Kadınlar, çocuk haklarını esas alan politika üretilmesini istedi
- 21:50 4 Temmuz 2018
- Güncel
İSTANBUL- Kadın Meclisleri, çocuk istismarının insanlık dışı ceza yöntemleriyle durdurulamayacağını, mevcut yasaların düzgün işletilmesi gerektiğini vurguladı. Kadınlar, mevcut sorunların üstünün örtülmemesini, kadın ve çocuk bakanlıkları kurularak çocuk haklarını esas alan politikaların geliştirilmesini istedi.
İstanbul Kadın Meclisleri, çocuklara yönelik cinsel suçlara dikkat çekmek amacıyla Beşiktaş Meydanı'nda basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya Kadın Meclisleri üyelerinin yanı sıra Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kadın Kolları ve çok sayıda kadın katıldı. "Asla yalnız yürümeyeceksin", "Eylül Leyla son olsun, çocuklar yaşasın, gülsün", "Kadınlar durmayacak, istismarı durduracak", "Kadınlar yaşasın çocuklar gülsün" sloganları atılırken, yine aynı sloganların yer aldığı pankartlar taşındı. Açıklamada ilk olarak konuşan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav, bu eylemi "Çocuklar yaşasın" sloganı ile yaptıklarını kaydederek, "Bir halkın çocuklar yaşasın diye bir talebi dile getirmek zorunda kalmış olması bile aslında çok acı vericidir" dedi.
'Talebimiz yetkililerin utanması gereken bir konudur'
Bu taleplerinin yetkililer açısından "utanç verici" bir konu olduğunu dile getiren Gülsüm, yaşanan çocuk katliamlarına değindi. Gülsüm, "Dün birçok kronik hastalığı olan çocuktan bir talep geldi. Şunu demek istiyorum. Çocuklar çok farklı biçimlerde örseleniyor ve hakları gasp ediliyor bu memlekette. O yüzden çıkıp da yetkililer istediği kadar 'kayıp olabilir' desin. Kayıp olamaz. Kayıp olduysa eğer sağ bulunması diye bir şey var. Başka memleketlerde bu oluyor. Biz Leyla'yı ararken, Tayland’da mağarada çocuklar sapsağlam bulunabildiler. Bunu bile bir hakkı isteyecek hale getirmeleri bir utançtır. Utanmaları gereken bir durumdur. Bir halk daha ne isteyebilir ki. Çocuklarının yaşamasını istiyor. Bundan daha doğal ne olabilir. Ve bunun yolu var. Kimse bize cinsel istismar ve kadına yönelik suçlardan bahsettiğimizde, kadın cinayetleri doğal bir afet olarak bakmasın. Hepsinin çözümü var. Burada tek önemli olan meselelerin üstünün örtülmesidir. İlk sorunumuz bu" şeklinde konuştu.
'Hükümetin kadın örgütlerine tahammülü yok'
Ardından konuşan CHP Beşiktaş Kadın Kolları Başkanı Ferhunde Şirin, Eylül ve Leyla'yı katledenlerin hak ettiği cezayı almadıkları için bu olayların artarak devam ettiğini vurguladı. Çocuk katliamı ve istismarları ile ilgili verilen önergeleri reddeden hükümetin kadın örgütlerine de tahammülü olmadığını kaydeden Ferhunde, "Oysa biliyorlar ki, en olumsuz şartlar altında bile kadın hareketi mühürlenemez. Kadınlarımıza, çocuklarımıza ce cumhuriyet değerlerimize sonuna kadar sahip çıkacağız. Biz kadınlar olarak kadına ve çocuğa yönelik her türlü taciz ve tecavüze karşı örgütlü mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.
'Çocukları korumak toplumun sorumluluğu'
İlerici Kadınlar Derneği adına söz alan Yaşar Saltürk, her gün çocuğa yönelik şiddet haberiyle uyandıklarını belirtti. Çocukları her türlü istismardan korumanın toplumun sorumluluğu olduğunu kaydeden Yaşar, "Derhal ilgili önlemlerin alınması sağlamalıyız. Çocuk cinayetlerine son verilene kadar mücadelemizi sürdürmeliyiz" ifadesini kullandı.
