Sendika temsilcilerinin sınır dışı edilmesine tepki
- 15:39 20 Ekim 2018
- Güncel
İZMİR - İzmir ve Diyarbakır'da sendikalarla görüşmek üzere Almanya'da gelen dernek ve sendika temsilcilerinden iki kişi sınır dışı edilirken, sendika ve dernek temsilcileri, sessiz kalmayacaklarını, gerekli temasları kuracaklarını söyledi.
Avrupa ve dünya emekçilerinin sorunlarıyla ilgili diyalog kurma amacıyla Almanya'da bulunan İş ve Yaşam Derneği (Arbeit und Lebeb NRW) ile birlikte gelen iki Alman sendika üyesi Adnan Menderes Havalimanı'nda geri gönderildi. Saat 11.30'daki uçakla geri gönderilen Alman VER-Dİ (Birleşik Hizmet Sendikası) sendikası üyesi Martin Rapp ve Dirk Hansen'in gözaltına alınıp sınır dışı edilmeleri karşısında Eğitim-Sen ve Alman heyet Eğitim-Sen 2 No'lu şubede ortak basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında İş ve Yaşam Derneğinden Susan Duetschke, GEW (Alman Öğretmenler Sendikası) Sendikasından Süleyman Ateş, Eğitim Sen İzmir Şubesi'nden Dilek Kanlıbaş, İlknur Alçelik ve Ercüment Alkan konuştu.
'Amaç emekçiler arasında diyalogu başlatmaktı'
Toplantıda ilk olarak söz alan İş ve Yaşam Derneği Sözcüsü Susan Duetschke, Avrupa ve dünyadaki emekçilerin sorunlarıyla ilgili diyalog inşa etmek, çok sayıda Türkiyeli kuruluşlarda gençler arasında proje geliştirmek istediklerini söyledi. Susan, "Gerek Almanya gerek Avrupa genelinde bu konuda gerici ve sağcı akımın yükselmekte oluşu Avrupa ve Almanya'da can yakıcı bir sorun. Özellikle Türkiye'deki işçiler ve Almanya'dakiler arasında diyalogu nasıl sağlarız soruları soruluyor. Sorun yalnız Almanya'daki emekçilerle Türkiye'deki emekçilerin sorunlarını çözmek değil. Bunun yanında aralarında büyük problemlerle de karşılaşıyoruz. Bu konular için nasıl ortak bir proje geliştiririz. Hem buradaki sorunların tanıtılması sizin düşüncelerinizle geliştirip diyalogu başlatma amacındayız" diye belirtti.
'Sınır dışı uygulamasına sessiz kalmayacağız'
Esas amaçlarının bu çalışmaları sendika içi eğitim çalışmalarına yansıtmak olduğunu kaydeden Susan bu nedenle 4 kişi olarak geldiklerini ancak 2 kişinin geri gönderildiğini söyledi. Martin ve Dirk'in hangi sebeplerle gönderildiklerini dahi bilmediklerini belirten Susan, İzmir ve Diyarbakır yerelindeki sendikacılarla diyalog kurarak dört gün boyunca çalışma yürütmeyi hedeflediklerini ifade etti. Susan, bu konuda sessiz kalmayacaklarını, gerekli temaslarda bulunacaklarının altını çizdi.
'Kamu kurumlarında kadınların can güvenliği kalmadı'
Kadın cinayetlerinin ve kadına yönelik her türlü şiddetin arttığını belirten Dilek Kanlıbaş ise kamu kurumlarında can güvenliklerinin kalmadığını dile getirdi. Kadına toplumsal cinsiyet rollerinin dayatıldığını, iş alanlarından alınıp ev içine hapsedilmek için politikalar geliştirildiğini belirten Dilek "Kazanılmış haklar ve kurumlar kapatılıp kendi kodlarını uygulayacakları kurumlar açılıyor. Bu da sanki o kadınların özgürlüğünü getirecek gibi yansıtılıyor. Torpille gelen idareciler ve çalışanlar bizim var olan haklarımızı gaspa dönük saldırı içindeler. Bulunduğu kurumlarda güncel sorunlarını konuşamıyor. İspiyon derecesine varan tehdit altında çalışanlar. Bu ispiyonlar ihraç gerekçesi sayılıyor. Kreş açma hakkını savunmak yerine kadınları evde kalmaya dönük çalışmalar yapılıyor. Ama biz kadınlar olarak direnmeye devam edeceğiz" dedi.