Erkek aklın senaryolarında kadın olmak: Ufak Tefek Cinayetler (3)

  • 09:14 12 Kasım 2017
  • Medya Kritik

Ceren Karlıdağ

HABER MERKEZİ - Kadın cinayetlerinin artarak devam ettiği Türkiye’de ‘kadınları birbirinin kurdu’ olarak lanse eden Ufak Tefek Cinayetler isimli dizinin senaristlerine naçizane önerimiz aylık kadın cinayetleri raporunu okumaları yönünde. Çünkü cinayetin ufağı tefeği yok bizim için! Sadece Ekim ayında erkekler tarafından katledilen 40 kadın gerçekliğimiz var.
 
Erkek aklın kaleminden ince ince süzülen yeni bir dizi Ufak Tefek Cinayetler geçtiğimiz haftalarda yayın hayatına başladı. Cinayet minayet ömrü uzun olsun diyeceğim ama diyemiyorum bir türlü. Ne de olsa “Kadınlar tek seferde öldüren şeyler yapmazlar” diyor dizimiz. Tek seferde yayından kalkacak gibi değil ama kaldığı süre boyunca da “kadın kadının kurdudur” diye diye parazit yapmaya devam edecek sanki… 
 
Patolojik ideolojinin ürünü senaryolar
 
Senaristimizin cinayetler hakkında bilgisi ne kadardır bilinmez ama artan kadın cinayetlerinden haberinin olmadığını daha ilk bölümde anladık. Üstelik kadın cinayetlerine karşı kadınların örgütlülüğü büyütme çağrısı yaptığı bu dönemlerde… 4 kadının hikayesini anlatıyor Ufak Tefek Cinayetler. Merve, Oya, Pelin ve Arzu… Dizinin senaristinin kadın olması da ayrı bir vaka tabi. Erkek olsa kadınlarla ilgili patolojik bir sorunu var kesinlikle diye yorum yapabilirdik belki ama kesinlikle işin içinde patolojik bir ideoloji var!
 
Gerçek hayatta ‘mesele’ biraz farklı…
 
Bu 4 kadın ne yazık ki bize kadın dayanışmasından, birlikten beraberlikten bahsetmiyor. Aksine henüz lisedeyken Oya’ya attıkları iftira ile önce çocuğun hayatını karartıyorlar. Bu küçük yalan onlar için bir eğlence olsa da Oya öğretmeni ile arasında bir ilişki olmadığını bir türlü anlatılamıyor. Toplumsal gerçeklikten uzak olan senaristimiz son dönemde okullarda artan cinsel istismar suçlarından habersiz. Evet kadınların beyanı esas alınmıyor ama gerçek hayatta tersi yönden oluyor o işler! Acaba o sahneden sonra kaç cinsel istismar faili erkek bu tür şakalarla suçlandığı yalanını söyleyecek ve kaç Oya’nın beyanı esas alınmayacak?
 
Kalemleriniz ‘ıstırap’ çektiriyor!
 
Tabi bu kadınların hepsi eşlerinin güçleriyle güçlenen, “Kocam çalışsın kazansın ben de kızlarla fitne fesat yapayım” diyen kadınlar olarak karakterize edilmiş. Dizimize göre Merve ‘güçlü’ bir kadın tabi ama erkek aklın senaryolarına göre kadınların güçlü olabilmesi için bol bol şantaj yapmaları, başkalarının hayatlarına burunlarını sokmaları falan gerekiyor. Oya ise yıllar önce maruz bırakıldığı iftiranın hesabını sormak için geri geliyor ve bu kadınların hayatlarına yeniden dahil oluyor. İşin tuhafı yıllardır arkadaş olan bu kadınlar birbirlerinin mutsuzluklarından besleniyor. Toplumsal olarak samimiyete, dürüstlüğe, sevgiye ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde senaristimiz uzun süre ıstırap çektirecek kalemiyle karşımızda duruyor!
 
Kadınlar neden hedef alındı?
 
Oya’nın intikam biçimi ve doktorluk mesleğini kullanarak Merve’yi zehirlemesi hem kadın cinayetlerinde yol yöntem gösteriyor hem de etik sınırlarını zorluyor. Bu konuda sağlıkçıların tepki göstermesi lazım diyeceğim ama gerçek hayatta onlarda yoğunluk ve stresten intihara sürükleniyorlar…  
 
Bu diziler süslü fragmanlar, renkli ambalajlar ve ‘sürükleyici’ sahneler ile karşımıza çıksa da iktidar ideolojisinin kitle iletişim araçları üzerindeki etkisini biliyoruz. Faşizmin ve militarizmin diziler aracılığı ile evlerimize girdiği, halkların birbirlerine diziler aracılığı ile düşman edildiği bir süreçte neden kadınları hedef alan diziler bu kadar arttı?
 
Istırap çektirecek silahımız yok!
 
Bu sorunun cevabı basit. Çünkü OHAL’e, KHK’ya, faşizme teslim olmayan ve direnen en büyük kesimi kadınlar oluşturuyordu. İktidarın kadın düşmanı politikalarını zaten bilmeyen yok. O yüzden hocam evet halkısınız “Kadınlar tek seferde öldüren şeyler yapmazlar” yasalarla, tasarılarla, erkek egemen söylem ve dizilerle de evlere kapanmazlar. Uzun uzun ıstırap çektirecek silahımız yok belki ama uzun soluklu bir mücadelemiz var.
 
“Her şeyin sonunda topuklu ayakkabılarıyla çok rahat süzülürler hayatın içinden” diyen senaristlere inat önce televizyonu kapatacağız ve ardından topuklu ayakkabıları fırlatıp koşacağız. Cinayetin ufağı tefeği yok çünkü bizim için! Sadece Ekim ayında erkekler tarafından katledilen 40 kadın gerçekliğimiz var. 
 
BİTTİ.