'Başka Eylüllere, Leylalara kıyılmasın'
Kadın Muhtar Derneği adına konuşan Halime Tokkanlı da yaşananlara tepkisini şöyle dile getirdi: "Çocukların kaybolması, kaçırılması, tacize, tecavüze uğraması, canice yaşamdan koparılması her boyutuyla irdelenmeli, araştırılmalıdır. Çocuklara yönelik cinsel istismarın araştırılması yasasının reddedilmesi ve önlenmesi önergesinin reddedilmesinin aklımızın almadığını, konunun tekrar meclis gündemine gelmesi gerektiğini, halkımızın ve ülkeyi yönetenlerin dikkatlerine sunar, bu toprakların seçilmiş kişileri mülki amirleri olarak konunun takipçisi olacağımızı yineliyoruz. '6 yaşındaki çocuk evlenebilir' ifadesinin ifade özgürlüğü sayılmasını, 'annende olsa diz kapağının üstünde tahrik eder', 'genç kayınvalide şehvet uyandırır' gibi içinde çocuk ve anne kelimelerin yan yana olmaması gereken çirkinlikteki cümlelerin ekranlarda pervasızca sarf edilmesi ve bu benzer durumların normalleştirilmeye çalışılması bugün yaşadıklarımızın kapısını aralamıştır. Denetleme sistemi devreye girmeli. Televizyonlarda pedagog ya da çocuk gelişimi uzmanı olmayan kişilerin görüş beyan etmesinin önüne geçilmelidir. Başka Eylüllere, başka Leylalara kıyılmasın."
Son olarak söz alan Kadın Meclisleri üyesi Fidan Ataselim ise konuya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: "Leyla ve Eylül kardeşlerimizin ardından bir infial yaşanıyor. Bu öfkeyi anlamakla birlikte herkes çözüm olarak ne yazık ki idam ve hadım diye çözüm olarak bunu sunuyor. Bugün burada arkadaşlarımız konuştular, demek ki neymiş çözüm idam değilmiş. Hepimizin, bu toplumun çocuk istismarını durdurmakla ilgili çokça fikri varmış demek ki. Ama ne yapmaya çalışılıyor, sanki bu toplumun aklı yok, biz kadınların yürütebileceği bir fikri yok, çözüm nedir, idam deniliyor."
'Toplumun duyguları istismar ediliyor'
Fidan, çocuk istismarını durdurmakla ilgili yapılacak olan en radikal şeyin siyasi irade gösterip derhal somut adımların atılması ve sürekli bütünlüklü bir politika yürütmek olduğunu belirtti. "Toplumun duygularını kullanarak idamı çözüm olarak sunmakla çocuk istismarını durduramazsınız" diyen Fidan, idamın gerçek sorunun üstünü örtmek anlamına geldiğini ifade etti. Her çocuk katliamının ardından hükümet yetkililerinin kameralar karşısına çıkarak gözyaşı döktüğünü söyleyen Fidan, "Şu soru sorulmaz mı toplum tarafından, bütün yetki sende bütün imkan sende bütün bakanlıklar sende ne duruyorsun. Bunun önünde bir engel varsa biz kadınlar olarak fikirlerimizle iradelerimizle açmaya hazırız. Ama bir engel olduğunu sanmıyorum. Engel sizin politikalarınızdır. Engel kadın hareketinin ortaya çıkardığı çözüm önerilerini görmezden gelmeye çalışmaktır. Bu suç oluşmadan önce önlenmesi için bir şey yapmayıp sonuçlarıyla toplumu karşı karşıya bırakmak ve toplumun öfkesi karşısında idam gelmeli demek kolaya kaçmaktan başka bir şey değildir. Toplumun duygularını istismar etmektir" dedi.
Fidan son olarak da çocukların korunmasının ve istismarı durdurmanın yollarını şu şekilde açıkladı:
“*Evrensel bütün haklarımız korunmalı. Çocuk Hakları Sözleşmesi, İstanbul Sözleşmesi tam olarak uygulanmalıdır.
*Devlet görevini yapmalı; bakanlıkların koordinasyonunda hazırlanan Çocuk Koruma Hizmetlerinde Koordinasyon Strateji Belgesi uygulanmalıdır.
*Failleri korumaya çalışan uygulamalara, cezasızlığa son verilmeli, indirim uygulanmamalıdır.
*Hadım, idam insan haklarına aykırıdır. Mevcut cezalar uygulanmazken, inan haklarına aykırı yöntemlere başvurmak sorunun üstünü örtecektir.
*Kadınlar ve çocuklar için iki ayrı bakanlık kurulmalıdır. Çocuk haklarını esas alan politika geliştirilmeli, çocuklar cinsiyeti dolayısıyla ayrıştırılmamalıdır.”