'İktidar çocuk kayıplarını siyasi emelleri için kullanıyor'

  • 15:23 4 Temmuz 2018
  • Güncel
İZMİR -Türkiye'de son 10 yılda çocuk istismar vakalarının yüzde 700 arttığını belirten  İHD İzmir Şubesi, çocuk kayıplarının siyasi emeller için kullanıldığını vurguladı. 
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi son günlerde yaşanan cinsel istismar ve çocuk katliamlarına dikkat çekmek amacıyla basın toplantısı düzenledi. Şube binasında düzenlenen basın toplantısında açıklama, İHD İzmir Şube Başkanı avukat Zafer İncin tarafından yapıldı, Son günlerde Türkiye'de yaşanan çocuk kayıpları ve katliamların ülke gündeminin başat konularından olduğu belirtilen açıklamada, Türkiye'nin de imzacısı olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne işaret edildi.  
 
Çocuk istismarı vakaları yüzde 700 arttı!
 
Açıklamada, Türkiye'de çocukların yaşam hakkının tehdit altında olduğuna dikkat çekilerek, son 10 yılda 482 bin 908 kız çocuğunun devletin izniyle evlendirildiği, son 6 yılda 142 bin 298 çocuğun anne olduğu ve bu çocukların büyük kısmının dini nikâh ile evlendirildiği bilgisi paylaşıldı. Ayrıca Türkiye'de 10 yılda çocuk istismarı vakalarının yüzde 700 arttığı, cinsel istismarın ise sadece yüzde 5'inin ortaya çıktığı belirtildi.
 
Adalet Bakanlığı'nın, Ekim 2017 tarihli tutuklu ve hükümlü istatistiklerindeki bilgilere yer verilen açıklamada, bin 3'ü hükümlü, bin 825'i tutuklu olmak üzere 2 bin 828 çocuğun cezaevinde olduğu, 0-6 yaş aralığındaki 529 çocuğun ise anneleriyle birlikte cezaevinde yaşamak zorunda kaldığı belirtildi. 
 
'İnsan hakları savunucuları çağdışı cezalandırma yöntemlerine karşı'
 
İktidarın son çocuk kayıpları ve hazin sonucunu gerekçe göstererek kendi siyasi emelleri için kullandığı belirtilen açıklamada, Ağrı ve Ankara'da Leyla ile Eylül'ün kaçırılıp katledilmelerinin toplumda çocuk katliamlarına karşı bir tepki oluşmasına neden olduğu kaydedildi. Bir kısım siyasi çevrelerin  "idam", "hadım" gibi cezaları gündeme getirerek kendi siyasi hesaplarının gerekçesi yapma çabası içinde olduğu ifade edilen açıklamada, insan hakları savunucularının başta idam cezası olmak üzere insan onurunu zedeleyen çağ dışı cezalandırma yöntemlerine karşı olduğu yinelendi.