‘Özgürlük’ talebine kayıtsız medya demokrasi ile sınanıyor

  • 09:06 28 Mart 2021
  • Medya Kritik
Ayşe Güney
 
HABER MERKEZİ -Tarihteki yerini alan 2021 Newrozu’nu görmemeyi tercih eden iktidar basını ve kendini muhalif basın olarak tanımlayan medya organları demokrasi ile sınanırken, bakalım yükselen özgürlük talebine karşı ne kadar kayıtsız kalabilecek.
 
Birçok merkezde gerçekleşen ve milyonların katıldığı Newroz kutlamaları, katılımın yoğunluğu, alanda verilen mesajlarla kendisinden daha çok söz ettireceğe benziyor. Newroz’da İstanbul’dan Diyarbakır’a, Van’dan İzmir’e birçok alandan demokrasi ve özgürlük talebi yükseldi. 
 
Peki Newroz ve halkın talepler basında nasıl yer aldı. Bu soruya bir çok kişi “elbette görülmedi” veya “görülmek istenmedi” diyerek yanıt verecektir. Evet, milyonların pandemi, yasak ve saldırılara rağmen alanları doldurduğu, önlerine konulan barikatları aştığı ve özgürlüğün haykırıldığı Newroz iktidar medyası tarafından neredeyse hiç görülmedi. Elbet bunun birçok sebebi var. İlk sebepte kuşkusuz böyle kararlı bir kitlenin alanlara akacağının iktidar tarafından öngörülememiş olması. Halk, iktidarı ve medyasını hazırlıksız yakaladı. 
 
‘Muhalif’ basının demokrasi imtihanı
 
Milyonlar tek bir ağızdan tecride karşı özgürlüğü savunurken, iktidar medyasının çoğu bu haykırışlara karşı, üç maymunu oynamayı, milyonların haklı taleplerini görmezden gelmeyi tercih etti. İktidar medyası ve kendisini muhalif olarak tanımlayan kimi gazetelerde iş Kürt halkının taleplerine gelince siyasette olduğu gibi yan yana durabiliyor. Bu ‘muhalif’ gazetelerden biri olan Cumhuriyet’te tıpkı Sabah, Milliyet, Türkiye gibi Newrozu görmeyen gazetelerden bir oldu. Demokrasi ile sınanan Cumhuriyet bir kere daha sınıfta kaldı.
 
Bir de görmezden gelemeyip nereden ele alacağını bilemeyen yayın organları vardı ki onların durumu daha içler acısı. Karalamak adına Newrozda gözaltına alınanları haberleştiren ve gözaltı varsa suç da vardır algısı oluşturan DHA ve Hürriyet gazetesi, “Newrozda Öcalan posteri” başlığı altında haberi vererek farklı bir algı oluşturmak istese de, halkın Newrozda verdiği temel mesajın Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü olduğu gerçeğini görmezden gelemedi.  
 
Görmek veya görmemek arasında kalan bir diğer gazete olan Birgün ise ‘Newroz coşkusu: Bu ablukayı dağıtacağız’ başlığıyla birinci sayfanın kenarında küçük bir yer ayırmakla yetindi.
 
Halkın talepleri özgür basının manşetinde
 
Evrensel ve Yeni Yaşam gibi gazetelerde Newrozu tüm detaylarıyla işleyen manşetten gören yalnızca iki gazeteydi. Evrensel “Halk iradesine ipotek konulamaz” diyerek manşet atarken, Yeni Yaşam halkın özgürlük vurgusuna atıfta bulunarak “Özgürlük Newrozu” başlığı altında alanın coşkusunu gazeteye taşıdı. 
 
Direnenlerin yüzyılı olarak tanımlanan 21’inci yüzyılda, direnenlerin sözünü yükseltecek ve direnişin bir parçası olacak yayın organları elbette varlığını her daim koruyacaktır. Şairinde dediği gibi, “Saraylar saltanatlar çöker kan susar bir gün, zulüm biter” işte o gün geriye sadece direnenlerin kaldığı gün, iktidara biat eden basından eser kalmayacak.