Aile Bakanı’nın ilk icraatı: Patlayan flaşlar altında teşhir!

  • 10:48 25 Nisan 2021
  • Medya Kritik
 
Gülşen Koçuk
 
HABER MERKEZİ - Nereden tutsak elimizde kalan bir 23 Nisan’ı daha geride bırakırken hafızalarımızdan silinmeyecek anlara tanıklık ettiğimiz bir gerçek. Türkiye toplumu 23 Nisan’da “koruma altında” olan bir çocuğun iktidar ve iktidar medyası eliyle teşhir edilmesine tanıklık etti…
 
Türkiye, 23 Nisan günü iktidarın ve iktidar yandaşı medyanın, bir çocuğu istismar etmesine tanıklık etti. Yeni “Aile Bakanı”, koruma altında olan çocuğu teşhir ederek bu istismarı bizzat gerçekleştirdi. Üstüne “Ramazan ayında olunduğunu” da ekleyerek çocuğa çikolata ikram etmediğini hiç çekinmeden söyledi.
 
Gazetecilikte dili ve kurgusu konusunda en zor alanlardan biridir çocuk haberciliği. Bu haberleri yaparken çocuğu teşhir etmeden, geleceği üzerinde olumsuz etki yaratmadan, hem hakkını korumak hem de taleplerini dile getirmek için çok hassas olmak gerekir. Ama aynı zamanda maruz kaldığı hak ihlallerinin, saldırıların da faillerini ifşa etmek en öncelikli amaçlardan biridir.
 
Örneğin çocuğa yönelik şiddet haberlerinde bilgiler, çocuğun psikolojisine olumsuz etki edecekse, onun haklarını ihlal etmemek adına kullanılmaz. Adı bir kenarda dursun; adının kısa hali, yaşı, cinsiyeti dahi kullanılmaz. Nihayetinde o bir çocuk! İster 5, ister 15 yaşında olsun; ister kız ister erkek çocuk olsun. Bir çocuktur o! Ne cinsiyeti ne de yaşı yaşadığı şiddeti hafifletemez, meşru kılamaz, onu teşhir etme “hakkını” kimseye vermez.
 
Özcesi bu kadar hassas bir mesele de iktidarın kadına yaklaşımı ile paralel şekilde bir hak ihlaline zemin yapıldı.
 
Koltuk bırakma törenlerinin en trajiği…
 
23 Nisan’da koltukları çocuklara bırakma törenleri hepimizin malumu… Ancak bu 23 Nisan, bu “törenlerin” en trajiğine sahne oldu belki de. AKP’nin yeni “Aile Bakanı” Derya Yanık, koltuğunu bir çocuğa bıraktı. Devlet koruması altında olduğunu açıkladığı bir çocuğa…
 
“Tabi Ramazan olduğu için bir şey ikram edemedik. A. ile biraz önce sözleştik biz. Ramazandan sonra aynı evde kaldığı, koruma evinde kaldığı 5 arkadaşıyla beraber bize misafir olarak gelecek. O zaman çikolata ve çay hakkımızı o zaman kullanacağız. Değil mi A.?”
 
Nereden tutsak elimizde kalacak bu seremoni izleyen herkesi yaraladı, şaşkınlığa uğrattı. Çocuğu düşünemiyorum bile.
 
‘Çocuk nasıl teşhir edilir’in örneği
 
Yeni Bakan, hiçbir beis görmeden çocuğun devlet korumasında olduğunu söyledi. Kameraların önünde yasaları çiğneyen, çocuğun kişilik haklarını koruma sorumluluğunu yerine getirmek bir yana, kendisi bu hakkı ihlal eden Bakan’ın ta kendisi. Bakan Derya Yanık bununla da yetinmedi, üstüne küçük çocuğa “Ramazan dolayısıyla” çikolata ikram “edemediğini” söyledi. Ve bu anları izleyenler için işte tahammül edilemez tablo. Bir çocuğa “oruç” gerekçesiyle çikolatayı dahi çok görmek. Acaba “devlet korumasında” çocukların beslenme düzenleri de “oruç” düzenlemesine mi tabi? Çocuklara sahur ve iftar dışında yemek verilmiyor mu? Bir çocuğa verilebilecek küçük bir çikolata oruç ayı denilerek ikram edilmeyince şüphesiz çocukların yaşam koşulları herkeste kaygı yarattı.
 
İşte istismarın bir başka boyutu. İstismar, bir kişinin -çocuk da olsa- iradesini, “birey olma gerçeğini” görmezden gelerek, kişinin kendi hakkında karar alamayacak, savunamayacak bir pozisyonda oluşunu, ona “reddetme hakkı” tanımadan, kendi çıkarları için kullanmaktır aynı zamanda. Fiziksel, cinsel, ekonomik, psikolojik istismarın, sömürünün bir örneğidir 23 Nisan’da yaşananlar.
 
‘İktidar’ zihniyeti
 
Hak savunucuları, hak haberciliği yapabilmenin mücadelesini veren biz gazeteciler; bir çocuğu hem hak arayışında onun “Ben de varım” sözünü görünür kılmanın hem de kimliğini saklı tutmanın çabası içerisindeyken 23 Nisan tablosunun müsebbibi olanlar ve bunun propagandasını, güzellemesini yapmanın tek açıklaması “iktidar zihniyeti” olur sanıyorum.
 
Burada Bakan’ın ilk icraatının hukuki karşılığını ayrıca yorumlayacak, değerlendirecek kişi elbette ben değilim. Bu konuda dün İzmir Barosu Bakan’a istifa çağrısı yaparken, Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği de Bakan hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
 
Gazetecilik etiği
 
Ancak 23 Nisan’ın gazetecilik etiği bağlamında ele alınması, bir zorunluluk olarak karşımızda duruyor. Gazetecilik daha fazla okunabilmek-tıklanabilmek namına her şeyi yazabilme “hakkını” asla hiç kimseye tanımaz. Bir çocuğu teşhir ederek kişilik-kimlik haklarına saldırı da gazetecilik değildir. Bu nedenle herkes de gazeteci değildir. Kadına yönelik şiddete gerekçe yazan, çocuğa yönelik istismarı pornografize ederek servis eden, çalıştırılan çocukları “ev ekonomisine katkı” olarak yazmaktan imtina etmeyen anlayış, tabi ki Bakan’ın koruma altındaki çocuğu teşhir edişini de aynı anlayışla verecekti: “Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Yanık, 23 Nisan dolayısıyla koltuğunu ilkokul öğrencisi A.'ya devretti.”
 
Kadının adının silinmek istenişinin tarihini de içinde barındıran Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın ilk Bakan’ı Derya Yanık daha ilk sınavında toplumun yönetildiği zihniyeti bir kez daha gösterirken, iktidar medyası zaten malumunuz…