
Avukat Sevinç Hacıoğulları: Kadına yönelik şiddete bir kez daha af getirecekler
- 09:55 1 Eylül 2018
- Güncel
ANKARA - Kadınların yaşamlarını sınırlayan ve denetleyen suçların af kapsamına alınmasının “cezasızlık” ve “daha fazla şiddet” anlamına geleceğini belirten Avukat Sevinç Hacıoğulları, “Kadına yönelik şiddete bir kez daha af getirecekler. Çözüm idam, af ve ceza artırımı değil. Öncelikle iktidarın politikaları değişmeli” dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), seçim vaatleri arasında yer alan af teklifini Meclis'e sunmaya hazırlanıyor. 8 maddeden oluşacağı belirtilen af teklifine ilişkin yasa tasarısının yeni yasama yılının başlamasıyla birlikte Meclis'e sunacağı açıklandı. Söz konusu tasarıda "Örgüte üye olmak", "Cinsel istismar”, "Çocuk kaçırıp kasten öldürmek" ile “Kadına yönelik şiddet ve ölüme sebebiyet verme” suçlamaları ile tutuklu bulunanların af kapsamı dışında tutulacağı belirtildi.
Avukat Sevinç Hocaoğulları, hem tasarıyı hem de tasarı ile birlikte AKP kulislerinde tekrar gündeme getirilen idam tartışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
'Çürüyen bir adalet mekanizması gerçekliği var'
İktidarın adli suçlulara dönük "kader mahkumları" şeklindeki tartışmalarını sürdürdüğünü belirten Sevinç, Türkiye'de ceza ve adalet sisteminde bir çürüme olduğunu kaydetti. Siyasi suçlardan dolayı tutuklu ya da hüküm giyenlerin tasarının dışında tutulmasına işaret eden Sevinç, "Toplamda çürüyen adalet mekanizması karşısında 'cezaevleri dolu boşaltalım' diyerek gerçekten belirli bir kesime af çıkarılması toplumsal barışın sağlanamayacağını gösteriyor. Gerek af gerekse idam tartışması ile kadına yönelik şiddet desteklenip pratiklerle hayata geçiriliyor. Her ne kadar kadın cinayetleri ve çocuk istismarı suçlularının af dışında tutulacağını söyleseler de gerçekte bu böyle olmayacaktır" dedi.
'Af kadına yönelik şiddeti daha da besleyecek'
Kadına yönelik şiddetin her geçen gün arttığının altını çizen Sevinç, tasarıyla birlikte bunun nasıl şekilleneceğini ise şöyle anlattı: "Her ne kadar kadın cinayetleri kapsam dışı bırakılacak dense de, kasten yaralama, tehdit suçu, hakaret suçu, huzur ve sükuneti bozma gibi kadınlara yönelik işlenen suçların bir aşaması da öldürmedir. Kadınların hayatlarını sınırlayan ve denetleyen suçların tamamı af kapsamı içerisinde ele alınacak. Bu durumla beraber kadına yönelik şiddet bir kez daha af ile cezasızlıkla sonuçlanıp, kadına yönelik şiddeti daha fazla besleyecek. Bugün elimizde somut bir taslak olmasa da MHP'nin yaptığı açıklamalarda anlaşıldığı üzere 'kadın cinayetlerini azaltacağız' denilse de kadına yönelik şiddete bir kez daha af getirecekler."
'MHP kadına yönelik şiddeti tartışacak bir parti değil'
Sevinç, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tekrar gündeme getirilen idam tartışmalarının çocuğa yönelik cinsel istismar tartışmalarıyla birlikte daha fazla boyut kazandığını söyledi. “Hiçbir koşulda kimseye yönelik idam cezası kabul edilecek bir durum değildir” diyen Sevinç, “Kadına yönelik şiddet vakalarında daha ağır cezalar olsun” denildiğinde bunun şiddeti ve çocuk istismarını önleyecek bir boyutunun olmadığını aktardı. Sevinç, “Bu çok tartışıldı ama MHP bugün ‘kadına yönelik şiddeti nasıl önlemeli’ diye tartışacak bir parti değil. Şiddeti bu kadar körükleyen erkek egemenliğini bu kadar körükleyen bir partinin kadına yönelik şiddeti ağzına alarak, kadın cinayetlerini ağzına alarak idam ve af tartışması yapması zaten samimiyetsizliğin bir diğer boyutunu gösteriyor" ifadelerini kullandı.
'Cezasızlık körükleniyor'
Kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarının idam ile çözülemeyeceğini belirten Sevinç, bunun yerine cezasızlık politikalarına son verilmesi gerektiğini vurguladı. Sevinç, "İdam cezası, kadına yönelik şiddet ve cinsel istismarda çözüm niteliği taşımıyor. Bugün ceza miktarları arttıkça mahkemelerin tavırlarının aslında ceza vermemek olduğunu, cezasızlığı körüklediğini görmüş oluyoruz. Çocuk istismarı suçlarında idam getirilmesi, çocukların veya ailelerin şikayetçi olmasının önüne geçebilir. Bugün Ensar Vakfı'nda ortaya çıkan istismardan sonra iktidarın olayın üstünü nasıl örtmeye çalıştığını hep beraber deneyimledik. Bugün kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarını önlemek istiyorsak öncelikle bu yasa bizlerden kadın örgütlerinden ve çocuk derneklerinden kaçırılarak yürütülecek bir tartışma değil" dedi.
' Kadınlar uzlaşmak zorunda bırakılıyor'
Denetimli serbestlik yasasına da değinen Sevinç, söz konusu yasanın genişletildiğine işaret ederek, bunun detaylarını şu şekilde anlattı: "Af kapsamında olduğu gibi kasten insan yaralamada, hakaret ve tehdit suçunda alt soy veya üst soy durumlarında uzlaşma durumuna gidiliyor. Kadınlar bugün şiddete maruz bırakıldıkları erkek veya yakınındakilerle uzlaşmak zorunda bırakılıyor. Baktığımız zaman ceza miktarı düşük diye bir tabir yok. Gerek kadın cinayetinde gerekse çocuk istismarında cezaların azlığında verilmeme gibi bir sorun yok. Ceza verilmemesi, verilen cezalarda indirim uygulanması, cezaların infazlarında cezaevine girmeme gibi bir tablo ile karşı karşıya kalıyoruz."
'Öncelikle cezasızlık politikasına son verilmeli’
Af ya da idam tartışmalarının bir çözüm getirmeyeceğini dile getiren Sevinç, "Bizim önümüze her ne kadar böyle sunulmuş olsa da bir cezasızlık politikasına bir son verilmesi gerekir. Kadına yönelik şiddeti besleyen toplumsal eşitsizliğe son verecek mekanizmaların devreye sokulması gerekiyor. 'Kadın erkekle eşittir diyemezsiniz' diyen iktidarın önce değişmesi gerekiyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nı devre dışı bırakanların değişmesi gerekir. Kadına yönelik şiddeti derinleştiren iktidar politikaların değişmesi gerekiyor. Bu politikaların yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. Çözüm idam, af ve ceza artırımı değildir" diye belirtti.