
Savcılığın istediği görüntüler emineyette silinmiş!
- 11:51 18 Ekim 2018
- Güncel
MARDİN - Nusaybin Davası'nda savunma yapan avukatlar, Nusaybin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında emniyetten istenen “işkence” görüntülerinin silindiği bilgisini edindiklerini söyledi.
Mardin’in Nusaybin ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı esnasında devam eden çatışmalarda gözaltına alındıktan sonra tutuklanan 53 kişinin yargılandığı davanın 4’ncü duruşması dördüncü gününde devam ediyor. Gözaltına alınanlar çekilen "mizansen görüntüler" ardından işkenceye maruz kaldıklarını hem ailelerine hem avukatlarına hem de yargılandıkları mahkeme heyetine anlatmıştı. Gözaltına alınanların şikayeti üzerine Nusaybin Cumhuriyet Başsavcılığı, iddialara ilişkin soruşturma başlattı.
İki yılı aşkın süredir devam eden soruşturma dosyasında, dosya savcısının değişmesi ile gizlilik kararı kaldırıldı. Dosyada, avukatların talepleri ve birkaç adli tıp raporundan başka belge bulunmuyor. Avukatların yeni aldığı soruşturma dosyasında ise yeni bir skandal ortaya çıktı.
Kamera kayıtları silinmiş!
Nusaybin Cumhuriyet Başsavcılığı Hazırlık Bürosu, 21 Haziran 2016 tarihinde Nusaybin Emniyet Müdürlüğü'ne yazdığı talimat ile işkence gördüğü iddia edilen 12 çocuğun kaldığı nezarethanenin kamera kayıtlarını istedi. Savcılığa verilen yanıtta, "Çocuk Şube Müdürlüğümüzde kurulu kayıt sistemi otomatik kayıt yapmakta ve içerisinde yüklü hafızanın dolması halinde kendisini otomatik olarak resetlemekte olduğundan bugün itibariyle yapılan kontrolde en son tarih olarak 30.06.2016 gününden önceki kayıtların sistemin kendisini resetlemesi sebebiyle silindiği ve tarih itibariyle sistemimizde istenilen güne ait kamera kayıtlarının bulunmadığı tespit edilmiş olduğu" denildi.
26 Mayıs’a dair görüntü yok
Sadece 12 çocuğun kaldığı nezarethanenin görüntüleri değil, 26 Mayıs 2016 tarihinde gözaltına alınanların tamamının görüntüsünün olmadığı ortaya çıktı.
'Dosya ‘bir an önce nasıl ceza veririz’ şeklinde yürüyor'
4'üncü gününde devam eden duruşmada avukatlar savunma yaptı. İlk olarak konuşan Avukat Gülbin Şahin Dağhan, müvekkili 5 çocuk annesi Nurşan Demir hakkında konuştu. Beyanı alındığı için mahkemeye getirilmeyen Nurşan'ın her celsede talep edilmesine rağmen duruşmaya getirilmediğini dile getiren Nurşan, "Benim bu dosyada üç müvekkilim var. Ömer Faruk Engin ve Jiyan Ay'ın beyanı alınmadı daha. Ama Nurşan Demir'in tek beyanı alındı. Şu anda Van T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalıyor. Beyanı alındığı için getirilmedi ama bizler gelecek duruşmada müvekkilimizin de getirilmesini talep ediyoruz. Eğer bütün tutsaklar mahkemeye getirilirse o zaman teşhis işlemi daha kolay olur.
İddia makamının bu dosyayı incelemesi mümkün değil. Bugüne kadar 5-6 savcı değiştirildi, mahkeme heyeti değişti o yüzden dosyanın detaylı incelenmesi mümkün değil. Bu şekilde heyetin bir sıkıntı çıkmasın bir an önce savunmalarını alalım ceza verelim şeklinde ki uygulama adaletli yargılamaya aykırıdır. Burada oturan çoğu tutsağın 2'nci Ağır Ceza Mahkemesinde yargılamaları görüldü ve 302'den ceza aldılar. Şu anda yargılama da 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi yargılamasına benzetilmeye çalışılıyor. Bunu biz dinlerken şu şekilde algılıyoruz. Burada ki insanlar suçtan kurtulmaya değil heyete kendilerini anlatmaya çalışıyorlar. Tahliye olmak ya da ben masumum demek için savunma yapmıyorlar” diye vurguladı.
‘Bu dava yabancı mahkemelerde de görülecek’
Gülbin konuşmasını şöyle sürdürdü: “O yüzden verilen savunmaların ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesini istiyoruz. Bu dosya burada bitecek bir dosya değildir. Bu dosya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine de taşınacaktır. Yarın öbür gün bir dosya alın yazısı gibi yabancı mahkemelerinde yargılanacak. Burada bizim değil ama sizin tavrınıza bakılacak sizin ne yaptığınız değerlendirilecek. Biz neden işkence görüntülerini istiyoruz çünkü bu insanlar gözaltına alındığında bir buçuk gün Nusaybin'den çıkarılmayıp işkence gördüler. Yolda, hastanede hatta cezaevine giderken bile işkence gördüler. Eğer bu görüntüler dosyaya girerse bu dosyada var olan beyanların hepsi değişir.”
