
Kuzey Suriye'de 40 yıl önce tarihe düşen notlar
- 09:04 10 Haziran 2018
- Güncel
Devrim Amed
QAMIŞLO - Kuzey Suriye'de halkların gerçekleştirdiği devrimin filizlerinin 40 yıl önce PKK Lideri Abdullah Öcalan tarafından atıldığını belirten Suriya Hesen, Abdullah Öcalan ile tanışmasını anlatarak tarihe notlar düştü.
Kuzey Suriye'de halkların gerçekleştirdiği devrim inancını köklerini tarihten alırken, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın burada hemen herkes üzerinde büyük bir etkisi olduğu söylenir. Abdullah Öcalan ile o zamanlarda tanışan ve şu an 80 yaşında olan Suriya Hesen, "Ondan o kadar etkilendim ki çocuklarımın da devrim mücadelesine katılmasını istedim" diye anlatıyor.
Abdullah Öcalan ile tanışmak için 1980'de Qamışlo'dan bir grup olarak Beka Vadisi'ne gittiklerini belirten Suriye, o günü şöyle anlatıyor: "Kadınlı erkekli bir grup sivil onu görmeye gittik. Bizimle toplantı düzenledi ve çok etkileyici bir konuşma yaptı. Bir gün kaldık ve bir yıl sonra yeniden gittik. İkinci gidişimiz de oldukça kalabalıktı. Önderlik kadın sorunu ve ülke sorunu üzerine tartışmalar başlatmıştı. O gün duyduklarım hala hayatımda çok etkilidir."
'Çocuklarımın anlamlı bir yaşamı olsun istedim'
Abdullah Öcalan'ı gördükten sonra aktif olarak siyaset çalışmalarına katılan Suriye, bir oğlunu devrim mücadelesinde yitiriyor. Bir oğlunun yine bu mücadelede yaralandığını, söyleyen Suriya, "4 çocuğum var 4'ünü de devrim mücadelesine verdim. İkisi hala mücadele ediyor" diyor.
"Önderliğin yanına gittiğimde 'üç çocuğum katılmış dördüncüsünü vermek istiyorum' dedim. Tebessüm ederek üç kişi yeterlidir dedi" diye anlatan Suriya, "Çünkü onların anlamlı bir yaşamları olmasını istedim. Önderlik 40 yıl önce buradaydı ama hala onun etkisindeyiz ve siyaset çalışmaları da ona göre yürüyor" diyor.
'Bilincimiz yoktu bize bilinç verdi'
Suriya özgürlük mücadelesiyle yaşadıkları değişime dikkat çekerek o günlere dair şu notları düşüyor tarihe: "Bizim o zaman bilincimiz yoktu, Önderliğin yanına gittikten sonra bilincim gelişti. Kadın sorunu ve özgürlük düzeyi konusunda bizi bilinç ve inanç sahibi yapıyordu. Bir çocuk, kadın ya da bir yaşlı ile diyalog kurduğunda çok mütevazı ve eğiticiyi. Önder ve önderlik tanımı esas olarak Önder Abdullah Öcalan için yerini buluyor. O gerçek bir önderdi. Bizim aile ilişkilerimizde de bir değişim yaşıyorduk. Kadın olarak haklarımızı savunarak zulüm karşısında sesimizi yükseltiyorduk."
'Tecrit beynimize ve yüreğimize vurulan hançerdir'
İmralı'daki tecridin kendisinde büyük bir üzüntü ve öfke yarattığını ifade eden Suriya, "Yaşamımda, buradaki herkesin yaşamında bu kadar farklılık yaratan önderimizin tecrit altında olmasını kabul etmiyoruz. Önderliğimiz bizim haklarımızı savunduğu için tecrit altındadır. O bizim beyin ve yüreğimize girmiş bulunuyor. Bizim beynimiz ve yüreğimiz o olmadan sağlıklı çalışamaz, işleyemez. Bu gün Rojava devriminde onun emeğinin büyüklüğünü görmek mümkün, o nedenle de biz Önderliğimize borçluyuz. Kadınlar olarak mücadelemizi sonsuza dek sürdürerek Önderliğimizle buluşmayı sağlayacağız" diyor.