Cumartesi Anneleri 708'inci haftada da abluka altında kayıpları sordu

  • 13:38 20 Ekim 2018
  • Güncel
İSTANBUL - Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 708'inci haftasında yine polis ablukasında yaptıkları açıklamada, kayıplarının akıbetini sorarken, "Kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray'dan vazgeçmeyeceğiz" dedi. 
 
Cumartesi Anneleri her hafta "Failler belli, kayıplar nerede" sloganıyla Galatasaray Meydanı'nda gerçekleştirdiği eylemin 708'inci haftasında İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi binasında bir araya geldi. Eylemde, kayıpların fotoğrafları, İHD binasının pencerelerine asılırken, Cumartesi Anneleri de, giydikleri tişörtlerde kayıplarının fotoğraflarını taşıdı.  Giriş ve çıkışların kapatıldığı sokaktaki eylemde, polis Cumartesi Anneleri'nin Galatasaray Meydanı'na gitmesine izin vermedi. Bunun üzerine Cumartesi Anneleri İHD  şube binası önünde açıklamayı yaptı. Eylemde bu hafta, İstanbul'un Avcılar ilçesinde 19 Ekim 1995  tarihinde 35 yaşındaki Fehmi Tosun ve arkadaşı 34 yaşındaki Hüseyin Aydemir'in akıbetini soruldu. 
 
'Açıklamamız dokuz haftadır engelleniyor'
 
Açıklamayı yapan İHD Kayıp Komisyonu Üyesi Maside Ocak, anayasanın 34'üncü maddesinin barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını güvence altına aldığını hatırlatarak, "Anayasanın bu madde ile bireylerin ortak düşüncelerini birlikte savunmalarını ve başkalarına duyurmak için bir araya gelmelerini bir hak olarak niteler ve güvence altına alır. Anayasa Mahkemesi içtihatları da barışçıl gösteri veya basın açıklamalarının ilke olarak cezai yaptırım tehdidine maruz bırakılamayacağı yönündedir. Ancak bizim yaşadığımız haksızlık ve adaletsizlikler hakkında kamuoyunu bilgilendirme ve çözüm yollarını göstermek üzere 699 hafta boyunca Galatasaray'da gerçekleştirdiğimiz basın açıklamalarımız dokuz haftadır engellenmektedir" diye konuştu. 
 
'Gözaltına alındım beni öldürecekler' diye bağırdı'
 
Maside devamında, Fehmi Tosun ile arkadaşı Hüseyin Aydemir'in kayıp ediliş hikayesini şu sözlerle anlattı: "iki arkadaş birlikte kahvaltı ettikten sonra Tosun ailesinin İstanbul Avcılar'daki evinden çıktılar. Fehmi Tosun akşam saatlerinde silahlı, telsizli sivil polisler tarafından 34 UD 597 plakalı "Beyaz Toros" araçla evinin önüne getirildi. Kendisini gören eşi ve çocuklarına 'Gözaltına alındım, beni öldürecekler!' diye bağırdı. Onlar Fehmi'nin yanına koşunca zorla araca bindirilerek evinin önünden götürüldü. Olaya çevredeki komşular da tanık oldu. Hemen Avcılar Karakolu'na giden Fehmi Tosun'un eşi Hanım Tosun olanları anlattı, aracın plakasını verdi ve duruma müdahale edilmesini istedi. Plakayı kontrol eden ve telefonla görüşmeler yapan görevliler 'Bizim yapacağımız bir şey yok' dedi." 
 
'Galatasaray'dan vazgeçmeyeceğiz'
 
Ailelerin tüm yasal yollara başvurduğunu devletin bütün kademelerinin gözaltını inkar ettiğini vurgulayan Maside, iç hukukun tükenmesi sonucun Fehmi'nin dosyasının ailesi tarafından AİHM'e taşındığını anımsattı. Davanın 2003 yılında sonuçlandığını, devletin AİHM'de verdiği savunmada "Hükümetimiz Fehmi Tosun'un kaybolması olayının meydana gelmesinden dolayı üzgündür. Bir kimsenin kaybolması olayı hakkındaki soruşturmanın eksik yapılmasının, Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi'nin 2. maddesinin ihlalini Oluşturduğu kabul edilmektedir" diye belirttiğini aktardı. Maside, "Ancak bu güne kadar Tosun ve Aydemir dosyalarında etkin bir soruşturma yapılmadı. Zamanaşımından takipsizlik kararı verilen dosyalar kapatıldı. Bunun üzerine Fehmi Tosun dosyası Anayasa Mahkemesi'ne taşındı. Yargı makamları Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir dosyalarında  yargılamanın yenilenmesi yoluyla etkin bir soruşturma yaparak, maddi gerçeğin açığa çıkartılması ve ceza adaletinin sağlanması yönünde göreve çağırıyoruz. Hakikat ve adalet talebimiz gerçekleşinceye kadar kayıplarımızı aramaktan ve kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray'dan vazgeçmeyeceğiz" şeklinde konuştu. 
 
'Hukuktan bahsediyorlarsa önce kayıplara baksınlar'
 
Ardından söz alan Fehmi'nin eşi Hanım Tosun, Galatasaray Meydanı'nın neden yasaklandığını sorarak, "Bizi bu sokağa neden tıkıyorsunuz? Galatasaray bize neden yasaklandı. Biz 23 yıldır kimseye zarar vermedik. Eğer hukuktan insan haklarından bahsediliyorsa dönüp bakmalılar. Biz haklıyız hukuk için adalet için buradayız. Bu acımıza rağmen kimseye hakaret etmiyoruz. Şiddet uygulamıyoruz. Biz kayıp yakını olarak kayıplarımızı aramaktan asla vazgeçmiyoruz. Eğer bu ülkede hukuktan bahsediliyorsa kayıplara dönüp baksınlar" ifadelerini kulandı. 
 
Hanım, "Biz bunların hesabını yetkililerden soruyoruz. Gözaltında kayıpların infazını verenlerden soruyoruz. Onlar yargı önüne çıkana kadar biz hesap soracağız" dedi. 
 
'Bizim öfkemiz adaletsizliğe'
 
Eylemde son olarak kayıp edilen Özgür Gündem gazetesi çalışanı Ferhat Tepe'nin kardeşi Ayşe Tepe konuştu. 700'üncü haftadan itibaren Galatasaray'ın kendilerine yasaklandığını söyleyen Ayşe, "Bunlar kendi anayasalarına bile saygı duymuyorlar. Galatasaray'da olmamız engellenemez. Hukuk evrenseldir. İç hukuk yollarının tüketip AİHM'e gittik, Anayasa Mahkemesi'ne gittik. Biz hiçbir zaman haklı davamızdan vazgeçmedik. Burayı bile küçücük bir çembere hapsetmeye çalışıyorlar. Biraz vicdanınız sızlasın. Bu hükümet yetkilerinin çözmesi gereken bir şey. Bizim öfkemiz adaletsizliğe hukuksuzluğa" dedi. 
 
Açıklamanın ardından eylem sona erdi.