İşe Jin TV'yi açmakla başlayabiliriz

  • 09:06 29 Kasım 2020
  • Medya Kritik
Nişmiye Güler
 
HABER MERKEZİ - Medya Kritik köşemizin bu haftaki bölümünde eril medyaya karşı çıkan ve kadın özgürlük mücadelesine de ivme kazandıran Jin TV’yi ele aldık.
 
Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs (Covid-19) pandemisinde ikinci dalganın yaşandığı bugünlerde toplum yasaklarla evlerine hapsedilmiş durumda. Bununla beraber kadına yönelik şiddet ve katliamlarda ciddi artış yaşanırken, bunda medyanın ve hükümetlerin rolü yadsınamaz boyutta. Medya Kritik köşemizde bu hafta şiddeti meşrulaştıran, kadına söz hakkı vermeyen aksine yargılayan medyaya karşı alternatif olarak kurulan Jin TV’yi işleyeceğiz.
 
Kadınlara ait bir televizyon
 
Jin TV, 8 Mart 2018’de “Kadının Sesi Yaşamın Yüzü” sloganıyla Avrupa’da yayın hayatına başladı. Jin TV’nin kuruluşu kadınların feminist yazar Virginia Woolf’un “Kendina ait bir oda” söylemiyle yetinmemesi gerektiğini her alanda var olması gerektiğini de gösterdi. Türkiye, Kuzey ve Doğu Suriye, Federe Kürdistan ile İran Kürdistan Bölgesi ve Avrupa merkezli yayın yapan Jin TV, adından da anlaşılacağı gibi kadın televizyonu ve çalışanlarının tamamı kadın. Kurulduğu ilk günden bu yana dünyanın dört bir yanında bulunan kadınlara hitap eden Jin TV, birçok kesimin dikkatini çekmeyi başardı. Kanal ayrıca eril medyaya karşı çıkarak, yayın akışını tamamıyla kadınlara göre ayarladı.
 
Cinsiyetçi kodlara karşı çıkıyor
 
2 Kasım itibariyle yeni yayın dönemine geçiş yapan Jin TV, geniş program yelpazesiyle de izleyicilerine hitap ediyor. Televizyon ekolojiden çocuğa, siyasetten kültürel aktivitelere kadar Kürtçe ve lehçeleri, Arapça ve Türkçe programlar yapıyor. Çok dilli yayın yapan televizyonun hedeflerinden biri de cinsiyetçi kodlara karşı mücadelenin merkezi olmak. Televizyon halihazırda yaptığı programlarla buna yaklaştı demek mümkün. Sabahları güne kadın gündemlerini aktardığı programlarla başlayan Jin TV, günün ilerleyen saatlerinde de alanlarda olan kadınların eylemlerini, emeği görülmeyen kadınları, kadın hikayelerini özel dosyalarla ekranlara taşıyor.  
 
Kürtçe eğitim dersleri
 
Televizyonun Kobanê’deki haber merkezinde ayrıca çocuklar için özel bir program da yapılıyor. “Xalxalok” isimli programda çocuklara Kürt kültürünün sözlü anlatımlarından olan masallar anlatılıyor ve konuk edilen çocuklarla sohbetler ediliyor. Bu program ayrıca ekran başında olan ve anadillerinde eğitim göremeyen çocuklar için eğitim niteliğinde. Yine “Zimanê Kurdî” programı ile Aysel Avesta Aydın’ın sunumuyla Kürtçe gramer dersleri de veriliyor.
 
Jineolojî ile tarihe bakış
 
Televizyonun programları bunlarla sınırlı değil tabi ki. Kadın bilimi Jineolojî de televizyonda işlenen bir başka konu. Kurmancî, Soranî ve Türkçe yapılan Jineolojî programında kadınlar köklerini araştırmaya sevk ediliyor, tarihten bugüne erkek egemen iktidarların kadını köleleştiren politikaları teşhir ediliyor ve kadınların kendi bilimlerini oluşturmalarının önemine dikkat çekiliyor. “Şifa Jin” isimli Kürtçe programda da kadınların tarihsel hekimliklerine ışık tutuluyor.
 
Arap kadınların sesi
 
Televizyonda Arapça programlarda DAİŞ’in daha önce işgal ettiği ve özsavunma ile özgürleştirilen kentlerde kadınların yaşama, siyasete, ekonomiye katılımları işleniyor. Bu programlar Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşayan Arap kadınlar için de bir ilk aslında. Evlerinde köleleştirilen kadınların demokratik ulus çerçevesinde yaşamlarında yaşanan köklü değişiklik, daha önce değil yüzlerinin görünmesi kapının önüne çıkmaları engellenen kadınlar için olsa olsa devrimdir. Arap kadınlar Jin TV aracılığıyla yaşamlarındaki bu devrimi tüm Ortadoğu ve dünya kadınlarına duyuruyor.
 
Geniş yayın yelpazesi
 
Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi Jin TV, geniş yayın yelpazesine sahip. Tarihte Bugün ile tarihte kadınlar için öne çıkan başlıklara, Yeşil Pencere ile ekolojiye ve doğada yaratılan tahribatlara, Bir Kadın Bir Öykü ile kadınların yaşamlarına, Her Daim Hareket ile sağlık yaşama atılan adıma, Çîroka Dayika ile mücadele içinde olan annelerin hikayelerine, Teşiya Wêjeyê ile de kadınların edebiyattaki yerine tanıklık ederken yine Bo Çi Jin adlı programla da sokakta kadınlara mikrofon uzatılıyor. Burada daha sayamayacağımız birçok program, dosya ile Jin TV, eril medyaya karşı çıkıyor. 
 
Eller kumandaya
 
Jin TV, iki yıllık yayın süresi boyunca kadın özgürlük mücadelesine ve kadın basınına yeni bir ivme kazandırdı, önümüzdeki süreçte de bu ivmeyi daha da büyüteceği şüphesiz.  Bu yolculukta neden bizler de olmayalım. İşe elimize kumandayı alarak Jin TV’yi açmakla başlayabiliriz. Ne dersiniz?