ramazan ayının gelmesiyle beraber sahur ve iftar sofraları boş kalıyor. Bugüne kadar görülmemiş zam ve hayat pahalılığı yurttaşları açlıkla yaşamaya mecbur ederken, hükümet yetkilileri “absürt” açıklamaları ile krizi görmezden geliyor. Maliye Bakanı Nurettin Nebati, enflasyon oranlarının aralık ayından itibaren her ay düşeceğini öne sürse de ekonomik göstergeler tam tersini söylüyor. 
 
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde bulunan ve bölgenin en eski gecekondu mahallesi olan Ben û Sen aynı zamanda kentin en yoksul semtlerinden biri. Dar gelirli ailelerin yaşadığı Ben û Sen Mahallesi'nde kadınlara derinleşen yoksulluk ve kriz karşısında Ramazan'da nasıl geçindiklerini sorduk.
 
Pazardan eve bir ekmekle döndü
 
Geçimin her geçen gün daha da zorlaştığını kaydeden Edul Ağırbaş, domatesin 30, biberin kilosunun ise 50 TL civarında olduğunu söyledi. Bu durumdan kaynaklı pazardan eli boş döndüğünü ifade eden Edul, "Sadece ekmek alıp eve geldim. Evde sadece eşim çalışıyor. Bir oğlum cezaevinde, onun çocuğuna bakıyorum. Eskisi gibi her şeyi alamıyoruz. Bir teneke sıvı yağ 600-700 TL olmuş. Un torbası 350 TL. Bir torba un bize ancak 15 gün gidiyor. İşçiler gidip çalışıyor ancak aldıkları para yine aynı. Bununla beraber her gün zamlar da oluyor. Eskiden alınan yevmiye ile bir torba un, yağ, şeker alıyorduk. Ancak şuan alınan yevmiye ile bir torba şeker bile alamıyoruz. Kriz üstüne kriz; zam üstüne zam geliyor. Geçen gün yengem yaşamını yitirdi. Misafirlerimiz taziye için geliyorlardı. Taziye yemeği vermek de dahi zorlandık” diye konuştu. 
 
‘100 TL’ye aldığımızı şu an 500 TL’ye alamıyoruz’
 
Eskiden köyde yaşadığını ve tükettiği her şeyin doğal olduğunu belirten Mevlüde Kaçan da “Eskiler daha güzeldi, pahalılık yoktu. Pazara el arabası ile giderdik, ancak şimdi gidemiyoruz. Gitsek bile elimiz dolmadan dönüyoruz. Eskiden 100 TL ile alışverişe giderdik ama şuan 500 TL’yle gittiğimiz zaman bile istediğimiz şeyleri alamıyoruz. Et almak istiyoruz ama alamıyoruz. Artık Ramazan’da iftara misafir çağıramıyoruz” diye konuştu.
 
‘Elimiz boş dönüyoruz’
 
Dilşa Demircan ise şuan ekmek alacak paralarının dahi olmadığının altını çizerek, “ Öncesinde Ramazan ayında en azından bir şeyler alabiliyorduk. Misafirlerimiz geliyordu, mevlitler veriyorduk. Eskiden ramazan keyfi yapıyorduk şuan yapamıyoruz. Pahalılık var, bundan kaynaklı da muhtacız. 100 TL ile pazara gidiyoruz ama elimiz boş dönüyoruz” dedi.
 
‘Her şey çok pahalı’
 
Artan işsizliğe dikkat çeken Feride Temur, bu koşullarda yaşamanın giderek zorlaştığına dikkat çekti. Feride,krizin etkilerini ise “Et almak istiyoruz ama alamıyoruz, çünkü çok pahalı. Birçok yerde domatesin kilosu 30 TL. Eskiden 100 TL ile pazar alışverişini yapıyorduk ama şuan sadece etin kilosu 100 TL olmuş” sözleriyle anlattı. 
 
‘Açlıktan karnım sırtıma yapışmış’
 
108 yaşında olan Şerife Adli ise son birkaç yıldır yapılan zamlara hayatı boyunca şahit olmadığını belirterek, “Eskiden bir şey yoktu, ondan kaynaklı alamıyorduk. Ama şimdi her şey var ama alamıyoruz. Açlıktan karnım sırtıma yapışmış durumda" diye konuştu.
 
 
 

Etiketler:

Okumadan geçme!