Zilan Kadın Festivali başladı

  • 14:17 23 Haziran 2018
  • Güncel
HABER MERKEZİ-Zilan Kadın Festivali’nin 14’üncüsü Almanya’nın Dortmund kentinde başladı. 
 
Dersim’de yaşamını yitiren Zeynep Kınacı (Zilan) anısına geleneksel olarak her yıl yapılan Zilan Kadın Festivali’nin 14’üncüsü bu yıl Almanya’nın Dortmund kentinde gerçekleştiriliyor. Festival, “Parastina Efrînê Parastina Şoreşa Jinê ye” sloganıyla Avesta Xabur ve Barin Kobanê’ye adanıyor.
 
Festival, Jineoloji Komitesi'nin hazırladığı “Kadına Karşı Şiddet ile Mücadele” paneliyle start aldı. Panelde yapılan konuşmalarda, şiddetin, 5 bin yıllık erkek egemen sisteminin bir ürünü olduğu, buna karşı Rojava’daki kadın devriminin çözüm olacağı vurgulandı. Yoğun bir ilginin olduğu panelde, konuşmacılar, ataerkil bir kültür olduğundan dolayı soyadlarını kullanmadı. Moderatörlüğünü Meryem’in yaptığı panele, Jineoloji Komitesinden Nilgün, Hamburg’dan Birlik Mücadele Platformdan Hanna ve Ela katılarak, birer sunum yaptı.
 
'Kadınlar bütün dünyaya umut olmaya devam ediyor'
 
Panelin açılış konuşmasını yapan, eski Büro Emekçileri Sendikası (BES) Sekreteri Meryem, dünyanın birçok yerinde kadınların kimliklerinden dolayı şiddete karşı karşıya kaldıklarını belirterek, "Buna karşı Rojava’da büyük bir mücadele var. Kadınlar bir devrim yürütüyor. Başta Türk devleti olmak üzere bütün egemenlerin baskısı sürmesine rağmen kadınlar bütün dünya için bir umut olmaya devam ediyor” dedi.
 
'Bu sistemde eşitlik ve demokrasi yok'
 
Hamburg’dan Birlik Mücadele Platformu adına konuşan Hanna ise "Kapitalist sistem kadının bütün özgürlüklerini elinden almış, köleleştirmeye çalışıyor. Kadına hiçbir şekilde fırsat vermiyor. Bu sistemde her koşulda eziliyor ve yok sayılıyor. Hiçbir şekilde eşitlik, demokrasi yoktur” dedi. 
 
Ela da konuşmasında, erkek sistemin kadını köle olarak gördüğünü dile getirerek, “Bunun için her şey yapılıyor. Bu, batı mantığında da kendini gösteriyor. Bunun yanında, özellikle, yapılan cinayetlerde yapılan soruşturmalarda daha çok erkek zihniyetinin üzerine durmamız gerekirken, bu, yabancılara ve uluslara bağlanıyor. Burada erkek egemenlik zihniyetinin yanında ırkçılık da öne çıkıyor” diye konuştu.