DİYARBAKIR - Bir resim çizdi dün Amed. Zulme, katliamlara, soykırıma, yok sayılmaya, inkara karşı isyana duran yüz binlerim resmini. 12 Eylül karanlığa karşı Amed zindanlarında aydınlık olan Mazlum öğretisini kendine rehber edinmiş yüz binler, 25 Haziran sabahında halkların Kürtler öncülüğünde yeni bir zamana uyanacakların müjdeledi.

 

HDP Amed il binası 2 aydır hummalı, yoğun ve stresli zamanlara tanıklık etti. O binaya her girdiğimde bu binanın dili olsa da yaşadıklarını bir bir anlatsa diye çokça düşünmüşümdür.  Seçim çalışmalarının başladığı günden bu yana neredeyse her gün gittiğim o binada çalışanların yüzündeki kaygılar, soru işaretleri, belirsizlik hatta denebilir ki korkuların yerini daha dingin, kendinden emin ve artık finale doğru gitmenin vermiş olduğu rahatlık gözü çarpıyordu.

 

Daha seçim çalışmalarının başındayken soru sorduğumuz her partili ve çalışan kaygılı olduklarını, barajı altında kalabileceklerini ifade ederek durumlarını “bıçak sırtı” olarak tanımlıyordu. “Bazıları ise bizim baraj sorunumuz yok.  Baraj altına bırakılma sorunumuz” var diyerek durumu tanımlıyordu.

Fakat 20 Haziran miting sabahı gittiğim Amed il binasında tüm bu iki aylık kaygıdan eser kalmamıştı. Herkes akşam yapılacak miting için son hazırlıklarını yapıyordu. Kimi büyük miting için konuşmasını hazırlıyor. Kimi konuşmasının son halini gözden geçiriyor. Kimleri ise konuşmasının son halini gür sesle sanki yüzbinlere okuyacakmış gibi prova yaparak heyecanını atmaya çalışıyordu. Kimi konukların listesini hazırlıyor, kimi miting alanı için diğer hazırlıklarını yapıyordu.

 

Kürtlerin kıblesi

 

Binadan çıktığımda anons araçları halkı akşam ki mitinge davet etmek için Amed’in mahallerine doğru yol almaya başlamıştı bile. Ofis’e vardığımızda sabahın erken saatlerinde başladığı belli olan miting alan çalışması ve sahne hazırlığıydı. Sadece parti çalışanları değil polisler de hazırlıklarını yapmışlardı. Mitinge giden alanı 3 büyük TOMA ile kapatılmış, sadece HDP için geçerli olan baraj gibi her tarafı bariyerlerle örülmüştü. 

Amed tarihten günümüze tarihi ve kültürel açıdan medeniyetlere beşiklik etmesiyle birlikte adeta politik olarak da Kürtlerin kıblesi niteliğindedir. Amed’in alacağı politik tutum Kürtlerin yönünü de tayin eder. Bu açıdan 20 Haziran’daki mitingden önce sadece Kürtlerin değil Türklerin de gözü ve kulağı Amed’deydi.

 

Amed erkek egemen aklın barajlarını yıktı 

 

Amedliler yine başkent misyonunu yerine getirerek, dosta ve düşmana 7’den 70’ine direniş mesajını vererek, faşizme geçit vermeyeceklerini ispatladı.

 Evet, her mitingde olduğu gibi bu mitingde de geleneği bozmayan kadınlar ve gençler alanları hınca hınç doldurarak, adeta sel olup erkek egemen aklın barajlarını yıktılar. Genç kadınlar prestij otelin önünde oluşturdukları kortejle,  “Değiştireceğiz” pankart taşıdı. Hemen yanlarında tarihsel müttefikleri olan genç erkekler de başka bir kortejde yerlerini alarak ortak sloganlarla yürüyüşe geçtiler. “ Be Serok jiyan nabe, “Direne direne kazanacağız”, “Jin jiyan azadi”, Biji Serok Apo” ortak sloganları olarak ön plana çıktı ve miting boyunca da bu sloganlar herkesin ortak hafızası olarak meydanda yankılandı.

