10 Ekim davası Sincan'a taşındı: Aileler 'adalet' diye haykırdı

  • 11:22 13 Haziran 2018
  • Güncel
ANKARA - Bugün de gergin başlayan 10 Ekim davası, duruşma boyunca sanık avukatları tarafından tahrik edilen aileler ile mahkeme başkanı arasında yaşanan diyalog dikkat çekti. Mahkeme başkanının yine cüppesini çıkararak ara verdiği duruşma, salonun yetersiz olduğu gerekçesiyle Sincan Adliyesi’ne taşınmasına karar verilerek, 31 Temmuz -2 Ağustos tarihlerine ertelendi. 
 
Ankara’da 10 Ekim 2015 tarihinde DAİŞ tarafından gerçekleştirilen canlı bomba saldırısı sonucu 103 kişinin yaşamını yitirdiği davanın 9’uncu grup blok duruşması ikinci gününde devam etti. Davaya, KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen, HDP Ankara milletvekili adayları Ceren Şimşek, Nazım Karakurt, İshak Kocabıyık, Filiz Kerestecioğlu, saldırıda yakınlarını kaybeden aileler ve avukatları katıldı. Dün savcının mütalaasını vermesi sonrası yaşanan gerginlik üzerine bugün duruşma salonunda alınan yoğun önlem dikkat çekti.
 
‘Yüce katiller hoş geldiniz’
 
Sayfalarca savunma hazırlayan sanıklar, salona girdiği esnada aileler “Çocuklarınızı bunlardan koruyun, onları bizden değil” diye tepki gösterdi. Bazı aileler de, “Yüce katiller hoş geldiniz, bizi korusaydınız. Siz susun, susun daha çok yatacaksınız. Pis katiller” şeklinde öfkelerini dile getirdi. 
 
Yapılan kimlik tespitinin ardından başlayan duruşmada DAİŞ’li sanıklardan Mehmedin Baranç’ın avukatı mütalaaya karşı süre isterken, Nihat Ürkmez’in savunma için süre istedi. Esin Altıntuğ’un avukatının tahliye talebi ve raporları dosyaya ibraz etmesi okundu.
 
‘Katliama giden yolları 400 vekil isteyenler döşedi’
 
Ardından müşteki avukatlarından Nuray Özdoğan, mütalaa ve savcılığın sunumuna karşı kısa beyanda bulunacaklarını belirterek, şöyle konuştu: “Bu katliamın öncesi Adana, Mersin bombalamalarıdır. Diğer savcılar nasıl delillere gözlerini kapattıysa, bizde dün umudumuzu yitirdik. Tüm insanlık için adalet istiyoruz. Politik cinayet ve katliama giden yollar başkaları tarafından döşendi. Bu katliama giden yolları döşeyenler 400 vekil isteyen, illerde şehirleri yakarak, yıkarak DAİŞ’lileri orada kullananlar. Irkçılıkla siyaset yapanlardır. Katliam ‘kokteyl örgüt yapıldı’ diyenleri gösterdi. Siz bu yolun göründüğü anlarda duvar ördünüz. 
 
‘Yargı siyasetin sınırlarıyla hareket etti’
 
Sizlerin nasıl gözlerini kapattığını, sırtını döndüğünü gördük. Bu katliama giden yolları örenler, Ankara’ya gelmesine izin veren emniyet yetkilileri, rezidansları boşaltanlara müsaade edenler, dinlemeye rağmen bunlara engel olmayan emniyet güçleridir. Yargının sunduğumuz delilleri görmeme hakkı yoktur. Türkiye tarihini etkileyen bir olaydan bahsediyoruz. Bugün hükümet ve devlet bunu yapmıyor. Ama yargı bu güçte ve yetkidedir. Siyaset başka ilişkilerle buna gözünü kapattı. İnsanlığa karşı suçtan yargılanmalıdır. Savcılığı eleştiriyoruz. Yargı çaresiz olamaz. Adalet bu sanıklara verilecek cezalarla sağlanamaz. Yargı siyasetin sınırlarıyla hareket etti. Katliamdan sorumlu olanları araştırmanızı istiyoruz. “
 
DAİŞ’li sanıkların avukatı: Yargılama boşuna yapılıyor 
 
DAİŞ’li Hatice Akaltın’ın avukatı Oğuz Akman, “Müvekkilim hakkındaki kısım yarım sayfadan oluşuyor. Mütalaaya savunma yapacağız. Savcılık makamı Esin Durgun’un ifadesi yüzünden ‘Hatice Akaltın’ın Suriye’ye gidip geldiğini’ söylediği için ceza verilmiş. Yargılama boşuna yapılıyor. Kopyala yapıştır iddianame hazırlanıyor. Savcılıkta iddianameyi kopyala yapıştır yapmış” dedi. 
 
Savcılık: Kime yaranacağım 
 
Alkışlarla duruşmayı protesto ederek, “Rengini belli ediyorsunuz. Kimseye yaranmana gerek yok. Adaleti sağla” diye tepki gösteren ailelere, savcı “Kime yaranacağım artık diye merak ediyorum” şeklinde yanıt verdi. 
 
Bunun üzerine mahkeme ve aileler arasında şöyle bir diyalog yaşandı:
 
 Mahkeme Başkanı: Size yüz kere usul anlattık.
 
Aileler: Evladını kaybettin mi Sayın Başkan? Bağımsız ol. Adil ol. Adalet istiyoruz. Siz tanımadığınız bir kişiyi nasıl evinde sağlarsınız. Gaz sıkan polisler neden yargılanmıyor?
 