'Herhangi bir delil yok ama 5 çocuk annesi Nurşan Demir iki yıldır tutuklu'
Son olarak tutsak Nurşan Demir için bir an önce adli kontrol hükümlerinin işletilmesi gerektiğini dile getirin Gülbin, "Nurşan Demir'e gelecek olursak, Nurşan Demir evli 5 çocuklu bir anne. Dosyada onun hakkında beyan verenlerin çoğu ona anne demiş. Tutuklama ya da bir karar verilmeden teşhis tutanaklarından onun bir fotoğrafına bakın. Anne dedikleri insana dört gün boyunca işkence yaptılar. Biz bunun hakkında suç duyurusunda bulunduk ama dosya şuanda Nusaybin adliyesinin tozlu raflarında bulunuyor. Müvekkillerim Ömer Faruk Engin ve Nurşan Demir'de ne antimon ne de herhangi bir parmak izi bulunmuyor. Bunlara rağmen iki yıldan uzun süredir neden tutuklu bulunuyorlar? Özellikle Nurşan Demir için adli kontrol hükümlerinin işletilmesini talep ediyoruz. Ve dosyada adil yargılama talep ediyoruz" diye konuştu.
'Salona bu kadar askerin alınmasını anlamıyoruz'
Daha sonra konuşan Avukat Rengin Ergül ise, müvekkilleri için yaptığı savunmada şunları ifade etti: "Bu dosyada avukatlık, hakimlik ve savcılık yapmak mümkün değil. Benim müvekkilim Sadık Tan Yenişehir Mahallesi'nde alınmış ama diğer müvekkiller aynı yerde alınmamış. Gözaltında işkence altında ifade verilmiş. Hicran Berna Ayverdi dışında bütün müvekkiller işkence altında ifade verdiğini söyledi. Duruşmada bu kadar askerin olmasının bir anlamı bir güvenlik durumu yok. Dışarda o kadar aile varken neden salona bu kadar asker alınıyor? Biz daha önce de mahkemeye söyledik. Benim müvekkilim Tokat’tan buraya 13 saat yolda elleri kelepçeli bir şekilde getiriliyor. Osmaniye bulunan Abdülkadir Baybars önce verdiği savunma nedeniyle hala hücrede tutuluyor. Tutsaklara bu ortamda savunma vermek neden adil görülüyor.”
İşkence görüntüleri emniyette reset edilmiş
Dosyanın bir bütün olarak taranıp bize kendilerine teslim edilmesini istedikleri söyleyen Rengin, sanıkların çoğunun ifadesinin birbirini etkilediğini ve bütün sanıkların gelecek celsede hazır edilmesini talep etti. Nusaybin’de iki yıldır bulunan 2 dosya hakkında işlem yapılmadığına dikkat çeken Rengin, Nusaybin görüntülerinin emniyet tarafından silindiği bilgisinin kendilerine ulaştığının altını çizdi. Rengin, “Bu açıkça bir delil karartmadır. Emniyette bulunan deliler görüntüler nasıl silinebiliyor. Devlet kendi egemenlik sahasında oluşmuş bir yaralanmayı açıklayamıyor. Dosyada ki tek delil şu anda işkence altında alınan ifadelerdir. Hukuka aykırı delillerin dosyadan çıkarılmasını talep ediyoruz.
Hakikat önemli ama hakikatin kişinin hak ve özgürlüklerinin önüne çıkması kabul edilemez. İddianame zaten gerçekten vasat bir iddianame. Dosyada öldürülen askerler var YPS’liler ve siviller var. Bu kadar ölümün yaşandığı yerde her ölüme bu soruşturmanın açılması gerekiyor. Bir kişinin suçlu olduğuna ikna olmamız yetmez bunu delillerle kanıtlamamız lazım. Taleplerimizin hepsi kayda geçtiyse biz bütün taleplerimizi yeniden tekrar ediyoruz ve müvekkillerin tahliyesini talep ediyoruz" diye konuştu.
Avukat Gülistan Duran ise, "İki yıldır ilerleyen iddianame sadece sanıkların birbirleri üzerinde yaptıkları ifadelerden ibaret. İlk ifade aldığımda müvekkilimin kurşun yüzünden geçmişti ve bu şekilde ifadesi alınmıştı. Bana zorla onun susma hakkını kullandırttılar. Ben de o ifadeyi imzalamak zorunda kaldım. Sadece beyanlar üzerinde iddianameler hazırlandı. Hepsi de aynı suçlardan ayrı ayrı yargılanıyor. Müvekkillerin en üst insani düzeyde yargılanmasını talep ediyorum" dedi.
Duruşmaya öğle arası verildi