'Resmi barış sürecini beklemeden barış söylemini yükseltmek önemli'

  • 09:13 31 Ağustos 2018
  • Güncel
Habibe Eren
 
ANKARA - Türkiye'de barışın toplumsallaşamamasının birçok nedeni olduğunu söyleyen DEMOS Koordinatörü Güneş Daşlı, "Şu an bir müzakere gözükmüyor. Biliyoruz ki devlet tarafından çok daha uzak bir yerde. Tam tersi bir noktaya gitmiş durumda; ama bu resmi barış sürecini beklemeden milliyetçilik ve militarizm, nasıl toplumsal rollerimizi etkiliyor, değiştiriyor ve bunun toplumsal cinsiyet perspektifinden nasıl analizini yapabilirizi konuşmak önemli" dedi. 
 
Kadınların barış mücadelesinde Sırbistan, Kosova, Sri Lanka ve Suriye üzerinden dünya deneyimlerini kitaplaştıran en son Kolombiya'daki müzakere sürecine ilişkin saha çalışması yürüten ve raporlaştıran Demokrasi, Barış ve Alternatif Politikalar Araştırma Merkezi (DEMOS) Koordinatörü Güneş Daşlı, 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle Türkiye'de barışın nasıl toplumsallaşacağına dair değerlendirmelerde bulundu.
 
'En yakıcı örneğini Cumartesi Anneleri'nin eyleminde gördük'
 
1 Eylül'de barışı tekrar gündemleştirmenin önemli olduğunu söyleyen Güneş, Türkiye'de uzun süredir yaşanan çatışmalı süreç ile beraber savaşın yıkıcılığının daha da arttığını belirtti. Güneş, "Bunun en yakın örneğini Cumartesi Anneleri'nin gerçekleştirdiği eylemde gördük. Kayıpların aileleri hala yasını toplumsal olarak tutmaya çağırıyor bizi. Bu açıdan oldukça önemli" diye konuştu.
 
'Kolombiya'da Türkiye'den daha uzun bir çatışmalı süreç yaşandı'
 
Böylesi sor zamanlarda barışı dillendirmenin kolay olmadığını vurgulayan Güneş, en son Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC) ile müzakereye oturan Kolombiya hükümetine değindi. Güneş, Kolombiya'da Türkiye'den daha uzun bir çatışmalı sürecin yaşandığını ve aktörlerin daha karmaşık olduğunu ifade ederek, "Orada da esasında gördüğümüz şey, resmi bir barış sürecine dönmek,  o kadar da kolay olmuyor. Birçok deneyimin ardından gerçekleşebiliyor" dedi.
 
'Hafızamızda barışı konuşabiliyoruz'
 
Türkiye'de barış deneyiminin iki defa yaşandığını söyleyen Güneş, bu deneyimlerin eleştirilebilir birçok yönü olduğunu belirtti. Güneş, "Ancak şunu unutmamamız lazım. Hafızamızda barışı konuşabilmek ve müzakere masasının kurulabilir olduğunu biliyoruz. Burada tabiki pek çok eksiklikler vardı. Öncelikle bu eksiklikleri görüp, konuşmak bile barış mücadelesi için çok önemli" ifadelerini kullandı.
 
'Türkiye'de barış süreçlerinde refleks çok eksik'
 
Barışın Türkiye'de toplumsallaşamamasının birçok nedeni olduğunu vurgulayan Güneş, Türkiye'deki barış sürecinde yaşanan eksikleri ise şöyle özetledi: "Son iki süreç bizim için ciddi bir deneyim oldu.  Refleks olarak eksik kaldık. Bunda hızlıca çatışmalı sürece geçiyor olmamızın da etkisi olabilir. Özellikle sivil toplum diye çok geniş tanımlayabileceğimiz masada imzacı olacak iki taraf dışında toplumun buna hazırlanması ve dahil edilmesi noktasında oldukça eksik kaldık. Hem barış için çalışan kurumlar açısından hem de bu mücadeleyi yürüten örgütler açısından. Bu oldukça önemli. Resmi barış süreçlerine baktığımız zaman dünyadaki yaklaşım, liberal barış modelleri. Özellikle devletler ve uluslararası güçler liberal barış önerileri üzerinden geliyor. Çok kabaca ne olabiliyor: Bir,  batı demokrasisi.  Liberal piyasaya entegre ve devletin yeniden inşa süreci. Bu oldukça üsten bir yaklaşım oluyor. Bizim DEMOS olarak alternatif barış dediğimiz şey: Üstten bir barış hiçbir zaman kalıcı olmaz ve mağdurları ve toplumsal örgütleri dahil etmez. Tam tersi tabandan yürütülen barış inşa süreçlerine bakmak gerekir."
 
'Barış mücadelesi yürüten örgütlerin temasta olması gerekiyor'
 
Son süreçte baskı politikalarından kaynaklı "barış" adına yapılacak şeylerin azaldığına dikkat çeken Güneş, milliyetçilik ve militarizmin yükseltildiği dönemlerde barış mücadelesi yürütmenin zor olduğunu ifade etti. Güneş, "Ama yapılacak şeyler var. Kitlesel eylemler yapılamıyorsa bile, barış mücadelesi yürüten örgütlerin hâlâ temasta olması ve bir ağ oluşturabilmesi çok önemli. Türkiye'ye baktığımız zaman bu anlamda dağınık olduğunu görüyoruz. Barış ve demokrasi mücadelesi yürüten örgütlerin daha fazla bir araya gelmesi, daha örgütlü ve kendi gündemlerini ortaklaştırması önemli. Çoğu zaman aslında birbirine çok temas etmeyen ve görmeyen bir noktada olduğunu görebiliyoruz" diye belirtti. Barış mücadelesinde çok farklı ideolojilerin yer aldığını söyleyen Güneş, "Mağdur grupları var, anneler var. feminist örgütler var. Zaten bu savaşın etkilerini yoğun bir şekilde yaşayan Kürtler ve Kürt kadın hareketi var. Bütün farklı kesimlerin, farklılıkları da koruyarak bir araya gelip bu ağları devam ettirmesi önemli diye düşünüyorum" dedi.
 
