Kayıp Yakınları: Türkiye dünyada kayıplar ülkesi olarak tanınıyor

  • 14:29 20 Ekim 2018
  • Güncel
DİYARBAKIR - İHD ve kayıp yakınları eylemlerinin 506'ncı haftasında, 2 Ekim günü Suudi Arabistan İstanbul Konsolosluğu'nda kaybolan ve daha sonra katledildiği açıklanan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı olayına dikkat çekilerek, olayın Türkiye'de yaşanmasının " Türkiye'nin dünyaca kayıplar ülkesi olarak tanınmasından" kaynaklandığı ifade edildi.
 
İnsan Hakları Derneği (İHD)  Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" sloganıyla her hafta düzenledikleri oturma eylemi 506'ncı haftasında İHD Diyarbakır Şubesi'nde gerçekleştirildi. İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan'ın yanı sıra İHD bölge temsilcileri, İHD MYK üyeleri,  KESK'e bağlı sendikaların temsilcileri ve çok sayıda kayıp yakınının katıldığı oturma eyleminde, katılımcılar faili meçhul kayıplarının fotoğraflarını taşıdı.
 
'Eylemlerimizi devam ettireceğiz'
 
Basın açıklaması öncesi İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun kısa bir konuşma yaptı. Abdullah, Cumartesi Anneleri ve kayıp yakınları eylemlerine yönelik dayatılan yasaklamalara dikkat çekerek, "Yakınlarını kaybeden Cumartesi Anneleri ve kayıp yakınları eylemleri siyasi iktidar tarafından engellenmeye çalışılıyor. 506'ncısını düzenlediğimiz oturma eylemimizi bugün de tüm yasaklamalara karşı gerçekleştiriyoruz ve gerçekleştirmeye de devam edeceğiz"  ifadelerini kullandı.
 
'Türkiye kayıplar ülkesi'
 
Daha sonra söz alan İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ise, 2 Ekim günü Suudi Arabistan İstanbul Konsolosluğu'nda kaybolan ve daha sonra katledildiği açıklanan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı olayına dikkat çekerek şöyle konuştu: " Dünyaca bilenen ve tanınan bir gazeteci Suudi Arabistan İstanbul Konsolosluğu'nda kayboldu ve daha sonra yapılan açıklama ile katledildiği duyuruldu. Düşünün ki bir Konsoloslukta zorla kaybettirilme olayı yaşanıyor. Peki neden Türkiye diye düşünen oldu mu? Bu soruyu şuan bulunduğumuz İHD binasında önümüzde yer alan faili meçhul posterlerine bakarak cevaplamak çok kolay. Önümüzde bulunan bu pankart ve posterler Cemal Kaşıkçı'nın neden Türkiye'de öldürüldüğünü bizlere net bir şekilde gösteriyor. Çünkü Türkiye kayıplara en müsait ülke. Bu yüzden birçok kişi kayıplar ülkesi olan Türkiye'de katlediliyor."  
 
'Cezasızlık Türkiye'yi  suç meskeni haline getiriyor'
 
Türkiye'de yaşanan suçların cezasızlıkla sonuçlandırıldığını vurgulayan Öztürk, bu cezasızlığın ise diğer ülkelerce Türkiye'yi suç meskeni haline getirdiğini ifade etti. Öztürk, " Siyasi iktidar gözaltındaki kayıpların akıbetini açıklamamaya, failleri yargı önüne çıkarmamaya devam ettiği sürece başka ülkelerin istihbarat servisleri ve ajanları tarafından hedefi olmaya devam edecektir. Çünkü Türkiye'nin kendi yönetenleri tarafından faili meçhul olaylar uygulanmaya devam ediliyor. Çünkü Türkiye faili meçhul cinayetlerin yaşandığı en etkin ve elverişli ülke olarak görülüyor" diye konuştu.
 
'Kaybedilen Nazım Gülmez'in hayatı anlatıldı'
 
Daha sonra kayıp Nazım Gülmez'in hayatını okumak üzere İHD Diyarbakır Şube yöneticisi ve kayıp komisyonu üyesi Av. Hasan Yalçın söz aldı.Hasan, Nazım'ın kaybedilişini şu sözler ile anlattı:
 
 "61 yaşındaki Nazım Gülmez Dersim'in Hozat ilçesi Taşıtlı köyünde yaşıyordu. Evli olup 9 çocuk babasıydı. Gülmez, tarım  ve hayvancılıkla uğraşıp, geçimini sağlıyordu. 13 Ekim 1994 tarihinde Ali Boğazı bölgesinde Bolu Komando Tugayına bağlı askerler tarafından icra edilen askeri operasyon sırasında, Taşıtlı köyüne baskın gerçekleşir. Köy muhtarı ve bir köylü askerler tarafından gözaltına alınır.  Köylüler akşam saatlerinde serbest bırakılır. Bu baskından 2 gün sonra 15 Ekim 1994 tarihinde, öğlen saatlerinde aynı askerler tekrar köye gelir, köyde arama yaparlar, ardından evler ateşe verilerek yakılır. Operasyona katılan askerler Nazım'ı kendilerine arazide kılavuzluk yapması gerekçesiyle evinden alırlar. Nazım çaresiz bir şekilde askerler tarafından köy muhtarı ile tüm köylülerin gözleri önünde zorla götürülür.  Ailesi kendisinden o günden beri  hiçbir haber alamaz. Nazım'ın eşi Galip Gülmez, olaydan bir ay sonra Hozat'taki binbaşıya eşinin akıbetini sorar. Binbaşı tarafından kendisine şu cevap verilir: 'Biz onları elimizde bir süre tuttuktan sonra serbest bıraktık, şimdi biz de onu arıyoruz.'İç hukuk yollarından herhangi bir sonuç alamayan Nazım'ın ailesi, davayı avukatları aracılığı ile 26 Mart 2016 tarihinde AİHM'e taşıdı. AİHM başvurunun 6 aylık süre sınırına uyulmadığı gerekçesiyle, başvurunun kabul edilemeyeceğini bildirir."
 
Yapılan konuşmaların ardından kayıp yakınları eylemi, 5 dakikalık oturma eylemi ile sonlandırıldı.