Cumartesi Anneleri: Galatasaray'a gelmeyen adalet Türkiye'ye de gelmeyecek

  • 12:53 2 Haziran 2018
  • Güncel
İSTANBUL - Cumartesi Anneleri, 688'inci hafta buluşmasında "Galatasaray'a gelmeyen adalet Türkiye'ye de gelmeyecek" diye seslendi. 
 
Cumartesi Anneleri, kayıpların bulunması ve faillerden hesap sorulması için 688'inci hafta da Galatasaray Lisesi önünde bir araya geldi. Ellerinde kırmızı karanfiller taşıyan ve "Failler belli kayıplar nerede?" yazılı pankartının yer aldığı eylemde bu hafta, 24 yıl önce gözaltında kaybedilen Naif Umaz'ın akıbeti soruldu ve faillerin yargılanmasını istendi. 
 
Eylemde ilk olarak kaybedilen Hasan Ocak'ın ağabeyi Ali Ocak konuştu. Ali, koruculuk sisteminin lağvedilmesi gerektiğini belirterek, "Bu iktidar eli ile koruculuk sistemini koruyor. Yeni bir güvenlik sistemi oluşturulmalıdır. Koruculuk sistemi parametre bir örgüttür. Adalet arayışımıza yanıt veremez. Biz devletin adalet arayışıma yanıt vermesini istiyoruz" diye konuştu. 
 
Haftanın açıklamasını yapan Cumartesi İnsanları'ndan Fatoş Erdoğan "Galatasaray'a gelmeyen adalet Türkiye'ye de gelmeyecek. Gözaltında kaybedilenlerin akıbetlerinin açığa çıkarılması, adil bir yargı sürecinin işletilerek kaybetme suçunun cezalandırılması; Devletin bu yükümlülüğü esas alarak politikalar geliştirmesi ile mümkündür" sözlerini kullandı. 
 
İktidara gelen hükümetlerin bu güne kadar sorumluğunu yerine getirme noktasında siyasi bir irade göstermediğini söyleyen Fatoş, "Aksine yaşanan ağır insan hakları ihlallerindeki devletin sorumluluğunu inkâr ederek, ihlallerin devamcısı oldu. Bu durum gözaltında kaybetmeler dahil insanlığa karşı işlenmiş suçlarda adaletin sağlanması çabalarının etkisiz kalmasına yol açtı" diye konuştu.
 
'Üç ay sonra kimsesizler mezarlığında bulunur'
 
24 yıl önce kaybedilen Naif Umaz'ın hikayesini anlatan Fatoş şöyle devam etti: "Urfa'nın Viranşehir ilçesine bağlı Trojik köyünde Naif, 7 Haziran 1994 sabahı evine asker ve Bucak Aşireti'ne bağlı korucular tarafından yapılan baskınla gözaltına alınır. Aynı zamanda köyün muhtarı olan Naif'in elleri ve gözleri bağlanarak, beyaz bir Toros marka araca bindirilerek götürülür. Naif'i sormak için eşi Emine Umaz ve oğlu karakola gider ancak karakoldakilerden 'burada yok, Bucaklar almış olabilir' yanıtını alır. Bunun üzerine aile Sedat Bucak'ın evine gider. Emine burada ev baskınına katılan koruculardan birini görür ve ona 'eşimi nereye götürdünüz diye sorar. Korucu, 'eşini JİTEM götürdü. Benimle ilgili değil' dedi. Naif'i her yerde arayan ailesi, 3 ay sonra kimsesizler mezarlığına gömüldüğünü öğrenir. Mezar açılınca Naif'in elleri, ayakları ve gözleri bağlı bir şekilde gömüldüğü anlaşılır."  
 
'Yargı süreci işletilmedi'
 
Naif'in gözaltına alındıktan sonra, kaybedilen Naif'in cenazesinin bir çuvala konularak Fırat Nehri'ne atıldığını kaydeden Fatoş, "Bir süre sonra kıyıya vuran çuvalı bulan çobanların Jandarmaya haber verdikleri ve resmi işlemler yapıldıktan sonra defin işleminin gerçekleştiği açığa çıktı. Ancak bugüne kadar Naif Umaz dosyasında işlenen suçun açığa çıkarılması, faillerin cezalandırılması ve ailenin adalete erişimini sağlayacak bir yargı süreci işletilmedi."
 
'Adalet istiyoruz'
 
Türkiye'nin demokratikleşmesi, toplumsal barış ve huzurun sağlanması için adaleti tesis edecek politikalara ihtiyaç olunduğunu söyleyen Fatoş son olarak şöyle dedi: "Bütün siyasilerin karşısına 'Adalet İstiyoruz!' talebiyle çıkın. Naif Umaz'ın gözaltında kaybedilmesinin 24. yılında, adli makamlara sonuçsuz bırakılarak savcılık raflarına terk edilen Umaz dosyasının yeniden açılarak adil, etkin ve bağımsız bir soruşturma ve kovuşturma yapılması çağrısında bulunuyoruz. Adalet istiyoruz! Demokratik siyaset istiyoruz! Demokratik bir hukuk devleti istiyoruz! Bunun için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz"
 
Cumartesi Anneleri'nin eylem, açıklamanın ardından sona erdi.