Kadınlar kampta buluştu: Değişim sokakta gerçekleşir
- 09:04 7 Eylül 2023
- Güncel
Melike Aydın
İZMİR - “Yasalar sokakta yazılır direnişi büyüt örgütlen” sloganıyla bu yıl ikincisi düzenlenen Yaz Kadın Kampı’na ilişkin, “kadınlar kendini tanıdı, yeni özne olma yönünde irade gösterdi” diyen kamp organizatörlerinden Sibel Yaşar, değişimin de sokakta gerçekleşeceğinin altını çizdi.
İzmir Sosyalist Kadın Hareketi’nin Foça Belediye Kampı’nda düzenlediği İkinci Yaz Kadın Kampı sona erdi. Kadınların kendini tanıdığı, kapitalizmin yarattığı sorunları ele aldığı kampta atölyeler, paneller, film gösterimleri gerçekleştirildi, kolektif yaşam örüldü. Kadınların değişime dair isteklerini gözlemlediklerini ifade eden kamp organizatörlerinden Sibel Yaşar, “Yasalar sokakta yazılır, direnişi büyüt örgütlen” sloganıyla düzenledikleri kampa dair değerlendirmede bulundu.
‘Kadınların sorunlarını çözmeye dönük açıklığını gördük’
Geçen yıl düzenlenen Karaburun’daki ilk kadın kampında tartışılan, kadınların günlük ve genel sorunlarını gündem eden bir kadın birimi oluşturma ve Çiğli İlçesi Güzeltepe semtinde Güzeltepe Kadın Dayanışma Derneği'ni oluşturma kararını bu yıl gerçekleştirdiklerini belirten Sibel, bu yıl da yeni kararlarla kamptan ayrıldıklarını ifade etti. Geçen yıla göre katılımın arttığını belirten Sibel, “Bunu kazanım olarak görüyoruz. Kapitalizmin çıkmazlarını anlattık, aslında aynı sorunları yaşıyoruz. İnsanların sorunları çözmeye dair açıklığı olduğunu gördük. Bu nedenle bu kampın da başarıyla sonuçlandığını gördük. Kentten iki araç kalktı ve kadınlarla bu alanda buluştuk” şeklinde konuştu.
‘Kolektif yaşam örüldü’
Kampta kolektif çalışmanın da örüldüğünü ifade eden Sibel, “Çadırlarımızı beraber kurduk eşyalarımızı yerleştirdik, çaylarımızı demledik, soframızı birlikte hazırladık. Çocuğuyla gelen bir anne vardı, biz olabildiğince tek başına ilgilenmemesini pratiğimizle gösterdik. Dolayısıyla çocuk bakımının siyasal anlamda kamusal alanda çözülmesi gerektiğini söylüyoruz” diye ifade etti.
‘Kadın devrimi konuşuldu’
Kampta kadınların birbirine temas ettiği, birbirini yakından tanıdığı bir “merhaba atölyesi” ile başladıklarını belirten Sibel, slogan atölyesi ile de kadınların taleplerinin ya da kapitalizmden rahatsız olduğu bir noktaların ve sosyalizm üzerine söylemlerinin açığa çıktığını dile getirdi. ‘Yaşanan kadın devrimidir’ panelinde ise kapitalizmin kadınları çıkmaza sürüklediği noktalara, dayatılan cinsiyet rollerine ve bunları reddeden kadın direnişinden bahsedildiğini dile getiren Sibel, “Buradaki en güzel örneklerden biri Kobane idi. Kadınların feodal aile yapısından çıkıp İŞİD vahşetine karşı direnişini, bunu hala sürdürüyor olması aslında bugün kadın devrimi diye tarif edilen altüst oluşun somut bir ifadesiydi. Kendi yaşamlarımızdan da örnek verdik. Kadınlar da katkı sundu. Kadın ve medya üzerine panel verdik. Panelde medyada kadının üzerine biçilen algı operasyonuna dair kadınların her biri kendi yaşamlarından örnekler verdi. Hepimizin günlük yaşamdan izlediği diziler filmler ve buralarda sunulanı yıkmaya dair neler yapılabileceğini konuştuk” diye aktardı.
‘Kadınlar kendini tanıdı, özne olmak istedi’
Atölyelerin kadınlara farkındalık yaşattığını dile getiren Sibel, “Mehtap Alişan ile hareket atölyesi yaptık. Kadının kendi bedenini tanıması sağlandı, belli çalışmalarda bize yasaklanan bölgelerin doğurganlık olan bölgeler olduğunu ve bunları hareket ettirmekte ne kadar zorlandığımızı fark ettik. Kadınlara yer yer kampın nasıl devam ettiğini de sorduk. Mutlu olduklarını söylediler. Hatta kış kampı öneren de oldu. Atölyelere katılım az olsa da panellere söyleşilere katılım daha fazlaydı. Bu bizim için önemli bir veri. Bilgiye aç, anlamlandırma hali ortaya çıktı. ‘Devlet nedir’, ‘çifte emek sömürüsü nedir’ üzerinden yoğunluklu teorik çalışmalar olmuş oldu. Bu yıl ilk defa film gösterdik ‘Diren’ adlı kadınların oy hakkına ilişkin film gösterimi yaptık. Kadınlar ‘bizim de bir şeyler yapmamız’ lazım hatta grup kuralım dediler. Bu da ayrı bir sonuç oldu” şeklinde ifade etti.
‘Değişim sokakta gerçekleşir’
Kadınların ikincil konumda olduğunu dile getiren Sibel “Biz ‘yasalar sokakta yazılır direnişi büyüt örgütlen’ diyoruz. Bunu ısrarla diyoruz ta ki bir şeyler değişene kadar. Kimseye altın tepsiyle bir şeyler sunulmayacak. Kadının ikincil konumu yasalara uyum sağlamaktan geçmiyor, ancak ve ancak sokakta sesini daha fazla yükseltmekten geçiyor. O nedenle kadınları sokağa çıkmaya davet ediyoruz. Bu nedenle dayanışmak zorundayız sokağa çıkmak, direnmek zorundayız. Yoksa gerçekten bu dertlerimizle kendimizi yıllarca yakınır halde bulunuruz, yaralarımızı sarmaya çalışır ancak iyileşemeyiz. Bizim hücrelerimizin iyileşeceği tek şey sosyalizmdir. O da acil ihtiyaçtır” diye belirtti.