Hamide Yiğit Kandil tehditlerini değerlendirdi: AKP'nin tabanına sunabileceği hiçbir malzemesi kalmadı

  • 09:02 11 Haziran 2018
  • Güncel
Habibe Eren 
 
ANKARA - AKP iktidarının Efrîn' e yönelik saldırının ardından "Kandil'e gireceğiz" açıklamalarını değerlendiren Ortadoğu uzmanı ve yazar Hamide Yiğit, "Seçime kadar ertelenemeyen bu çöküş, AKP'yi başka vaatlere yönlendirecektir. AKP'nin tabanına sunabileceği başka hiçbir malzemesi kalmadığı için Kandil hamlesi gerçekleşebilir. Büyük ihtimalle ABD ile anlaşmalı olarak 'sınırlı hamle' gerçekleşebilir” dedi. 
 
Türkiye, sayılı günlerin kaldığı 24 Haziran seçimlerine ekonomik kriz ve Olağanüstü Hâl (OHAL) gölgesinde girecek. Ortadoğu uzmanı ve yazar Hamide Yiğit, seçim sürecinde Türkiye'nin siyasi atmosferini değerlendirdi. 
 
'OHAL'e sarılmasının tek sebebi muhaliflerin sesini kısmak'
 
OHAL gölgesinde seçime gidilmesinin başlı başına anti demokratik bir uygulama olduğunu belirten Hamide,  iktidarın OHAL'e sarılmasının tek sebebinin muhalif olan tüm kesimlerin sesini kısmak olduğunu vurguladı. Hamide, "Nitekim baştan eşitsiz bir seçim süreci başladı. Medya hakimiyetinin tek elde olduğu, adayların kendi programlarını açıklama özgürlüklerinin kısıtlandığı bir seçim söz konusu" dedi. 
 
'Bu dönem tarihe bir dip not olarak geçecek'
 
Tüm bu hukuksuzlukların yanında Halkların Demokratik Partisi (HDP) Cumhurbaşkanı adayının cezaevinde tutsak olduğunu hatırlatan Hamide, şöyle konuştu:
 
"Seçmenleriyle buluşması engellenmiş, kendini ifade etme özgürlüğünden yoksun bırakılmış bir aday var.  'Eşit ve adil seçim' ilkesi baştan ihlal edilmiş durumdadır. Selahattin Demirtaş'ın seçim çalışması yürütme hakkının elinde alınmış olması, tarihe bir dip not olarak geçecektir. Ülke demokrasisi açısından 'AKP rejiminin ürünü olarak' böylesi eşitsiz ve adil olmayan bir seçim sürecinin utancı yazılacaktır. Herkes matematiksel olarak AKP'yi geriletmenin tek koşulunun HDP'nin barajı aşması olduğunu görüyor. Keza akıl ve vicdan sahibi olan herkes şunu hatırlar; Erdoğan 10 aylık tutukluktan yıllarca mağduriyet yaratarak iktidarını korudu. Şimdi bu sözde mağdurun kendisine rakip olan bir aday cezaevinde tutuklu. Bu durum Erdoğan'ın mağdur edebiyatına sığınmasının sonudur, ayrıca samimiyetsizliğin açığa vurumudur.  Bence bu süreç,  mağduriyetlerden medet umarak gelen AKP'nin demokratlık adına kullanabileceği her türlü hamasi söylemleri açısından aleyhinedir ve 24 Haziran'a bu yönüyle yansıyacaktır." 
 
'Çöküş atlatılamadı vaatler masaldan ibaret'
 
AKP'nin, artık bu ülkeye vaat edebileceği hiçbir şey kalmadığına dikkat çeken Hamide, "Sadece kendi batırdıklarını, sanki kendi eserleri değil de başkalarından devralmış gibi yeniden düzeltmeyi vaat ediyorlar. Kötü yönetilen bir ekonomik süreç aynı akılla hiç bir şekilde düzelemez. Rasyonel olmayan, yağma ve talana endeksli bir ekonomi yönetiminin çöküşü kaçınılmazdır" dedi. AKP'nin uzun zamandır beklenen krizin görünürlüğünü erteleme uğraşı içinde olduğunu ancak bu krizin artık ertelenemez bir dönemece girdiğini söyleyen Hamide, "Baskın seçim kararının altında yatan nedenlerden biri de artık üstü örtülemez bu ekonomik çöküşün kendini dayatmasıdır. Nitekim olabilecek en erken tarihe seçim kararı alınmasına rağmen çöküş atlatılamadı. Mevcut iktidar politikaları sonucunda zirve yapan enflasyonun aynı iktidar tarafından seçimden sonra düşürüleceği vaadi bir masaldan ibarettir" diye konuştu. 
 
'Ertelenmeyen ekonomik kriz milliyetçi yeni savaş hamlelerine odaklanacak'
 
İktidarın, “enflasyonu tek haneye indireceğiz” şeklindeki açıklamalarını anımsatan Hamide, "Elinde öyle bir sihirli formülü varsa zaten ekonomiyi çökertmezdi, çökerten aynı akıl dışı anlayışın bunu bir seçim vaadi olarak sunması ise, aklı olan herkesle alay etmektir. Kısacası enflasyonu düşürme vaatleri boş ve oyalayıcıdır. Seçime kadar ertelenemeyen bu çöküş, AKP'yi başka vaatlere yönlendirecektir, başka seçim malzemelerine ihtiyaç duyulacaktır. Muhtemel ki, milliyetçi/ulusalcı tabanın duygularını okşayacak yeni savaş hamlelerine odaklanacaktır" şeklinde konuştu.  
 
