Katliamın ardından 3 yıl: 5 Haziran karanlıkta bırakılıyor
- 09:10 4 Haziran 2018
- Güncel
DİYARBAKIR - 5 Haziran katliamının avukatlarından Nadide Kurul, hem katliamda hem de katliamın ardından açılan dava ile ilgili ciddi ihmaller zinciri olduğunu söyleyerek, "Dosyada karanlıkta bırakılan bir çok nokta var. Derinlikli bir soruşturma yürütülmüyor" dedi.
Diyarbakır’da 5 Haziran 2015 yılında Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) İstasyon Meydanı’nda gerçekleştirdiği final mitingine yönelik DAİŞ çeteleri tarafından yapılan bombalı saldırının üzerinden 3 yıl geçti. O dönem HDP Eş Genel Başkan olan Selahattin Demirtaş sahneye çıkacağı sırada yaşanan patlamada 5 kişi katledilirken, 400’ü aşkın kişi yaralandı. HDP’lilerin müdahalesi daha büyük bir facianın yaşanmasının önüne geçerken, göz göre göre gerçekleşen katliamla ilgili açılan davanın üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen fail ve sorumlular hala cezalandırılmadı. Davanın 31 Mayıs 2018’de görülen 11. duruşması da eksik delillerin toplanması için 17 Temmuz’a ertelendi. 5 Haziran katliamı dava sürecini dosya avukatlarından Nadide Kurul değerlendirdi.
‘Adalete erişimin önü kapandı’
Olaydan hemen sonra dosyaya gizlilik kararı getirildiğini hatırlatan Nadide, gizliliğin 9 ay boyunca kaldırılmadığını, bu nedenle de dosyayla ilgili bilgileri avukatlar olarak çok sonra öğrenebildiklerini belirtti. Soruşturma aşamasında davaya müdahale etme ve dosyayla ilgili bilgi ve belgelere erişim taleplerinde bulunduklarını söyleyen Nadide, bu başvuruların birçoğunun kabul edilmediğini aktardı.
Gizlilik kararı nedeniyle dosya hakkında detaylı bilgiye erişemediklerini ve bu nedenle etkili bir soruşturma yürütülemediğini vurgulayan Nadide, “Dava açılır açılmaz nakil olarak Ankara Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Nakle ilişkin itirazlarımız oldu ancak bunlar da kabul edilmedi. Davanın nakliyle mağdurlar ve müştekiler bir daha mağdur oldular. Mağdurların ve müştekilerin davaya erişimi ciddi anlamda sekteye uğradı. Çünkü davayı takip edebilen mağdur ve müşteki fiziki olarak zorluk yaşamaları nedeniyle davaya gelemedi, takip edemedi. Adalete erişimlerinin önü kapandı” dedi.
‘Deliller tam olarak toplanmış değil’
Ankara’ya nakledilen dava ile ilgili delillerin tam olarak toplanmadığını ifade eden Nadide, “Şu anda davadaki tutuklu sanıkların telefon kayıtlarıyla ilgili telefon ilgili taleplerimiz var. Bütün sanıkların birden fazla kullandığı telefonlar var. Onlarla ilgili telefon kayıtları dosyaya gelecek. Tüm bunlar toplandıktan sonra bu kayıtlarla ilgili tekrardan bir bilirkişi raporunun alınmasını istedik. Henüz daha tüm kayıtlar dosyaya gelmediği için de çok fazla da ilerleyebilmiş değiliz” diye konuştu.
İhmaller zinciri
“Dosyada karanlıkta kalan yerler var” diyen Nadide, yargılama sırasında da bu konuya dair bilgi ve belgeye erişemediklerini söyledi. Nadide, bombayı alana koyan saldırgan başta olmak üzere sanıkların Diyarbakır’da iletişime geçtiği kişi veya kişilerin olup olmadığı, yardım alıp almadıkları bilgisine de ulaşamadıklarını aktardı.
Dosyada ciddi ihmaller zinciri olduğunu kaydeden Nadide, “Bombayı bırakan sanığın asker kaçağı olduğu, otelde sorgusu yapıldıktan sonra işlem yapılmadığı, yine miting alanındaki aramalarda ihmallerin olduğu ve ilk patlayan bombanın aslında çöp tenekesinde olduğu halde bulunmadığı gibi birçok ihmal söz konusu. Bunların büyük bir kısmı da olaydan sonra emniyetin müfettişlerince hazırlanan raporda görüntüleri ve delilleriyle yer alıyor. Onlarla ilgili de hem idari bir soruşturma süreci yürüdü” diye belirtti.
Sanıkların iletişim kurduğu kişi, kişiler kim?
Bu kadar kapsamlı bir olayın basit ele alınamayacağını vurgulayan Nadide, soruşturmayla beraber taleplerinin de derinleştiğini söyledi. Davanın karışık ve karmaşık olduğunu belirten Nadide, “Arkasında ne var bilemeyiz ancak bu sadece birkaç kişinin yaptığı bir şey değil. DAİŞ’in yaptığı ancak devletin de çok ciddi sorumluluğunun olduğu bir dosya. Bağlantıları çok karanlıkta kalan, açığa çıkmayan yönleri olan bir dosya ve gizlilik kararı yüzünden de birçok şeye erişemedik. Örneğin Orhan Gönder’in olaydan önce Diyarbakır’a geldiği öğrenildi. Bu süre zarfında ne yaptı, kimlerle görüştü bilinmiyor. Yine miting alanında konuştuğu, görüştüğü kişiler var. Bu kişilerle tesadüfen mi karşılaşmış yoksa tanıyor muydu bilinmiyor” diye kaydetti.
‘Adalete erişene kadar davayı takip edeceğiz’
Telefon kayıtlarında da benzer örnekler olduğunu söyleyen Nadide, şöyle devam etti: “Birçok soru işaretinin olduğu bir soruşturma. Biz edinebildiğimiz bilgi ve belgelerle derinleştirmeye çalışıyoruz ancak nereye kadar götürebiliriz bilmiyoruz. Şunu biliyoruz ki şu an yargılamaları yapılan sanıklar bu olayın tek faili değil. Bu katliamdan sorumlu olan herkesin yargılanması aslında adaletin tecellisini gerçekleştirecektir. Bu konuda biz de davayı adalete erişene kadar takip etmeye devam edeceğiz.”
Alanda görevli polisler de yargılanıyor
Katliam sırasında alanda görevli polisler hakkında da bir dava süreci başlatıldığını söyleyen Nadide, söz konusu davaya ilişkin mahkeme heyeti tarafından geçtiğimiz günlerde bir keşif yapıldığını belirtti. Nadide, “Biz hem burada hem de Ankara’da devam eden yargılamalarda benzer olaylardaki cezasızlığa evrilen bir sürece gitmemesi için elimizden geleni yapacağız. Olayın maddi gerçeğinin açığa çıkması için davayı takip edeceğiz. Umarız ki bu dosya da diğer dosyalar gibi sadece birkaç kişinin yaptığı rutin sıradan bir dava gibi sonuçlanmaz” diye konuştu.