Mayıs’ta Yaşam Kooperatifi göçmenler ve çocuklarla dayanışıyor

  • 09:02 7 Eylül 2023
  • Güncel
Elfazi Toral
 
İSTANBUL - İktidarın ırkçı politikalarına karşı göçmen kadınlar ve çocuklar ile tüm ezilenler için verdikleri eğitimlerle dayanışmayı büyüten Mayıs’ta Yaşam Kooperatifi gönüllüsü Buse Mine, “Biz bu sistemin yarattığı eğitim ve politikayı reddediyoruz. Devlet sisteminde ezilen ve yok sayılan tüm kesimlerle dayanışmayı büyütüyoruz. Bu tarz durumlara karşı da hep birlikte mücadeleyi büyütmek gerekiyor” sözleriyle herkesi dayanışmaya çağırdı.
 
AKP-MHP iktidarı, başta Kürt halkı olmak üzere ezilen tüm halklara yönelik asimilasyon politikalarını her dönem derinleştirerek sürdürüyor. Başta Kürtler olmak üzere tüm halkların dili, kültürü ve kimliğine saldıran iktidar ayrımcı, yok sayan ve “tek tip” politika izliyor. İlk hedefte ise Kürtler, kadınlar, çocuklar, ezilenler, göçmen kadınlar ve emekçiler oluyor. İktidarın bu sınıfsal, ötekileştiren ve ayrımcılığa yol açan politikalarına karşı Kurdistan ve Türkiye halkından büyüyen tepkiler de ortak mücadele hattına dönüşüyor. Bunun yanı sıra aynı dayanışma ağı ve kooperatifler de son yıllarda iktidarın politikalarına karşı alternatif yaşam modeli olarak çoğalıyor.
 
İktidar politikalarına karşı dayanışma ağı ördüler
 
Öte yandan eğitim sisteminden yararlanamayan yurttaşlar, başta Kürtçe anadil hakkını reddeden iktidar zihniyeti ile karşı karşıya. Tüm bu politikalara karşı ise 1999 yılında, “Eğitim için Dayanışma” adıyla yola çıkan “Mayıs’ta Yaşam” ağı, 2002 yılında da İstanbul Ataşehir’deki 1 Mayıs Mahallesi’nde kooperatif kurarak çalışmalarını güçlendiriyor. Mayıs’ta Yaşam Kooperatifi, devletin “böl-parçala-yönet” politikasına karşı başta göçmenler olmak üzere ezilen tüm halkları, birlik ile beraberliği savunan ve dayanışmayı büyüten bir noktadan çalışmalarıyla alternatif bir yaşam örüyor.
 
Göçmenlere eğitim çalışması
 
Kooperatifin gündeminde iktidarın sık sık mülteci ve göçmenleri hedef alması, kadınlar ile çocukları Geri Gönderme Merkezleri’ne (GGM) göndererek yaşamlarını tehlikeye atması da yer aldı. Mayıs’ta Yaşam Kooperatifi, 3 Temmuz’dan itibaren AKP-MHP iktidarının göçmenlere yönelik ırkçı söylem ve hedef göstermelerine karşı dayanışmayı büyüttü. Ezilen tüm halkların yanında yer alarak eğitim, sosyal ve politik haklarına dair harekete geçen kooperatif, 15 Nisan itibariyle göçmenler için eğitim çalışmalarına başladı.
 
Mayıs’ta Yaşam Kooperatifi gönüllüsü Buse Mine, kooperatiflerinin kurulduğu günden bu yana dayanışma temelli çalışmalarını JINNEWS’e anlattı.
 
‘Hükümetin dayattığı sisteme karşı dayanışmayı büyütüyoruz’
 
2002 yılından bu yana, İstanbul’un emekçi mahallelerinde bir dizi eğitim ve etkinlik çalışmaları gerçekleştirdiklerini paylaşan Buse, “Eğitim, emekçi ve ezilen tüm kesimlerle dayanışmak için bu kooperatife ihtiyaç duyduk. İlk ortaya çıktığımızda da, ‘Eğitim en çok emekçinin hakkıdır ‘ diyerek başladık. O yıllardan beridir emekçilerin, ezilenlerin ve yok sayılanların yanındayız. Özellikle de göçmenlerin ve çocukların yanındayız. Bunun için de göçmenler için eğitim çalışmalarımız devam ediyor. Hükümetin dayattığı sisteme karşı biz dayanışmayı büyütüyoruz. Hükümetin rekabet sistemine karşıyız. Ezilenleri savunuyoruz” sözleriyle kooperatifin kuruluş amacını dile getirdi.
 
