Erkek aklın senaryolarında kadın olmak: Siyah İnci (2)

  • 09:01 11 Kasım 2017
  • Medya Kritik
Ceren Karlıdağ
 
HABER MERKEZİ - Son dönemde erkek aklın kalemlerinden dökülen şiddet sahneleri yalnızca toplumdaki ‘erkekliği’ beslemekle kalmıyor aynı zamanda yol yöntem göstererek bir cinayeti nasıl örtbas edeceklerinin de ipucunu veriyor. Erkek aklın yarattığı kadın karakterlerine yüklenen örgütlü kötülük de asıl faili gizleyerek erkeğe yansıyacak olan öfkenin önüne geçiyor. 
 
Ege’nin şirin mi şirin bir kasabasındayız bu dizimizde. Şu soğuk kış günlerimizde içimizi ısıtan kent görüntüleri… Bu görüntülerin ardından gelecek şiddetin ne şekilde olacağından habersiziz elbette. İncinin siyahına dizinin şiddetsizine hasretiz nede olsa! Elbette masum değil hiçbir dizi. Bakalım hangi kadın düşmanı propaganda, hangi kadın düşmanı yasanın tasasını izleyeceğiz diye beklerken senaristimiz bizi çok meraklandırmadan daha ilk bölümde çıkarıyor kalemindeki baklayı. Meğer bizim Hazal kendisine tecavüz eden erkekle evlenmek zorunda bırakılan esas kızmış. Esas olan Hazal ve yaşadığı travmalar değil tabi. Esas olan çocukları kendilerine istismar eden erkeklerle evlendirmeyi amaçlan; “Anne tecavüze uğruyorsa kendini öldürsün çocuğun ne suçu var” ya da “Tecavüze uğrayan kadın tecavüzcüyle evlensin, yargıyı uğraştırmasın” diyen erkek devletin söylemlerini evlerimize diziler aracılığı ile konuk etmek, yaşamlarımıza ise kalıcı hale getirmek. 
 
Erkek aklın kurgusu kadın nasıl olur?
 
Öyle ki Hazal ve Kenan arasındaki masum ilişki Hazal’ın patronu Vural’ın kente gelmesiyle farklı bir boyut kazanıyor. Hazal’ın kız kardeşi Ebru ise Kenan’a aşık. Ebru’nun Hazal’a yaklaşımı siyah bir inciden çok kara bir çalı gibi adeta.  Öyleki Vural’ın Hazal’a ilgi duyduğunu fark eden Ebru, kız kardeşine kurduğu oyunla adeta erkek aklın kurgusu bir kadın nasıl olur sorusuna cevap oluyor. Ebru Vural’la yaptığı plan ile kız kardeşinin tecavüze maruz bırakılmasında birinci faktör gibi gözüküyor. Vural’ın teknesine bin bir oyunla gönderdiği kız kardeşi Hazal her ne kadar özsavunmasını yaparak Vural’ı bıçaklasa da ve bizi “Ha işte güçlü bir kadın karakter mi doğuyor acaba” diye heyecanlandırsa da bu heyecan kısa soluklu oluyor. 
 
Tekneden sonra eve dönen Hazal yine kız kardeşinin planladığı oyunlar sonucu Vural’la evlenmek zorunda kalıyor. Vural’ın Hazal’a olan sözde ‘sevgisi’ ise aslında yıllar önce öldürdüğü eşi Naz’a benziyor olmasından kaynaklı. Bu cinayetten kimsenin haberi yok tabi. “Öldüren sevgi istemiyoruz” diyen kadınların mücadelesini işleyecek bir senarist olmadığı gibi… Ebru karakterine yüklenen kötü kadın olma durumu öfkenin yönünü Ebru’ya çevirmemize sebep oluyor. Böylelikle asıl fail olan Vural’ın empoze ettiği erkeklik durumu ‘25. Kare’ gibi saniyelik karelerle gözüküp kaybolma durumundan öteye geçemiyor. Tabi bu sadece göz için geçerli. Alanane yansıtılan şiddet sahneleri ve erk olma durumu bilinçaltımıza ince ince işleniyor. 
 
Psikopatlık değil erkeklik, cinnet değil kadın cinayeti!
 
Vural karakterinin sürekli öfke halinde olması ve dengesiz hareketleri psikolojik bir sorunu olduğu hissini uyandırıyor. Hatta bu hareketleriyle erkek yargının karşına çıksa “Cinnet geçirdim, kıskandım öldürdüm ” dese iyi hal indirimi alabilir. Zaten izleyiciye “Psikopat” diye tabir edilen cinsten bir karakter olduğunu vurgulamaya çalışıyor her hareketiyle. Hayır efendim psikopatlık değil erkeklik, cinnet değil kadın cinayeti!
 
İzleyici asıl failin erkek olduğunu anlarsa ne yaparız?
 
Vural’ı bu kadar güçlü yapan asıl kötü karakter kim dersiniz? Elbette bir kadın yani annesi Canan. Canan hem Vural’ı korumak için cinayeti örtbas ediyor hem de diğer kadınlar üzerinde kurduğu iktidarla asla görmeyi ummadığımız ama bir ihtimal görürüz diye hayal ettiğimiz kadın dayanışması umudumuzu da yok ediyor. Başka bir kadının yıllar önce oğlu tarafından katledildiğini gizleyen Canan aynı zamanda bunu bile bile sırf oğlu mutlu olsun diye Hazal’ında şiddet sarmalına çekilmesine göz yumuyor. Çünkü kadını katleden erkek olsa bile ondan daha kötü bir karakter yaratmak mecburi. Maazallah izleyici asıl failin erkek olduğunu anlarsa ne yaparız biz? Bu yüzden Ebru ve Canan karakterlerine atfedilen örgütlü kötülük bir erkeğin uyguladığı şiddetti görmek yerine kadınlara düşman olmamızı sağlıyor. 
 
İleriki günlerde dizideki şiddet, erkeklik, iktidar ve örgütlü kötülük daha da artıp siyah inciyi daha da karartacak gibi. Umudumuz kadınları birbirine düşmanmış gibi gösteren, kadın cinayetlerini yol yöntem göstererek yansıtan ve meşrulaştıran ekranlarınızın da kararması yönünde.