
'Türkiye'de kayıt dışı ekonomi mülteci çocuk ve kadınlar üzerinden dönüyor'
- 09:08 1 Temmuz 2018
- Güncel
İSTANBUL - Türkiye’de kayıt dışı ekonominin mülteci çocuk ve kadınlar üzerinden döndüğünü belirten sosyolog Berfin Azdal, devletin bu çalışma alanlarını özellikle denetimsiz olarak bıraktığı görüşünde. Berfin, İstanbul’da yüzlerce çocuk ve kadının iş yerlerinde cinsel tacize maruz bırakıldığını da söyledi.
Suriye’de yaşanan iç savaş sonrası Türkiye’ye göç etmek zorunda bırakılan mültecilerin sayısı 4 milyona ulaşmış durumda. Uzun zamandır mülteci hakları üzerine çalışan Sosyolog Berfin Azdal, mülteci çocuk ve kadınların sorunlarına dair bilgi verdi.
Mülteci çocuklara yönelik hak ihlalinin başında Cenevre Anlaşması’na uyulmaması geldiğini belirten Berfin, bunun sadece AKP döneminde yaşanmadığını ancak AKP döneminde mülteci sayısının artması ile hak ihlallerinin de arttığını vurguladı. Berfin, “En nihayetinde Türkiye’de yaşayan 4 milyon mülteciden söz ediyoruz. Dolayısı ile geçici koruma kanununun bir an önce değiştirilmesi gerekiyor ki mülteci çocuklara yönelik hak ihlalleri biraz azalsın. 2011’den beri Türkiye’de yaşayan 4 milyon mülteciye ‘geçiciler zaten gidecekler’ diye yaklaşamayız” dedi.
‘Mülteciler ancak şartlar düzeldiğinde ülkelerine dönebilir’
“Tabi ki Suriye’de ya da Ortadoğu’da savaş bittiğinde, şartlar düzeldiğinde mülteciler ülkelerine dönebilmeli” diyen Berfin, “İstanbul Göç İdaresi Müdürlüğü Ocak 2018 itibari ile geçici koruma ve uluslararası koruma başvurularını durdurdu. Bir mülteci olarak sizin bu kaydınız yoksa siz de neredeyse yoksunuz. Çünkü bu sizin eğitime sağlığa erişim hakkınızı engelliyor. Çocuklara yönelik de yaşam hakkı ihlali ortaya çıkıyor” diye konuştu.
'Aynı bebeği cami önünde bulsalar bakacaklar'
Örnek olarak da Ortadoğu’dan gelen bir kadının başına gelenleri anlatan Berfin, “Cinsel taciz neticesinde ortaya çıkan bir hamilelik sonucu olan bir bebek vardı. Anne bebeğe bakacak durumda değildi. Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ne başvuru yapıldı ancak oradan da ‘Bu bebeğe bakamayız’ yanıtı geldi. Aynı bebeği cami önünde bulsalar bakacaklardı. Yasal olarak böyle bir durum var. Bu yalnızca benim karşılaştığım bir cevap değil, hastanelerde çalışan sosyal hizmetler uzmanının duyduğu cevaptır. Yasa bu hakkı vermediği için devlet memurlarından böyle yanıtları duymak da olağanlaşıyor” diye konuştu.
En önemli sorunlarından başında eğitim geliyor
Türkiye’de mülteci çocukların en önemli sorunlarından birinin de eğitim olduğunu kaydeden Berfin, çocukların kimlik kartı olmadığı için eğitim hizmetlerinden de yararlanamadığını aktardı. Berfin, mülteci çocuklara okula gittiklerinde de anadillerinde eğitim verilmediğini bu nedenle de bu durumdan çok zarar gördüklerini vurgulayarak, “Bir çocuk geldiği ülkede ilkokul 3’üncü sınıfa gidiyor diyelim ancak Türkiye’de onu 1’inci sınıftan başlatıyorlar. Bu sefer gelişim açısından ciddi sorunlar yaşanıyor. Ana dilde eğitim yapılmadığı için çocuklar Kürt çocukları gibi başka bir hak ihlaline daha maruz bırakılıyor” dedi.
‘Basına yansıyınca sorun çözülüyor’
Sağlığa erişimin kısıtlanmasına dair de konuşan Berfin, “Kimlik kartı olmayan çocuklar hastanelerde tedavi edilmiyor” dedi. Bu durumu ırkçılık olarak değerlendiren Berfin, tedavi edilmeyen çocukların durumunun basına yansıyınca sorunun ancak çözüldüğüne dikkat çekti.
‘Kayıt dışı ekonomi mülteci çocuk ve kadınlar üzerinden dönüyor’
Türkiye’de mülteciler ve kayıt dışı ekonominin durumuna ilişkin de bilgi veren Berfin, kayıt dışı ekonominin mülteci çocuk ve kadınlar üzerinden döndüğünü, özellikle İstanbul’da merdiven altı tekstil atölyelerinde çocukların günde 10-12 saate yakın çalıştırıldığını belirtti. Berfin, “AKP hükümeti çocuk işçiliğine dair eylem planı hazırlasa da bu uygulamaya yansımış durumda değil. Bu konudaki iş cinayetlerinin hukuka yansıması da olmuyor. Bu alan denetimsiz alanlar olduğu için çocuklara yönelik cinsel istismar vakaları da yansımıyor. Devlet bu alanları özel olarak denetimsizliğe açık hale getiriyor diye düşünüyorum” diye konuştu.