Dersler ile tüm ezilenlerin yanındalar
 
İktidarın politikalarından biri olan “rekabet” düşüncesine karşı da mücadele ettiklerini ifade eden Buse, “rekabetçinin” en çok ezilen toplumu etkilediğini ve buna karşı da ezilenlerden yana olduklarını vurguladı. Mevcut eğitim sistemini eleştiren Buse, “Kürt, Alevi, kadın, çocuk tüm ezilenlerin çocuklarını baraj altında bıraktığı sistemi kabul etmiyoruz. Sistemin içerisinde mahkum edilmiş, sisteme maruz bırakılan ezilenler ve emekçilerin yanındayız. Sistemin bu tutumuna karşıyız. Biz bu sistemin yarattığı eğitimi ve politikayı reddediyoruz. Buna karşı tüm ezilenler ve emekçilerin yanında olarak gerek derslerle gerek de dayanışma ile onlarla birlikte olduğumuzu yansıtıyoruz. Devlet sisteminde ezilen ve yok sayılan tüm kesimle dayanışmayı büyütüyoruz. Asıl amacımız da bu zaten. Bu tarz durumlara karşı da hep birlikte mücadeleyi büyütmek gerekiyor” dedi.
 
‘Mücadeleyi birleştirerek büyük sorunları aşabiliriz’
 
Türkiye halklarının bir parçası olduklarını ve ezilen tüm halkları da bu temelde ele alarak perspektiflerini sürdürdüklerini aktaran Buse, “Biz de bu sınıfın bir parçasıyız” diyerek sınıf dayanışmasını büyüteceklerinin altını çizdi. Buse, “Ayrıcalık asla istemiyoruz. Biz tüm mahallelerde de sürdürdüğümüz kooperatifle sadece eğitim çerçevesi içerisinde hareket etmiyoruz. Aynı zamanda kentsel dönüşüm, zorunlu göç, anadil eğitimi konusu da ısrarımızdır. Göçmenlerin siyasal ve sosyal, vatandaşlık hakkına, kentsel dönüşüm saldırılarına dair mücadele ağı, bunların hepsinin bir parçası olduk. Çünkü sadece eğitim sorunu ile çözülecek bir şeyler değil bu. Sadece ona odaklı olmadığını, eğitimin sorunu çözüldüğünde diğer tüm sorunların çözüme kavuşması söz konusu olmuyor. Ancak bir mücadeleyi birleştirerek büyük sorunları aşabileceğimizi düşünüyoruz. Bizim de bu sorumluluğu üzerimizde hissetmemiz Türkiye’de emekçiden, ezilenlerden yana olan herkesin önünde ezilenlerin ve emekçilerin sorunlarına çözüm üretmek gibi bir görev düşüyor” diyerek dayanışma ağlarının büyütülmesi gerektiğini vurguladı.
 
Kadınlar ve çocuklara dil eğitimi
 
Göçmenler ile ilgili 15 Nisan tarihinden beridir hem eğitim hem de dayanışma faaliyetlerine başladıklarının bilgisini veren Buse, “Kürtleri, Türkleri ve göçmenleri ayrı konumlandırmadan, hepsinin bu sınıfın bir parçası olduklarını belirterek, bunu benimseyerek ve sınıf bilincini yükseltmemin bilinciyle yapıyoruz” ifadeleriyle çalışmalarının tamamen dayanışma odaklı olduğunu ele aldı. Yine göçmenlerin karşı karşıya kaldıkları sorunları gidermek için de çalışmalar yürüttüklerini belirten Buse, Geri Gönderme Merkezleri’nde maruz kaldıkları şiddet ve taciz sorunlarını ele aldıklarını ve bu minvalde çalışmalar yürüttüklerini de sözlerine ekledi. Buse, “Geri Gönderme Merkezleri’nde her türlü hak ihlaliyle karşı karşıya. Burada bulunan göçmenlere ulaştık, onlarla görüşüyor ve dayanışma toplantıları alıyoruz. Hem kadınlar hem de çocuklar için eğitimler veriyoruz ve onları yalnız bırakmıyoruz. Burada oldukları için dil eğitimi şart. Biz de kendilerini daha iyi bir şekilde ifade etmeleri ve sağlığa daha iyi ulaşabilmeleri için dil eğitimi veriyoruz” şeklinde konuştu.
 
Dayanışmayı büyütme çağrısı
 
Her geçen gün dayanışmayı büyüttüklerini vurgulayan Buse, “Sendikalar, siyasetçiler, vekiller demokratik kitle örgütleriyle sadece göçmenlerin yanında değil, emekçinin yanında olduklarını iddia eden tüm kurumları dayanışmayı büyütmeye çağırıyoruz. Tüm sorunlar karşısında dayanışma bizleri büyütecek. Ve buna inanıyoruz” ifadeleriyle herkese dayanışma ve ortak mücadele çağrısında bulundu.