 MB: Mahkeme huzuruna gelmesi için savcılığın iddianame düzenlemesi gerekir. Karşılıklı diyalog ile iş yürümez. Biz sizi dinliyoruz. Siz mahkemeyi dinlemiyorsunuz.
 
Aileler: Dinlemiyorsunuz. Bir kere dinler misiniz? Rica ederim. Yalvarıyorum size. Bende mi kendimi patlatayım. Bir kere dinleyin.
 
MB: 3 gündür sizi dinliyorum. Mahkeme karar vermeden siz ne yapıyorsunuz? Ne yapacağız onu anlamadık. Dünden beri müşteki avukatlarını dinliyoruz.
 
Aileler: Anma yaptırmıyorlar. Bu siyasi değil de nedir?
 
Mahkeme başkanı cüppesini çıkarıp ara verdi
 
Yaşanan gerginlik üzerine mahkeme başkanı bir kez daha cüppesini çıkararak duruşmaya verdi. Aileler, mahkemenin tutumunu alkışlarla protesto etti.
 
Aileler: Katiller, katilsiniz
 
“Katiller katilsiniz. Canlarımızı aldınız” diyen aileler, savcıya “Sizin vicdanınıza sesleniyorum. 15 Temmuz ile ilgili yüzlerce anıt dikildi. Bir tane anıtımız yok. Diri diri arkadaşlarımızı yaktılar. Yüreğimiz yandı bizim” diyerek seslendi. 
 
Verilen kısa aranın ardından tekrar başlayan duruşmaya sanıklar getirilmedi.
 
DAİŞ’li sanıkların avukatı: Adil yargılama yok 
 
Duruşma, DAİŞ’li sanıkların avukatlarının savunmasıyla devam etti. Sanıklardan Esin Durgun’un avukatı müvekkilinin tahliye edilmesini talep ederek, mütalaa için yazılı savunma için süre istedi.
 
DAİŞ’li Hacı Ali Durmaz’ın avukatı, mağdur ailelerini tahrik ederek, şöyle dedi: “Adil yargılama yok. Kendimizi güvende hissetmiyoruz. Meslektaşlarımdan bu konuyu görüşüp, huzuru sağlamalarını istiyorum. Salona makul düzeyde müşteki alınmasını istiyoruz. Güvenlik nedeniyle salondan müvekkiller çıkarılmıştır. Deliller toplanmıştır. Atılı suçu işlememiştir.”
 
Mahkeme başkanı yine tepki gösteren aileleri susturdu
 
“Bu nedir? Katiller. Yeter ama ya. Kendimizi patlatmıyoruz. Üzerimizde silah yok. Cop yok. Senin diploman var mı?” diye tepki gösteren ailelere, mahkeme başkanı “Usül anlattık arkadaşlar sakin olun yargılamaya devam edelim” dedi. Kendisine hakaret olduğunu ve tutanaklara geçilmesini isteyen sanık avukatı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunacağını söyledi. 
 
“Biz canlı bomba değiliz” diyen ailelere, mahkeme başkanı “Defalarca kanunu usulü anlattık. Sanıklar sizin hoşuna gitmeyecek şeyler söyleyebilir. Buna katlanmak zordur. Ama dışarı çıkabilirsiniz” yanıtı verdi. Bu esnada sanık avukatı, “ikinci mahkeme, su şişeleri atarak cübbemin kenarından geçti” diyerek, mağdur ailelerini provoke etmeye devam etti.
 
Sanık ve müşteki avukatları arasında tartışma 
 
Sanık avukatlar ile mağdur avukatları arasında kısa bir tartışma yaşandı. Sanık avukatı “Savunmama müdahale edemezsiniz” diyerek, avukatları provoke etti. DAİŞ sanığı Abdulmuttalip Demir’in avukatı, müvekkiliyle ilgili savunma yaptı. Müvekkilinin dosyasının Antep ile birleştirilmesini isteyen avukat, esas hakkında mütalaa için ek süre talep etti.
 
Duruşma Sincan Adliyesi’ne taşındı 
 
Gerginliğin ve savunmaların ardından ara kararını veren mahkeme heyeti, sanıklardan Erman Ekici yönünden TCK 314-1 maddesi, tüm sanıklar yönünden atılı suçlar hakkında TCK 58/9 maddesi göz önüne alınarak sanıklara ek savunma verilmesine karar vererek, şöyle dedi: “Sanıklar müdafileri ve katılan vekillerine iddia makamının yazılı mütalaasının tebliği, tutuklu sanıkların büyük kısmının duruşmaya gelmediği, sanıkların üzerine atılı suç yönünden zorunluluk müdafi söz konusu olduğundan duruşmada müdafilerinin hazır olmaları ve esasa ilişkin beyanda bulunmaları için ihtara yapılmasına, duruşmaya katılan sanık vekillerine ve katılanlar vekillerine mütalaaya karşı yazılı beyan için gelecek celseye kadar süre verilmesi, katılanların tevsi tahkikat taleplerinin bir kısmı hakkında daha önce karar verildiği bir kısmının dosyanın firari sanıklarına ilişkin olması, tutuklu sanıklar yönünden deliller toplanmış olması nazara alınarak, taleplerinin reddine, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, duruşmanın 31 Temmuz -2 Ağustos tarihine ertelenmesi, salonun yetersiz olmasından kaynaklı duruşmanın Sincan Adliyesi’nde yapılmasına karar verildi.”
 
Ailelerden karara tepki 
 
Karara “Bu mudur adalet. Oraya da geleceğiz” diye tepki gösteren aileler, alkışlarla ve sıralara vurarak “Adalet” diye haykırdı.