 

'O çaput sizin beyninizde'

 

Arama noktalarında klasik devlet aklı kendisini  “güvenlik” adı altında yeniden tekrar etti. Kadınların üstü “ ince aramalarla” adeta taciz edercesine arandı. Buna itiraz eden kadınlardan biri, “Biz üstümüzde alana ne getirebiliriz?” diye sorunca bir kadın polis, “Çaput” diye cevap verdi. Yaşlı bir Ana da tam o sırada yaşananlara kulak misafiri olmuş olacak ki, “O çaput sizin ve Reisinizin beyninde” cevabını hiç tereddüt etmeden yapıştırdı.

 

'Tu ji diçi zulüm kâr, daviya te ji hat'

 

Yine başka bir Ana da Tayyip Erdoğan’uın billboardlardaki resmine bakıp, öfkeyle , “Tu ji diçi zulüm kâr, daviya te ji hat” diyerek sanki 24 Haziran seçimin sonucunu bir bilge edası ile muştular gibiydi.

 

Kadınlar, 'Jin jiyan azadi' sloganlarıyla karşılandı 

 

Alana girişte, “ Faşizmi kadınlar yıkacak”, Jin jiyan azadi” pankartları mitinge gelenleri karşıladı. Lolipoplar ile renk cümbüşüne dönen alanda “Faşizmi kadınlar yıkacak”, “Jin jiyan azadi”, “Eşitlik ve özgürlükte adresimiz HDP”, “Kadınların oyu kadın bakanlığına”, “Kadın inkarına karşı kadın adalet divanı”, “Tek adam rejimine karşı geliyorum”, “Denge jinan azadiyê re”, “Faşizme geçit yok”, “Kadınların oyu barışa” yazılı lolipoplar, HDP’nin kadınlara yönelik projelerini ve mücadele kararlılığının ifadesi olarak algılandı.

 

'Genç başladık, genç başaracağız'

 

İstasyon, nam-ı diğer 5 Haziran Meydan’ı yüzbinlerin katılımına tanıklık etti. Bu tanıklık 3 yıl önce bu meydanda yaşamını yitirenleri unutmadı. Bir amcanın “Patlamanın olduğu mitingde abdest almamıştım. Şimdi abdestimi aldım geldim artık ne olursa olsun” sözü katliamcılara, “Sizden korkmuyorum” mesajı olarak yankılandı alanda. Miting başladığında alanı dolduran yüzbinler tek yürek olarak, “Şehit namırın” sloganları ile Sur, Cizre, Nusaybin, Gever, Ankara, Suruç’ta direnenlerin, katledilenlerin önünde secdeye durdu. “Katil Erdoğan” sloganları öfkenin boyutunu bir kez daha çarptı suratlara.

“Genç başladık genç başaracağız ”sözünün hiçbir alana bu kadar yakıştığını görmedim. Genç kadınların, erkeklerin coşkusu, heyecanı, morali, kararlılığı görülmeye değerdi. Gençler o anları tarihe mal etmek istercesine bol bol selfie çekerek bütün dünyaya, “Kürtler bu seçimin kaderini belirleyecek. Nasıl ki 1071’de Anadolu’nun kapılarını Türklere açmışlarsa, 24 Haziran’da da demokrasinin anahtarı Kürtlerin elinde” mesajı açık ve netti. 

 

12 Eylül karanlığına ışık olan Mazlum gibi...

 

12 Eylül karanlığa karşı Amed zindanlarında aydınlık olan Mazlum öğretisini kendine rehber edinmiş Amedliler. 16 yıllık AKP iktidarına, halkları karanlığa boğan kara zihniyete karşı yüzbinler olup miting alanına aktılar. Tıpkı miting alanını sözleriyle, gülüşleriyle, umutlarıyla, inançlarıyla, sloganlarıyla ve ellerindeki ışıklarla aydınlattıkları gibi 25 Haziran sabahında da halkların Kürtler öncülüğünde yeni bir zamana uyanacakların müjdelediler.