
HDP Kadın Meclisi: Daimi bir 'Çocuk Hakları Komisyonu' kurulmalı
- 12:25 4 Temmuz 2018
- Güncel
HABER MERKEZİ - HDP Kadın Meclisi, uluslararası sözleşmelere uygun olarak Çocuk Hakları Bakanlığı'nın kurulması gerektiğini belirterek, "OHAL rejimi ile kapatılan kadın ve çocuk kurumlarının üyeleri ile bir araya gelinerek görüş ve önerileriniz alınmalı, tüm siyasi partilerin eşit katılımıyla daimi bir 'Çocuk Hakları Komisyonu' derhal hayata geçirilmelidir" dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, 15 Haziran günü Ağrı'da, 22 Haziran günü ise Ankara'da kaybolan çocukların cenazelerinin bulunmasına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, koruyucu tedbirler alınmadığından çocukların kaybolması ve katledilmelerinin önüne geçilemediği belirtildi.
'Koruyucu ve önleyici tedbirler hayata geçirilmedi'
Açıklamada, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye'de kayıp çocuk vakalarının 8 yılda 100 bini aştığı, sadece 2008-2016 yılları arasında bile 16 ülkenin nüfusundan fazla çocuğun kaybolduğuna dikkat çekilerek, bunlara karşı önleyici ve koruyucu tedbirlerin AKP Hükümeti tarafından hayata geçirilmediği vurgulandı.
'Çocuğa yönelik cinsel istismar meşrulaştırıldı'
Açıklamanın devamında Diyanet İşleri Başkanlığı'nın çocuk istismarını meşrulaştıran söylemleri hatırlatılarak, "Bunlar istisna değil AKP'nin yaratmak istediği kadın düşmanı, cinsiyetçi bir neslin oluşturulma çabalarıdır aynı zamanda" denildi. Dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın "Bunlar tecavüzcü değil, bunlar cinsel istismar suçunu işlemiş kişiler değil, tamamen ailelerin ve 'küçüğün rızası' ile de yapılmış işler" sözlerinin de anımsatıldığı açıklamada, Bekir Bozdağ'ın bu söylemiyle 12 yaşındaki çocuklara yönelik istismarı meşrulaştırdığı kaydedildi.
'Kayıp çocukların akıbeti endişe yaratıyor'
Kayıp çocukların akıbetinin toplum içerisinde yarattığı endişeye işaret edilen açıklamada, "AKP'nin 'küçüğün rızası' gibi Türkiye'nin taraf olduğu her türlü uluslararası çocuk hakları sözleşmesini hiçe sayan bir cümleyi hukuka uygun hale getirmeye çalışması da tüm bu yaşanılan çocuk ihmali, istismarı ve ölümlerinden bağımsız düşünülemez" diye belirtildi.
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
"İşte AKP'nin çocuk düşmanı, kadın düşmanı bu gerici anlayışı çocuklarımızın korunması önünde en büyük engel olarak karşımızda durmaktadır. Bu anlayış devam ederken yine aynı kişi, aynı anlayış ile kayıp çocuklar Leyla ve Eylül için televizyon ekranlarına çıkıp 'Kimyasal hadım düzenlemesini yeni dönemde devreye sokacağız' diyerek Meclis'te verdiğimiz ve kendilerinin reddettiği çocuk istismarının önlenmesi amacıyla Araştırma Önergesi'ni ve hazırladığımız Çocuk Hakları Bakanlığı'nın kurulması hakkındaki Kanun Teklifimizi kamuoyuna unutturmaya ve çocuklara yönelik istismarı, şiddeti görünmez kılmaya çalışmaktadır.
Hadım cezası suçu basitleştirmektir
Oysa bilinmelidir ki cinsel istismarı 'hadım' üzerinden cezalandırmak, her istismarcıyı pedofili olarak göstermek, suçu basitleştirmektir. Her istismarcı 'pedofilidir' demek, istismarı bir hastalık olarak görmek veya göstermeye çalışmak, bu suça neden olan sosyokültürel birçok etkeni göz ardı etmektir. Zira cinsel istismar eyleminde bulunan failin hastalığı değil suçudur. Faillerin suçu işlemesinin nedeni cinsel dürtüleri değil aksine şiddet eğilimleri ve kadına yönelik bakış açılarıdır.
AKP'nin çocuk hakları karnesi ortada
Çocuğa yönelik cinsel istismar toplumsal bir mesele olarak ele alınması gerekir. 'Hadım' cezası suçu toplumsal kaynaklarından ayırarak, tartışmaya, suçu bireyselleştirmeye ve cinsel şiddeti hastalık haline getirmeye neden olacaktır. Bu anlamda AKP'nin Leyla ve Eylül üzerinden 16 yıldır dayattığı kadın düşmanı, çocuk düşmanı politikaları aklama çabası gözlerden kaçmamıştır. OHAL döneminde sayısı 54 olan kadın kurumunun kapatılması yine çocuk hakları alanında çalışmalar sürdüren bir kurumun kapatılması AKP'nin ısrarla yürüttüğü OHAL rejiminin sonucudur. Çocuk haklarını savunmak, çocukları her türlü istismar ve şiddetten korumak ancak parlamento çatısı altında daimi bir 'Çocuk Hakları Komisyonu' ve Çocuk Hakları Bakanlığı'nın kurulması ile mümkündür. AKP'nin samimiyeti çocuk hakları karnesi ile gün gibi ortadadır.
Kadın ve çocuk kurumları bir araya gelmeli
Çocuk Hakları Sözleşmesi, Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi ve İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere uluslararası sözleşmelere uygun olarak bir Çocuk Hakları Bakanlığı kurulmalı ve OHAL rejimi ile kapatılan kadın ve çocuk kurumlarının üyeleri ile bir araya gelinerek görüş ve önerileriniz alınmalı, tüm siyasi partilerin eşit katılımıyla daimi bir 'Çocuk Hakları Komisyonu' derhal hayata geçirilmelidir. Çocuğa yönelik şiddet ve istismarı siyaset üstü bir sorun olarak ele almak ve tüm toplumsal kesimleri kapsayacak biçimde çözüm üretmek için derhal harekete geçilmesi gerektiğini vurguluyoruz."