
İHD ve TİHV: Cumartesi Anneleri'nin eylemi engellenemez
- 13:36 31 Ağustos 2018
- Güncel
ANKARA - İHD ve TİHV, AKP hükümetinin, Cumartesi Anneleri'nin eylemini yasaklamasına ilişkin "Cumartesi Anneleri sadece Türkiye'nin değil tüm dünyanın yüz akı ve onurudur. Eylemleri hiçbir şekilde yasaklanamaz ve engellenemez" diyerek tepki gösterdi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Cumartesi Anneleri'nin 700'üncü hafta buluşmasına yönelik saldırı ve sonrasında AKP hükümeti tarafından eylemin yasaklandığı yönündeki açıklamalara ilişkin yazılı açıklama yaptı.
'Müdahale meşrulaştırılmaya çalışılıyor'
Açıklamada, Cumartesi Anneleri'ne dönük saldırı "utanç verici bir saldırı olarak" nitelenirken, "Şiddete maruz bırakılan, gözaltına alınan Cumartesi Anneleri'nden özür dilenip, sorumlular hakkında derhal soruşturma başlatılacağına, eleştirilere kulak tıkayan siyasal iktidarın her düzeyden temsilci ve sözcüsü tarafından anneleri değersizleştirip müdahaleyi savunan, meşrulaştırmaya çalışan açıklamalar yapılıyor" diye belirtildi.
'Her iki tutumunuz arasında çelişki var'
AKP Sözcüsü Ömer Çelik'in annelerin eyleminin yasaklandığı yönündeki sözlerine dikkat çekilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Gerekçede Cumartesi Anneleri'nin eylemi bazı gruplar tarafından araç haline getiriliyormuş. Evet, sayın sözcü, her iki tutumunuz arasında çelişki var, hem de bayağı yaman bir çelişki… Eğer ki 2011 yılında Dolmabahçe'de gerçekleşen söz konusu buluşmada başta Berfo Ana olmak üzere, Cumartesi Anneleri'ne verilen sözler tutulsaydı, konunun önem ve hassasiyetine uygun, o gün de bugün de aynı derecede acil olan adımlar atılsaydı, kararlar alınsaydı çelişki olmadığı iddiası bir inandırıcılık taşırdı."
'AİHM Türkiye'yi mahkum etmiştir'
Türkiye'de gözaltında zorla kaybedilen kişilere ait onlarca dosyanın cezasızlıkla sonuçlandığına ve bu dosyaların büyük bir bölümünün AKP iktidarı zamanında sonuçlandığının altı çizilen açıklamada, "AİHM, karara bağladığı çok sayıdaki dosyada devletin mutlak sorumluluğu olduğunu, kayıp iddialarını etkin, şeffaf ve bağımsız biçimde araştırmadığını, sorumluları açığa çıkarıp cezalandırmadığını, kayıp yakınlarının acılarını dindirecek telafi ve onarım süreçlerini işletmediğini belirterek Türkiye'yi mahkûm etmiştir" diye kaydedildi.
'Kayıpları bağımsız bir biçimde soruşturdunuz mu?'
Açıklamada, kayıpların akıbetinin açığa çıkarılması ve Cumartesi Anneleri'nin taleplerine dönük AKP hükümetine şu sorular yöneltildi: "Peki buna karşın, kesintisiz 16 yıldır iktidarda olan AKP hükümetleri, bilhassa da 2011 yılındaki sözü edilen buluşmadan bu yana ne yaptı? Kayıp iddialarını etkin, şeffaf ve bağımsız biçimde soruşturdu mu? Cezasızlık ile mücadele etti mi? Kayıp yakınlarının umutlarının mutlak biçimde yok eden zaman aşımı sorununun ortadan kaldırdı mı? İnsanlığa karşı suç olarak kabul dilen bu ağır insan hakları ihlalini önlemede çok önemli ve etkin bir enstrüman olan Birleşmiş Milletler'in kısaca 'Kayıplar Sözleşmesi' olarak bilinen 'Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşmesi'ni hiçbir çekince koymadan imzalayıp uygulamaya geçirdi mi?"
'Cumartesi Anneleri tüm dünyanın yüz akı ve onurudur'
Cumartesi Anneleri'nin Türkiye'nin en demokratik, şeffaf ve barışçıl eylemini gerçekleştirdiğinin vurgulandığı açıklamada, son olarak şöyle denildi: "Ağır ve ciddi bir hak ihlali olarak gözaltında zorla kaybetme insanlığın bir utancı, uygarlığımızın kara deliğidir. Bu nedenle hakikat ve adalet mücadelesi yürüten Cumartesi Anneleri sadece Türkiye'nin değil tüm dünyanın yüz akı ve onurudur. Taşıdığı değerler ve sahip olduğu doğası gereği eylemleri hiçbir şekilde yasaklanamaz ve engellenemez. İstedikleri her yerde, istedikleri her zaman hakikati dile getirirler, akıl ve vicdanlara seslenirler."