'Türkiye ABD ile Kandil'e sınırlı bir hamle gerçekleştirebilir'
 
Efrin operasyonunun, AKP'nin iç ve dış siyasetteki çöküşünün üstünü örten, milliyetçi, Türk-İslamcı tabanı konsolide eden bir stratejik kurgu olduğunu vurgulayan Hamide, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Fakat üzerinden zaman geçti ve buradan devşirilen milli duygu ile kahramanlık hamaseti soğudu. AKP'nin seçim arifesinde yeni bir hamleye ihtiyacı olduğu açıktır. Efrin sürecinde yakalanan coşku ve desteğin bir kez daha nerede ve nasıl yakalanabileceği üzerine çok çalışıldığını tahmin ediyoruz. O zamanlar Efrin'den sonra hedef gösterilen Minbic ve Kandil'e yönelik bir kurguya bu günlerde yoğunlaşacaklarını da tahmin etmek zor değildi. Sonunda Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun soluğu ABD'de alması ve oradan 'Menbiç müjdesini' vermesi hamlesi geldi. Ardından Kandil yeniden hedef gösterildi. Adım atılır mı? Bence atılma olasılığı çok yüksek. Çünkü AKP'nin seçime yönelik tabanına sunabileceği başka hiçbir malzemesi kalmadığı için bu Kandil hamlesi gerçekleşebilir. Ama risksiz bir adım atmak isteyecektir. Büyük ihtimalle ABD ile anlaşmalı olarak 'sınırlı hamle 'gerçekleşebilir."
 
'ABD AKP'nin imdadına yetişerek seçim malzemesi verdi'
 
“Kandil'e gireceğiz” söylemleriyle ABD'nin AKP iktidarına hala destek sunmaya devam ettiğinin bir kez daha gözler önüne serildiğini söyleyen Hamide, "Çünkü AKP'nin, YPG'nin Menbiç'i boşaltıp Fırat'ın doğusuna çekilmesi konusundaki talep ve ısrarı hep vardı, fakat ABD'nin Fırat'ın batısıyla ilgili hiçbir kurgusu olmamasına ve bütün stratejilerini Fırat'ın doğusuna odaklamasına rağmen AKP'nin bu talebi sürüncemede bırakıldı. Ne var ki ABD, tam da seçim arifesinde Menbiç'in boşaltılması talebine hızlıca yanıt verdi. Yani AKP'nin imdadına yetişti ve tam zamanlı bir seçim malzemesi verdi. Bu demektir ki ABD, AKP'ye destek sunmaya devam ediyor. Eğer öyleyse, Kandil operasyonu için de yine 'tam zamanında'  sınırlı yeşil ışık yakacak demektir" dedi. 
 
'AKP seçimi kaybetmemek için bütün kozlarını oynayacak'
 
AKP'nin kendini tekrar eden bu tür seçim stratejilerinin bir kez daha tutup tutmayacağı konusunda kesin bir şey söylemenin zor olduğunu belirten Hamide, "Özellikle şehit cenazeleri büyük öfke patlamasına yol açıyor. AKP'nin bu öfke patlamasını kendi lehine dönüştürmeye çalıştığı daha önce görüldü, ama şehit cenazeleri üzerinden oy devşirme meselesinin ters tepme olasılığı da mevcuttur. Ama görünen o ki, AKP bu seçimi kaybetmemek için bütün kozlarını oynayacaktır" dedi. 
 
'Büyük bir kesim HDP'nin barajı aşması gerektiğinin farkında'
 
Önümüzdeki seçim sürecinde açığa çıkan en önemli şeyin,  AKP'nin ciddi anlamda tükenmişlik içinde olduğu gerçeği olduğunu dile getiren Hamide, bir diğer önemli durumun da siyasi olarak duruşu ve daha önce hangi partiye oy verdiği fark etmeksizin nüfusun büyük bir çoğunluğunun, AKP'yi geriletmek için HDP'nin barajı aşması gerektiğinin farkında olması konusu olduğunu söyledi. 
 
'HDP'yi sahiplenme göründüğünden çok daha fazla'
 
HDP üzerinden yürütülen baraj tartışmalarına da değinen Hamide, "Ancak şöyle de bir durum var: 'Suriye'de Kürt hareketinin ABD ile ittifak içinde olması, ABD'nin de Suriye konusunda AKP ile stratejik ortak olması,  üç tarafın yani AKP, ABD, Kürtlerin Suriye yönetimine karşı aslında stratejik ortak olduklarını dillendiren bir kesim var. HDP Meclis’e girdiğinde AKP'nin şu anda yürüttüğü ABD'nin Suriye'ye yönelik işgal politikalarına onay verir mi? Bu tereddütleri dillendirenlerin sayısı az değil. Bununla birlikte HDP'yi sahiplenmenin şimdiye kadar göründüğünden çok daha fazla olduğu açıktır" şeklinde konuştu.