‘Türkiye kadına yönelik şiddete karşı önlem almalı’

  • 14:30 15 Ekim 2018
  • Güncel
HABER MERKEZİ - Avrupa Konseyi uzmanları, Türkiye’den kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet konusunda daha etkili önlemler almasını istedi. 
 
Avrupa Konseyi bünyesinde hazırlanan, “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye ilişkin İstanbul Sözleşmesi”nin uygulanmasını denetlemekle sorumlu uzmanlar çalışma grubu, Türkiye ile ilgili hazırladığı raporu kamuoyuna açıkladı. “Kadına yönelik şiddet olaylarının sorumlularının cezasız kalmasının endişe verici olduğu” belirtilen raporda, kadına yönelik şiddet vakalarının etkin bir şekilde soruşturulduğu, kovuşturulduğu ve yaptırıma tabi tutulduğuna dair yeterli veri veya kanıt olmaması eleştirildi.
 
‘Kadınların yüzde 25’i çocuk yaşta evlendiriliyor’
 
Çocuk yaşta evlendirilmelerin yaygınlığına işaret eden 136 sayfalık raporda, Türkiye’de kadınların yüzde 25’inin 18 yaşına gelmeden evlendirildiğini ortaya koyuldu. Bu oranın kırsal kesimde yüzde 32’ye çıktığı uyarısı yapıldı. Rapor,  kadınların en az yüzde 27’sinin hayatları boyunca en az bir kere takip edilerek tacize uğradığının altı çizildi. Raporda, takip sonucu tacizin de yasalar önünde suç sayılması gerektiği vurgulandı.
 
‘Çocuk yaşta evlendirilme suç’
 
Raporun tavsiye bölümünde ise çocuk yaşta evlendirilmenin yasalar önünde suç sayılması, cinsel istismara maruz bırakılanların bunu yapanlarla evlendirilmesinin suç sayılarak önüne geçilmesi ve evliliğin bu suçu geçersiz bırakmasının da önüne geçilmesini istendi.
 
‘Koruyucu önlemler alınmalı’
 
Şiddete maruz bırakılan kadınların yeniden şiddete uğramalarının önüne geçebilmek için, bu kişileri daha iyi koruyabilecek önlemlerin alınması gerektiği kaydedilen raporda, bu kişilerin sistemli bir şekilde durumlarının ve karşılaştıkları risklerin değerlendirilmesine olanak sağlayacak soruşturmanın yapılarak, suçluların etkili bir şekilde cezalandırılması istendi.
 
Şikayetler zorlukla rapor ediliyor
 
Teşhir edilme, korku, ekonomik bağımlılık, intikam korkusu, okuma yazma bilmeme, dil sorunu ve kolluk kuvvetlerine güvensizlik gibi unsurlar yüzünden şikayetlerin etkili bir şekilde yapılamadığının ifade edildiği raporda, cinsel taciz ve cinsel saldırı şikayetlerinin zorlukla rapor edilebildiği kaydedildi.
 
 Cinsel saldırının, kadının “suçu” olduğu ve “ailenin namusunu kirlettiği” şeklindeki yanlış algılamaya dikkat çeken raporda, bu çarpıtılmış şiddet anlayışının cinsel saldırıya maruz bırakılanların yeniden cezalandırma ve yeniden şiddete uğrama riskiyle karşı karşıya bırakıldığı uyarısında bulunuldu.
 
‘Görevliler bilinçlendirilmeli
 
Yine raporun tavsiye bölümünde, şiddet uğrayan kadınların korunmasında etkisiz kalan, bu konuda müsamaha gösteren ve durumun ciddiyetini kavrayamayan devlet yetkililerinin görevlerini yerine getirmemeleri konusunda sorumlu tutulmaları istenirken, kolluk kuvvetleri ve diğer yargı görevlilerine konu ile ilgili daha fazla bilinçlendirilmeleri için eğitim programları ve klavuzlar hazırlanması istendi. Tavsiye bölümünde ayrıca, bağımsız kadın dernekleri üzerinde artan kısıtlayıcı koşulları ise alarm verici olarak nitelendirdi.
 
Raporda son olarak, yetkililerden kadına şiddete yönelik kurumsal bir yanıt verilmesi için ortadaki sorunları ve alınacak tedbirleri belirleme konusunda daha hızlı adım atmaları istendi.