DİYARBAKIR - İHD ve kayıp yakınları 508'incisini düzenledikleri eylemlerinde, Kulp ilçesi Demirci köyünde 1 Kasım 1996 günü gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Şirin Bayram'ın akıbetini sordu.

 

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları tarafından "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" sloganıyla her hafta gerçekleştirilen eyleminin 508'incisi düzenlendi. İHD Diyarbakır Şubesi Konferans Salonu'nda düzenlenen eylemde, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" yazılı pankart ile kayıpların fotoğrafları açıldı. Eyleme, CHP Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Sayın, İnsan hakları savunucuları ve kayıp yakınları katıldı. Basın açıklamasını İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Yüksel Aslan Acer okudu.

 

Eylemde bu hafta Kulp ilçesine bağlı Demirci köyünde 1 Kasım 1996 günü gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Şirin Bayram'ın akıbeti soruldu.

 

'Mücadelemiz devam edecek'

 

Açıklama öncesi kısa bir konuşma yapan, İHD Kayıplar Komisyon üyesi Adnan Orhan, Valiliğin almış olduğu yasak kararını hatırlatarak, daha önce Koşuyolu Parkı'nda yaptıkları basın açıklamasını 9 haftadır İHD şube binasında gerçekleştirmek zorunda kaldıklarını belirtti. İHD ve kayıp yakınları olarak birçok kez keyfi uygulamalara maruz kaldıklarını belirten Adnan, tüm baskı ve dayatmalara karşın hakikat mücadelesinden vazgeçmeyeceklerini ifade etti.

 

'Kayıp yakınlarının acılarını paylaşıyoruz'

 

Daha sonra söz alan İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Yüksel Aslan Acer, eylemlerinin 508'inci haftaya ulaştığını belirterek, kayıp faillerinin akıbeti aydınlatılmadığı sürece eylemlerini sürdürmeye devam edeceklerini kaydetti. Kayıp Şirin Bayram'ın annesinin 508'inci eylemde kendileri ile birlikte olduğunu belirten Yüksel, "Şirin Bayram'ın annesini ve tüm kayıp yakını annelerimizi yürekten öpüyor ve açılarının paylaştığımızı belirtmek istiyorum" diye konuştu.

 

Yüksel, daha sonra Kulp ilçesi Demirci köyünde 1 Kasım 1996 günü gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Şirin'in hikayesini paylaştı.

 

'Köyleri yakıldı'

 

Şirin'in 15 Ağustos 1978 tarihinde Kulp'un Demirli köyüne bağlı Bira Zeyna mezrasında doğduğunu belirten Yüksel, Şirin'in 1994'te devlet baskısı ve koruculuk dayatması sonucu ailesi ile birlikte  köylerinin yakıldığını ve göçe zorlandıklarını aktardı. Yüksel, Şirin'in 1996 yılının Kasım ayında köyde yaşamakta olan amcası İhsan'ı ziyaret etmek üzere yola çıktığını, sık sık yaşanan operasyonlardan dolayı gece "tehlike arz edebilir" diye Bira Zayna'ya ertesi sabah gidebileceğini düşünerek akrabası olan Ramazan Tekin'in evinde misafir olarak kaldığını hatırlattı. 

 

'Tehdit edildi ifadesini değiştirdi'

 

Yüksel, Şirin'in hikayesini anlatmaya şu şekilde devam etti: "O gece saat 23.00-24.00 sularında Kulp korucuları ve askerlerin yaptıkları baskında ev sahibi Ramazan'ı ve misafiri olan Şirin'i aldılar. Ramazan ve Şirin'in gözaltına alındığı esnada ev sahibi Hazal Tekin'in (Ramazan'ın eşi) 2 korucuyu Fettah ve Cumali isimli kişiler olduğunu ve onları tanıdığını söyler. Aynı günün sabahında Hazal, Şirin'in amcası olan İhsan'a haber vermek üzere sabah erkenden saat 07.00 gibi Bira Zeyna mezrasına giderek Şirin'in amcasına Kulp korucularının ve askerlerin Şirin ve Ramazan'ın gözaltına aldıklarını haber verir. İhsan, Kulp karakoluna giderek gözaltındaki Şirin için tanıdığı koruculardan korucu başı Hüseyin ve Mustafa Bulut'tan, Şirin hakkında bilgi vermelerini ister. Mustafa, amcasına İhsan'a burada kalıp kendisinden haber beklemesi gerektiğini söyler. Ertesi gün öğlen saatlerinde Mustafa (korucubaşı), İhsan'a ulaşarak Şirin'in Kulp karakolunda olduğunu, onu gördüğünü, onunla konuştuğunu ve Şirin'in gözlerinin bağlı olduğunu belirtti. Mustafa, Şirin ile arasında geçen diyalogda; Ramazan ile aynı gece gözaltına alındığını ve ailesine haber vermesini istediğini söyler. Aynı günün gecesinde Mustafa Kulp karakoluna çağrılarak Şirin'i gördüğünü söylememesi için tehdit edilir ve şiddet görür. Ertesi gün sabah saatlerinde 08.00 gibi Şirin'in amcası İhsan'ın yanına giderek Şirin'i hiç görmediğini ve Kulp karakoluna hiç gitmediğini söyler. Ailenin tüm arama çabalarına rağmen Şirin'den bir daha haber alınamaz."

 

Açıklama, kayıp yakınlarının gerçekleştirdiği oturma eylemi ile sona erdi.