'Resmi barış sürecini beklemeden 'barış' söylemini yükseltmek gerekiyor'
 
Türkiye'deki milliyetçi ve militarist yaklaşıma ve ataerkil sisteme karşı en fazla sesini çıkaran kesimin kadınlar olduğunun altını çizen Güneş, kadınların barış deneyimlerini ise şu sözlerle anlattı: "İki yıl içerisinde en kitlesel geçen eylemlerde, 8 Mart'ta kadınlar sokaktaydı. Bölgede de bu şekildeydi. Bu önemli ve kıymetli. Böyle durumlarda resmi barış sürecini beklemeden barış söylemini yükseltmek gerekiyor. Evet. Şu an bir müzakere gözükmüyor. Biliyoruz ki devlet tarafından çok daha uzak bir yerde. Tam tersi bir noktaya gitmiş durumda; ama bu resmi barış sürecini beklemeden milliyetçilik ve militarizmin aslında nasıl toplumsal rollerimizi etkiliyor, değiştiriyor ve bunun toplumsal cinsiyet perspektifinden nasıl analizini yapabilirizi konuşmak önemli. Çünkü militarizm günlük yaşamda da tüm ilişkilerimizi etkiliyor. Sadece toplumsal alanlara çıktığımızda ya da polisle karşılaştığımızda yaşamıyoruz. Her türlü kadın erkek ilişkisinde ya da pek çok kimlikle bağlı ilişkilerde militarizmi görüyoruz. Bunun sorgulanması gerekiyor. Türkiye bağlamında etnik sorunun çok yakıcı olduğunu düşünürsek bu önemlidir. Şu an ki sistem oldukça kutuplaştırmaya götüren, Türklük, Kürtlük üzerinden hatta şu an Suriyeli mülteciler üzerinden ırkçılık şu an topluma empoze ediliyor. Bununla mücadele edecek araçların kurulması önemli."
 
'Barışın toplumsallaşması tabandan gerçekleşebilir'
 
Barışın toplumsallaşmasının tabandan gerçekleşebileceğine işaret eden Güneş devamında şunları ekledi: "Üstten mekanizmalarla barışın toplumsallaşması oldukça zor. Tabandan derinlemesine bakıp oradaki bilgi ve deneyimi ortaya çıkarmak gerekiyor. Tüm mağdur grupların kadınların, LGBTİ+'ların farklı farklı azınlık gruplarının mücadelelerini görünür kılmak lazım; çünkü liberal barış modeline karşı inşa edilebilecek alternatif modeller ve önermeler çıkabiliyor. Kadınlar özelinde, kadınların birlikte yaşam ve toplumsal dönüşümü sağlayabilecek önerileri var. Feminist önerilere kulak kesilmek ve bunu görünür kılıp tartışabilmek, toplumsallaşabilmek için önemli. Tabi bu toplumsallaşmada belli araçlar gerekebiliyor. Bizde o yüzden olabildiğince farklı illerde Kolombiya raporunu tartışmayı önemli buluyoruz. Mümkün olduğunca da tabandan örgütlerle tartışmayı ve Türkiye'ye nasıl dersler çıkarılabilir. Bu deneyimleri nasıl kendi deneyimlerimize katıp güçlendirebiliriz? Görmek istiyoruz."
 
'Savaştan en fazla kadınlar etkileniyor'
 
Dünya deneyimlerine bakıldığında savaş süreçlerinde en fazla kadınların etkilendiğini söyleyen Güneş, Türkiye'de var olan mültecilik durumunun da en fazla kadınları etkilediğini belirtti. Suriyeli mülteci kadınlarla çalışan kadın örgütlerinin, kadınların karşılaştığı ayrımcılık ve ırkçılık ile mücadele edip kadınlarla dayanışma gösterdiğini aktaran Güneş, "Dolayısıyla mültecilik üzerine de çalışmak savaş politikalarına karşı gelmek için" diye ekledi. 
 
'Tıkandığımız noktalarda dünya deneyimlerine bakabiliriz'
 
En son başarılı bir örnek olarak ele aldıkları ancak eleştirilerin de olduğu Kolombiya barış sürecini incelediklerini hatırlatan Güneş, Kolombiya'da hakikat komisyonlarının oluşturulduğuna dikkat çekti. Zor süreçlerde dünya deneyimlerinde barış süreçlerini tartışmanın önemli olduğunu kaydeden Güneş, "Tıkandığımız ve artık araç bulamadığımız noktalarda dünyanın pek çok yerinde farklı kadınların bulduğu yöntemler ve mekanizmalar var. Kadınlar barış süreçlerine özne olarak nasıl dahil olmuşlara bakmak bizi de güçlendirecektir" şeklinde konuştu.
 
İstanbul ve Diyarbakır'da toplantı 
 
Kolombiya barış sürecinde ortaya çıkan saha raporunu 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında İstanbul'da basın toplantısı ile paylaşacaklarını söyleyen Güneş, 5 Nisan'da da Diyarbakır'da olacaklarını belirtti.